CHP Sözcüsü Deniz Yücel, Parti Meclisi toplantısı sonrası belediye başkan adaylarını duyurmak üzere açıklamalarda bulunuyor.

Deniz Yücel’in açıklamalarından satır başları şöyle:

"Bu hafta bizi ve milyonlarca vatandaşımızı çok rahatsız eden bir açıklama yapıldı. Çok öfkeliyiz. Sosyal medyadan mesajlar yağıyor… Genel merkezimizin telefonları susmuyor. Yurttaşlarımız 'Endişeliyiz' diyor.

Bütçe görüşmeleri elbette her zaman hararetli geçer, tartışmalar da yaşanır. Ancak ilk kez bir bakan Meclisin kürsüsünden Cumhuriyet’e açıkça meydan okudu. Tarikatları bilimin önünde tuttu. Fedakâr öğretmenlerimiz için 'Terörist yetiştiriyorlar' deme cüretini gösterdi.

Bu çirkin ve saygısız açıklamanın ardından, Bu kişinin derhal haddinin bildirilmesini istedik ama hala Saraydan tık yok. O çok övdüğü tarikatlar olmazsa, çocuklarımız terörist olacakmış.

Tacizle, istismarla anılan tarikatların desteğiyle çocuklar daha iyi yetişecekmiş. Yıllardır eğitim için ter döken, çocuklar için emek harcayan öğretmenlerimize daha büyük bir hakaret olamaz.

Terörist arıyorsan yıllarca destek verdiğin cemaatlerde ara Yusuf Tekin! FETÖ’yü hatırla… Çağdaşlık hedefinden, bilimsel eğitimden, laiklik ilkesinden ödün verilmesine izin vermeyeceğiz. AKP iktidarlarında, senden önce o koltukta, 8 bakan daha oturdu, Hiçbiri senin kadar pervasız davranmadı. Haddini bileceksin, şeyhlere, şıhlara, tarikatlara hizmet eden bir mürit değil devletine, milletine hizmet eden bir bakan olacaksın. Aksi halde o işgal ettiğin koltuktan derhal kalkacaksın.

YÜCEL'DEN BAKAN GÜLER'E: YAZIKLAR OLSUN SANA

Kendine 'teğmen' diyen bir personel Türkiye’nin en önemli değerinin rozetini takmaktan imtina ediyor, onu uyaran Atatürkçü, vatanperver, gerçek subaylar ceza alıyor. Siz Mustafa Kemal’in askerlerini cezalandıramazsınız.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’e de bir çift sözümüz var. Bunu soran milletvekillerimize açıklama yapıyorsun ama bir kez bile 'Atatürk' diyemiyorsun. Yazıklar olsun sana… 'Yakasına takması gereken fotoğraf' ifadesini kullanıyor, bu çirkin davranışı yapana da 'subayımız' diyorsun. Haklı tepkilerini ortaya koyan askerlerimiz için ise 'öğrenciler' ifadesini kullanıyorsun. Atatürk bizim en önemli değerimizdir. Ben bu rozeti takmaktan gurur duyuyorum, sen adını bile anmaktan kaçınıyorsun.

"100 ÇOCUKTAN 22'Sİ YOKSUL"

"Günden güne derinleşen ekonomik krizin çocuk yoksulluğuna etkisi de tartışmasız. Türkiye, maalesef çocuk yoksulluğunun en yüksek olduğu ikinci ülke… Ülkemizde her 100 çocuktan 22’si yoksul….

Geçtiğimiz haftalarda yayımlanan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı’nın açıklamış olduğu rapora göre;

Türkiye’de her beş çocuktan biri parası olmadığı için haftada en az bir kez öğün atlıyor ve yemek yiyemiyor. Okul çağındaki çocuklarımızın sağlıklı gelişimi için gerekli asgari beslenme maliyeti günlük 159, aylık 4 bin 785 lira. Okul çağında iki çocuğu olan bir ailenin sadece çocuklarının sağlıklı ve dengeli beslenmesi için ayda 10 bin liraya ihtiyacı var. Milyonlarca çalışanın asgari ücret ve civarında ücretlerle geçim mücadelesi verdiği ülkemizde, gelişme çağındaki çocuklarımızın en az bir öğünlerinin devlet tarafından karşılanması şarttır.

Türkiye’de ölüm, kadını evde buluyor, 'Kol kırılır yen içinde kalır' anlayışıyla çoğu kez örtbas ediliyor. Kimilerini sokak ortasında tüfekle, kimilerini de maden ocağında yakalıyor.  Türkiye’de depremde de ölebilirsiniz, sele de kapılabilirsiniz.  AKP Türkiye’sinde artık bir ölüm nedenimiz daha var: o da devlet yurtlarındaki asansörler… Bu bakımsız asansörler öğrencilerin korkulu rüyası olurken, dikkat edilmesi gereken bir 'ölüm nedeni' haline geldi.

"HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNDEN VE ANAYASA’DAN TARAFIZ"

Bugün Anayasa Mahkemesi ikinci defa Hatay halkının iradesine sahip çıkan bir karar verdi. Anayasa'nın 153'üncü maddesi tereddütte yer vermeyecek derecede açık. AYM kararları, yasama, yürütme ve yargı organları ile idari kurumları ve gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Hukuk devletinde, AYM kararlarının uygulanmaması söz konusu olamaz. Hepimizi bir arada tutan Anayasa'ya ve Anayasal kurumlara karşı tırmandırılan  yargı krizinin temeli siyasi müdahalelerdir. Yargıyı siyasallaştırmak kimseye fayda sağlamaz.

Adaletin olmadığı yerde iktidar sahipleri dahil, kimse güven değildir. Biz, Meclise had bildiren, halk iradesini yok sayan ve bağımsızlığını yitirerek siyasallaşmış yargıya karşı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nda 21 gün 500 saat “Adalet Nöbeti” tuttuk. Tarafımız çok açık. Cumhuriyet Halk Partisi olarak adaletten, hukukun üstünlüğünden ve Anayasa’dan tarafız."