Yapılan açıklamada, “Cumhuriyet Halk Partisini; Atatürk ilke ve devrimlerine daha sıkı sarılarak kurtarıcımız ve kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolundan sapmadan, sosyal demokrasinin evrensel ilkelerini ön planda tutarak, sivil toplum örgütleriyle, meslek odalarıyla, sendikalarla, çiftçilerle, işçilerle, emekçilerle ve toplumun tüm kesimleriyle el ele, omuz omuza vererek iktidara taşımak ve halkın iktidarını kurmaktır.” denildi. Açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verildi:
DEMOKRASİ VE ADALET HAREKETİ (CHP) KAMUOYUNA
Hatırlanacağı üzere bir grup Cumhuriyet Halk Partili il, ilçe başkanları, kurultay delegeleri ve gönüllü partililerden oluşan Demokrasi ve Adalet Hareketi olarak ilk defa 2 Haziran 2023 tarihinde yayınladığımız olağanüstü kurultay çağrısı ile kamuoyunun önüne çıkmıştık.
ÖNCELİKLE BELİRTMEK İSTERİZ Kİ;
Demokrasi ve Adalet Hareketi Gücünü: Atatürk Devrimleri ile onun kurduğu tam bağımsız Türkiye Cumhuriyetinden ve Cumhuriyet Halk Partisinin Altı Okunda simgeleşmiş ilkelerinden ve örgütünden alır.
Hiçbir kişiye ve gruba angaje olmaksızın, kişisel bir değişimden çok, toplumdaki ve tabandaki anlayış ve sistem değişikliği talebini ve beklentisini dile getirir, demokratik ve katılımcı bir tüzük olmadıkça gerçek bir değişim ve dönüşümün olamayacağını savunur.
DEMOKRASİ VE ADALET HAREKETİNİN AMACI:
Cumhuriyet Halk Partisini; Atatürk ilke ve devrimlerine daha sıkı sarılarak kurtarıcımız ve kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolundan sapmadan, sosyal demokrasinin evrensel ilkelerini ön planda tutarak, sivil toplum örgütleriyle, meslek odalarıyla, sendikalarla, çiftçilerle, işçilerle, emekçilerle ve toplumun tüm kesimleriyle el ele, omuz omuza vererek iktidara taşımak ve halkın iktidarını kurmaktır.
Bu niyet ve amaçla çıkmış olduğumuz bu yolda 2023 Cumhurbaşkanlığı birinci ve ikinci tur seçimleri ile milletvekilli seçim sonuçlarını ve seçim sürecini tüm yönleriyle analiz etmeye ve değerlendirmeye çalıştık.
Bu vesileyle Cumhuriyet Halk Partisine ve adayımız, Millet İttifakı Adayı Genel Başkanımız Sn.Kemal KILIÇDAROĞLU’na oy veren milyonlarca yurttaşımıza yürekten teşekkür ediyor, şükranlarımızı sunuyoruz.
Bu seçimlerde yüz yüze olduğumuz en önemli ve en yalın gerçek, hiç kuşku yok ki Cumhuriyet Halk Partisinin başarısız olduğu gerçeğidir. Cumhuriyet Halk Partisi geleceğe yeniden umutla bakabilmek istiyorsa eğer, bu başarısızlıkla yüzleşmek ve samimi bir özeleştiri yapmak zorundadır. Bu herşeyden önce sahada ölümüne mücadele eden yüzbinlerce parti emekçisine, parti örgütüne ve kendisine oy veren milyonlarca yurttaşa karşı olması gereken sorumluluğun ve saygının bir gereğidir.
Bu başarısızlığı: Salt Cumhur İttifakının ve adayının seçim süreci boyunca yürüttükleri, iftira ve yalana dayalı kirli ve kara propagandasına ve kırsalın oyunu alamamaya indirgeyerek, ve bir takım bireysel hatalara dayandırarak geçiştirme çabalarını, gerçekçi ve samimi bulmamız mümkün değildir.
Elbette bu faktörlerin etkisi olduğunu kabul ederiz. Ancak 20 yıllık kötü yönetimin ve tek adam rejiminin ülkede yarattığı sosyal, siyasal, ekonomik ve hukuksal çöküntünün ve yıkımın; ekonomik kriz ve hayat pahalılığının, adaletsizliğin ve yolsuzluğun adeta bir karabasan gibi toplumun üzerine çöktüğü bir ortamda ve zamanda gidilen bir seçimi dahi kazanca dönüştürememenin sebepleri elbette açığa konmalı ve kamuoyu önünde siyasi hesabı verilmelidir.
Son bir haftadır kamuoyunu ziyadesiyle meşgul eden bir hadise var ki ona değinmeden geçmemiz mümkün olamaz elbette. Tüm partiler ve siyaset kurumu için adeta bir ibret ve ders vesikası niteliğinde olan bu olay, bizim görüşlerimizin ve isyanımızın da ne denli haklı ve yerinde olduğunu göstermesi bakımından son derece önemlidir.
Düşününüz ki, CHP kimliği taşıyan ve seçim tarihinde halen CHP milletvekili olan bir şahsın çıkıp ben Kemal KILIÇDAROĞLU’na oy vermedim, birinci turda Sinan Oğan’a, ikinci turda ise geçersiz oy kullandım diye açıklama yapması; bir siyasi parti yönetiminin siyasette her şey mübahtır anlayışıyla sağdan siyasetçi devşirme tutkusunun mahsurlarından sadece bir tanesidir.
Mücadelemiz; bunlara karşı gerçek Cumhuriyet Halk Partililerin ve Atatürkçülerin haklarını ve alın terlerini koruma ve savunma mücadelesidir.
Mücadelemiz; bu tür gaflet ve ihanetlerin bundan sonrada yaşanmasını önleme, bu ülkeye ve Cumhuriyet Halk Partili seçmene reva görülen bu kötülükleri önleme mücadelesidir.
YAPTIĞIMIZ DEĞERLENDİRMELER NETİCESİNDE SEÇİM BAŞARISIZLIĞININ BAŞLICA NEDENLERİNİ:
1- İllerinde seçimle göreve gelmiş, onca olumsuzluklara ve ağır ekonomik ve siyasal koşullara rağmen il başkanlığı görevini yıllarca başarıyla yürütmüş, tabanla genel merkez arasında köprü olması gereken, ilin en yetkili temsilcisi sıfatını taşıyan il başkanlarının sesine kulak verilmeden, görüşleri önemsenmeden, fedakar, cefakar parti örgütü ve parti emekçileri yok sayılarak oluşturulan aday listeleri.
2- Örgütün ve parti tabanının talep ve beklentilerini yansıtmayan ve hiçbir objektif ilkeye ve emek, liyakat kriterine dayanmadan belirlenen adaylar.
3- Aramızda bulunan bazı il başkanlarımızın bizzat genel merkeze giderek ittifakın tek parti adı altında tek listeyle seçimlere gitmenin çok sakıncalı olacağı, bazı milliyetçi muhafazakar seçmenin CHP ismine, bazı sol-sosyalist- sosyal demokrat seçmenin de milliyetçi muhafazakar partilere ve adaylara oy vermekte zorlanacakları, dolayısısyla ittifak içerisinde ancak her partinin kendi listesiyle yada ayni ideolojik çizgide olan partilerin kendi aralarında yapacakları ortak listeyle seçimlere gitmesinin daha doğru olacağına dair görüş ve düşüncelerinin genel merkez tarafından değerlendirilmeye dahi değer bulunmayarak doğrudan ve açıktan reddedilmesi.
4- İttifak içi partiler arası ilişkilerin yeterince sağlıklı ve güvene dayalı bir zemine oturtulamaması, aday belirlemede yaşanan ve dışarıya yansıyan sıkıntılar, söylem ve eylem birliğinin bir türlü senkronize edilememesi, yine iki seçim arası yapılan yeni iş birliği ilişkilerinin aceleye getirilmesi, bir taraftan devlet yönetiminde israftan uzak, hesap verilebilir, şeffaf ve denetlenmesi kolay realist ve rasyonel, demokratik, çağdaş bir mekanizma kurma vaad ve iddiası ile seçmenin karşısına çıkmışken, bir yerde bunun tam tersine yani kontrolü ve denetimi daha da zorlaştıran, hukuki meşruluğu tartışılır bir modele dönerek ittifak partilerinin genel başkanlarının ve bazı belediye başkanlarının Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak ilan edilmesinin seçmen zihninde yarattığı dağınıklık algısı ve görüntüsü.
5- Propaganda araçlarında ve vaatlerindeki istikrarsızlık ve tutarsızlık, bu vaatlerin günlük ve anlık gelişmelere dayalı olarak çok fazla ve çok sık değişmesinin yarattığı kafa karışıklığı ve sebep olduğu güven kaybı.
Olarak görüyor ve evirip çevirmeden doğrudan ve yüksek sesle söylüyoruz.
BU TESPİT VE DEĞERLENDİRMELER IŞIĞINDA, ZAMAN KAYBEDİLMEDEN ATILMASI GEREKEN ADIMLAR:
1- Evet partide köklü bir değişim ihtiyacı olduğu muhakkak, yeni ve taze bir kana acil ihtiyaç olduğu aşikar, ancak böylesine net ve açık bir başarısızlık karşısında yapılacak değişim, başarısızlığın asıl müsebbipleri olan kadrolar tümden değişir ve parti kuruluş ilkelerine yeniden dönerse ancak bir anlam kazanır ve amacına ulaşır. Bu nedenle mevcut genel merkez yönetimi çok acil olarak çekilmeli ve yeni ve liyakatli kadroların önünü açmalıdır.
2-Değişim sadece kişilerden ibaret kalmamalı, değişim ayni zamanda partinin anayasası olan tüzükte de yapılmalı, hatta değişime tüzükten başlanılmalı ve Uluslararası Sosyalist Enternasyonal üyesi Cumhuriyet Halk Partisi de her sol-sosyalist-sosyal demokrat partide olduğu gibi evrensel ölçekte katılımcı ve demokratik bir tüzüğe kavuşturulmalıdır.
3- Zira parti içi demokrasiyi ve katılımcılığı sağlayacak olan demokratik bir tüzüğü; Cumhuriyet Halk Partisini başarıya taşıyacak en önemli ve en vazgeçilmez ön şartlardan biri olarak gördüğümüzü ayrıca belirtmek istiyoruz. Yeni tüzük, parti örgütlerinin görüş ve önerileri ışığında hazırlanmalıdır.
4-Demokratik tüzük konusundaki ve kökten bir kadro değişimindeki ısrarımızın nedeni: siyaseti halk için, halkla birlikte yapma ilkemizi ancak seçme ve seçilme hakkının özgürce, doğrudan ve demokratik bir biçimde kullanılması ile mümkün olabileceğine, bununda ancak demokratik ve katılımcı bir tüzükle ve belki daha da önemlisi bu tüzüğün gereklerini hiçbir istisnaya yer vermeyecek şekilde hayata geçirilebilecek liyakat sahibi yöneticilerle ancak mümkün olacağına dair inancımızdır.
5- Parti tüzüğünde gerekli düzenlemeler ve değişiklikler yapılarak, il ve ilçe başkanları, belediye meclis üyeleri, belediye başkanları, kurultay delegeleri ve milletvekili adaylarının tamamının delegeler tarafından değil, seçim bölgelerine kayıtlı tüm parti üyelerinin katılımı ile yapılacak ön seçimle belirlenmesini, MYK Üyelerinin ise Parti Meclisi tarafından seçim yoluyla belirlenmesinin zorunlu hale getirilmesini talep ediyoruz.
Arzuladığımız Ve Uğruna Mücadele Ettiğimiz Demokratik Tüzük Ve Yeni Kadro Sayesinde.
Örgütümüzde ve üyelerimizde katılımcı demokratik kültür ve bilinç gelişecek,
Aday belirlemede söz ve karar sahibi olan parti örgütümüz ve emekçilerimiz daha fazla görev ve sorumluluk üstlenmekten kaçınmayacak,
Genç arkadaşlarımızın ve kadın yoldaşlarımızın siyasette daha fazla var olmalarının önü açılacak,
Örgüt emekçilerinin, il, ilçe başkan ve yöneticilerinin kaderinin bir kişinin iki dudağı arasında olmasının önüne geçilecek,
Yüksek oranda ya da sınırsız kontenjan kullanımı önlenecek,
MYK üyeleri Genel Başkan tarafından değil, Parti Meclisi tarafından gizli
oyla seçilmesi sağlanacak,
Parti ve örgüt emekçilerimizin moral ve motivasyonu üst seviyeye çıkacak,
Hangi kademede görev alırlarsa alsınlar, tüm parti üyelerimizin geleceği güven altına alınacaktır.
Ve asıl kazanan partimiz olacaktır.
İşte bunlar gerçekleşirse ancak o zaman Cumhuriyet Halk Partisi kısa bir süre sonra yapılacak olan yerel seçimlerde ve gelecekte yapılacak tüm seçimlerde yeniden halkta ve seçmende umut ve heyecan yaratabilir ve başarıya ulaşabilir.
Taleplerimizin ana temasını oluşturan demokratik tüzük taslağımızı ve talepnamemizi Genel Merkezede ziyaret ettiğimiz Genel Başkanımız Sn.Kemal KILIÇDAROĞLU’na sunduk. Sn.Genel Başkanımızın da demokratik tüzük konusunda duyarlı olduğunu memnuniyetle gördük ve bu vesileyle bir kez daha en kısa zamanda demokratik tüzük konusundaki tüzük kurultayı çağrımızı yineliyoruz.
DEMOKRASİ VE ADALET HAREKETİ OLARAK BİZ:
Bu sonuçlardan payımıza düşen sorumluluğu üstleniyor ve üzerimize düşen görevi yerine getirmeye gayret ediyoruz. Ancak bu başarısızlıkta herkesten çok sorumluluğu olanları da sorumluluklarını üstlenmeye davet ediyor ve gereğini yerine getirmelerini bekliyoruz. Makul bir süre bekledikten sonra tüzükten ve yasadan doğan haklarımızı kullanmaktan geri durmayacağımızın da bilinmesini istiyoruz.
20.06.2023
SAYGILARIMIZLA DEMOKRASİ VE ADALET HAREKETİ