Ankara'da Dikmen Demokrasi Platformu'nun çağrısıyla, 6 Şubat Depremlerinin yıldönümünde basın açıklaması düzenlendi.
Açıklamayı Hatay'dan gelen Gizem Mansuroğlu okudu. 
Rant düzeninden hesap sormak için bir araya geldiklerini vurgulayan platformun açıklamalarında şunlara yer verildi:

"6 Şubat depreminin üzerinden tam bir yıl geçti. Deprem ve devamında yaşanan felaketler bir yıldır hala devam ediyor. Bizler Dikmen Demokrasi Platformu olarak kaybettiğimiz canları anmak ve rant düzeninden hesap sormak için bugün bir aradayız. Bir yıldır halka yaşatılanları ne unuturuz ne de affederiz. Bizleri yıkıntıların altında bırakanlardan hesap soracağız. 

"AFAD DEPREM BÖLGESİNE İLK İKİ GÜN ULAŞMADI"

Bir yıl önce memleketin yarısını etkileyen deprem felaketi binlerce canımızı bizden koparttı. Acımız da öfkemiz de çok büyük. Büyük çünkü deprem kaçınılmazsa alınacak önlemler de kaçınılmaz olmalıydı. Deprem kaçınılmazsa depremin ilk saatlerinde, ilk günlerinde yapılacak ilk müdahaleler de kaçınılmaz olmalıydı. Ama en yetkili kurumlardan AFAD deprem bölgesine ilk iki gün ulaşmadı bile. Kurtarılabilecek pek çok hayat geç kalınmasından kaynaklı kurtarılamadı. Ailelerinden, evlerinden, kentlerinden olanların acil ihtiyaçları günlerce karşılanmadı. Kızılay'ın çadır dağıtması gerekirken çadırları sattığı ortaya çıktı. 
Bir yıldır ne çürük binaları yapan müteahhitlerden ne de imar affı çıkaranlardan gerçek bir hesap sorulmadı. Hayatta kalanlar 20 milyon tona yakın enkazın sonucu oluşan molozlar ve asbest içerisinde yaşamaya mahkum edildi. Sadece 6 Şubat depremleri için 115 milyar lira toplandı ama nerede ve ne için kullanıldı bilmiyoruz. Kayıp çocuklar tarikat yurtlarında bulundu ama hala kayıp çok fazla yetişkin insan ve çocuğun akıbetini bilmiyoruz. Depremin üzerinden bir yıl geçti ancak deprem bölgesinde yeni bir yaşam kurulmuş değil. Barınma, beslenme, sağlık, ısınma ve eğitim gibi en temel insanı haklara ulaşım çok sınırlı. Bir yıldır deprem bölgesinin ihtiyaçları karşılanmıyor.

"İSTANBUL DEPREMİNE BİLİMİN YOL GÖSTERİCİLİĞİNDE HAZIRLANILMALI"

Bugüne kadar yapılan bütün bilimsel uyarılara ve meslek örgütlerinin tüm çağrılarına rağmen hükümet ve devlet yöneticileri deprem tehlikesine karşı gerekli tedbirleri almadılar. Aksine rantı büyüttüler. Göz göre göre halkı bir felakete sürüklediler. Sonuç halk için tam bir yıkım oldu. ”Asrın felaketi” denilerek deprem katliamının üzeri kapatılmaya çalışıldı ancak bizler gerçek sorumluları biliyoruz. Felaketi katlayan şey AKP hükümetlerinin ve tek adam yönetiminin deprem vergileri dahil bütün kaynakları sermayenin çıkarları için harcamasıdır. Halkı yok sayan imar politikalarındaki ısrardır. Yaşadığımız cehennemin nedeni sözü edildiği gibi bir “kader planı” değil doymak bilmeyen kar ve rant hırsıdır. Son yaşadığımız deprem gerçeği de gösterdi ki depremle birlikte halkın üzerine çöken tam olarak kapitalist yağma düzenidir. Bilimi dışlayan bir imar planı yeni felaketler doğuracaktır. Kentlerin yeniden inşasında müteahhitler değil o kentin emek ve meslek örgütleri, halk güçleri, bilim ve kültür insanları söz sahibi olmalıdır.
Kapıdaki İstanbul depremine bilimin yol göstericiliğinde hazırlanmalı rant için değil halkın insanca yaşam hakkı için konutlar inşa edilmelidir.

"ÜLKEMİZİ BU KARANLIKTAN BİRLİKTE KURTARACAĞIZ"

Depremin 1.yılında bir kez daha halkımıza başsağlığı diliyor, işçi ve emekçileri, emek ve meslek örgütlerini, demokrasi ve halk güçlerini mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz. Yaralarımızı birlikte saracağız deprem katliamının hesabını birlikte soracağız ve ülkemizi bu karanlıktan birlikte kurtaracağız.