dokuz8'in 4'üncü kuruluş yıl dönümü vesilesi ile @Ozguruz_org'un canlı yayınına katılan dokuz8HABER kurucularından Gökhan Biçici, dokuz8'in bundan sonra yapacaklarına dair bilgiler verdi. "Bütün eğitim içeriklerinin yüklü olduğu, fiziki olarak bizimle temas halinde olmasalar bile yurttaş habercilerinin, yurttaşların bulundukları yerde o eğitimi alabilecekleri bir platform yaratıyoruz" diyen Biçici "eğitim alanındaki çalışmaları bir akademinin kuruluşu ile taçlandıracağız" müjdesini verdi.
dokuz8HABER kurucularından @GokhanBicici dokuz8'in 4'üncü kuruluş yıl dönümü vesilesi ile @Ozguruz_org'un canlı yayınına katıldı.
“HER YURTTAŞ BİR MUHABİR, HER AKILLI TELEFON BİR CANLI YAYIN ARACI”
“Dokuz8 resmi olarak 4 yıl önce kuruldu” diyen Gökhan Biçici süreci şöyle anlattı: “Hazırlık süreci çalışmaları dediğimizde daha geriye gidiyor. Meselenin iki boyutu var ama somut olarak Gezi direnişinde aslında temelleri atıldı.Ama somut olarak yayına 30 Mart 2014 yerel seçimlerde oluşturduğumuz seçim izleme merkezi ile birlikte başladık. Ogün ilk defa dokuz8HABER adına yayın yaptık. Ama Abbasağa Parkı’nda Medya İletişim Grubu’nun oluşturulması; 24 Temmuz’da düzenlenen Medya Forumu; hemen öncesinde daha Gezi Parkı’nda ustream yayınları; ondan daha önce 1 Mayıs 2013’te Emek Dünyası’nın, TAREM’in Jiyan’la ve Naber Medya ile birlikte 1 Mayıs alanlarından yaptığı canlı yayınlar var. O dönem bir sloganla bir çağrı yapmıştık; Her yurttaş bir muhabir, her akıllı telefon bir canlı yayın aracı diye.Yurttaş haber ağının temellerini böyle attık.” Biçici “Yurttaş Haberciliği nedir” sorusuna “Yurttaş haberciliğinin nasıl tanımlanacağı üzerine tartışmalar hala devam ediyor ama en genel tanımı ile şunları söyleyebiliriz. İki boyutu var birincisi yurttaşların haber niteliği taşıyan içerik üretmesi ve paylaşması” yanıtını verdi.
“YURTTAŞ HABERCİLİĞİ AKTİVİZMDEN BAĞIMSIZ TARTIŞILAN BİR KAVRAM DEĞİL”
“Şöyle söyleyebiliriz; Mesleki motivasyon dışında herhangi bir motivasyonla üretilen haber demek daha kapsayıcı bir tanım olur” diyen Biçici, “Yurttaş haberciliği aslında aktivizmden bağımsız tartışılan bir kavram değil. Ama yurttaş haberciliği sadece aktivist motivasyonu ile yapılan haberleri de kapsamıyor” dedi. “Çok daha geriye gidebiliriz. Yurttaş haberciliğini 1980’lerle başlatan var. Amerikada medyanın topluma yabancılaşmasına sermaye egemenliğine büyük ölçüde tabi olmasına bir yurttaş tepkisi olarak ortaya çıktığı söylenir” diyen Biçici örneği daha da geriye götürerek, “Örneğin 1960’lı 70’li yıllarda bir radyo programına bir yurttaşın bağlanıp telefonda bilgi vermesi, bunu da az çok düzenli yapması ama bunun karşılığında mesleki bir gelir elde etmemesi düşünüldüğünde o da bir yurttaş haberciliği olarak düşünmek mümkün” ifadelerini kullandı. Biçici “Yurttaş haberciliğininmedya üzerinde belirleyecek etkileyecekhatta yer yer domine edebilecekbir güç haline gelmesi büyük ölçüde iletişim teknolojilerinin gelişmesi ile sözkonusu oldu.O noktada sosyal medyanın gelişmesi web 2.0 teknolojilerinin gelişmesi çok temel bir kırılma noktası oldu” dedi.
“YURTTAŞ HABERCİLİĞİNİN DİNAMİZMİ İLE GAZETECİLİĞİN BİRİKİMİNİ BULUŞTURAN BİR KÖPRÜ”
Biçici, “Bu kadar manüplasyon içerisinde sosyal medyada haberi nasıl doğrulatabiliyorsunuz?” sorusuna şöyle yanıt verdi: “Aslında dokuz8HABER’in belki de en önemli özelliği bu. Bir tür veri doğrulama projesi olarak dahi sunmak mümkün.Çünkü dokuz8HABER yurttaş haberciliğinin dinamizmi ile gazeteciliğin birikimini buluşturan bir proje. Bu noktada bir işbirliği projesi, bir tür köprü. Bu işbirliğinin en temel noktası zaten haberin doğrulanması. Bunu bizde haber merkezi yapıyor ve haber merkezimiz büyük ölçüde gazetecilerden oluşuyor. Daha doğrusu gazeteiliğin birikimini temsil eden insanlar tarafından oluşturuluyor, haber ağımız ise yurttaş habercileri tarafından oluşturuluyor. Her yurttaş habercisinin doğrudan doğruya dokuz8’in hesaplarına erişimi yok, haber paylaşamıyorlar. Onlar bölgelerden haberleri takip edip, kayıtları alıp, videoları, fotoğrafları çekip, bilgileri derleyip toplayıp hatta röportajları yapıp gönderiyorlar. Haber merkezindeki editörler bunu alıp, doğrulayıp haberleştiriyor. Doğrulama çısından bizim en büyük güvencemiz kendi haber ağımızı doğrudan doğruya kendi eğitimlerimizle oluşturmamız.”
"BU ZAMANA KADAR 26 EĞİTİM PROGRAMI YAPTIK"
Biçici, “dokuz8HABER alternatif medya ve medya alanında Türkiye’de en sistematik ve en yoğun eğitim veren kurum durumunda. Kurulduğumuzdan bu zamana 26 eğitim programı yaptık. 6 merkezde (İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır, Adana ve Ordu) 55 civarı kentten katılımla toplam 710 kişiye eğitim verilen programlar oldu bunlar. Bir yandan açık çağrıyla kayıt alıyoruz. Bir yandan işbirliği yaptığımız çok sayıda kurum var. STK var, sosyal hareket var, sendika var. Yüzün üzerinde kurumla şu veya bu şekilde işbirliği halindeyiz. Biz bir bölgede eğitim yaptığımızda o bölgede öne çıkan insan hakları kuruluşlarına, sendikalara akademik kuruluşlara, kısaca toplumsal muhalefetini nabzının attığı kurum ve kuruluşlarla ilişki kurup onlardan kontenjan dahilinde insan alıyoruz. Dolayısıyla onlar geldiklerinde öğrendikleri ile kendi kurumlarındaki kapasiteyi de artırmış oluyorlar.Bu insanların yüzde 60’ı şu an haber ağlarımızda” diye konuştu.
“HABERİN KAYNAĞINI ÖRGÜTLÜYORUZ”
“Dil noktasında habere daha yakın bir platformuz biz” diyen Biçici sözlerine şöyle devam etti: “Biz bunu iki anlamda kullanıyoruz biz. Bir haberin kaynağını örgütlüyoruz biz zaten. İkincisi kullandığımız dil de habere daha yakın bir dil. Orada fazla sıfat kullanmayan, yorumdan kaçınan bir dil kullanıyoruz. Takipçi kitlemize bir şeyi nasıl düşünmeleri gerektiğini söylemeye gerek yok. Olguları vermek, bilgileri vermek, haber yapmak bir noktada devrimci bir eylem haline geliyor Türkiye’de.”
“TOPLUM KENDİ ALTERNATİFİNİ YARATIR”
Doğan Medya Grubu’nun satışını da yorumlayan Biçici, bunun toplumda orta vadede başka bir tür karşılık bulacağına inandığını söyledi. “Böylesi dönemlerde dokuz8HABEr ve benzeri Özgürüz gibi, Medyaskop gibi svyvbileceğimiz farklı platformların daha bile güçlenmesi mümkün çünkü ihtiyaç artıyor” diyen Biçici sözlerine şöyle devam etti: “Doğan Medya Grubu bir denge unsuru gibi gözüküyor olabilir ama o denge hiçbir zaman toplum lehine bir denge olmadı. Hatta çoğu zaman sistemden uzaklaşma eğiliminde olanların tekrar sisteme bağlanması bakımından da bir dinamik olarak rol oynadı. Kısa vadede kaygıların dile getirildiği bir tablo yaratabilir ama orta vadede toplumda bunun başka bir türlü karşılık yaratacağını düşünüyorum. Bu tablo doğru değerlendirilirse normalde 10-15 yılda yaşanacak gelişmeleri daha da hızlandırabilir. Örneğin internetin, sosyal medyanın, emaillerin, fotokopi çekmenin yani çok yaratıcı biçimde habere ulaşmanın hem mümkün hem de zorunlu hale geldiği bir dönemi yaşıyoruz. Toplum alternatifini yaratır. Gezi döneminde de medyanın yüzde 90’ı karşı taraftaydı.”
“EĞİTİM ÇALIŞMALARINI AKADEMİ İLE TAÇLANDIRACAĞIZ”
Dokuz8’in önümüzdeki dönem faaliyetlerine ilişkin bilgi de veren Biçici, “Bir kitap çıkaracağız yakında. Bütün eğitim içeriklerinin yüklü olduğu, fiziki olarak bizimle temas halinde olmasalar bile yurttaş habercilerinin, yurttaşların bulundukları yerde o eğitimi alabilecekleri bir platform yaratıyoruz. Bunu bir ay içerisinde kullanıma açacağız. Veri gazeteciliği anlamında bir projeye başladık. Mesleki açıdan, gazetecilik açısından Türkiye tarihte hiç bu kadar geri olmadı. Çünkü son 4 yılda ayakta kalmak, hayatta kalmakla o kadar cebelleşiyor ki gazeteciler tam da bu 4 yılda dünyada medyayı domine eden dijital dönüşüm sürecinden çok büyük ölçüde kopmuş durumda. Veri gazeteciliği açısından Türkiye’de bir takım kıymetli çalışmalar da var ama ciddi ölçüde bir veri haberi üretildiğini göremiyoruz. Oysa çok sayıda işsiz gazeteci var. dokuz8 de bu süreci yakından takip eden bir platform olarak ilk anda çok öngörmediğimiz gazetecilerin mesleki beceri setinin geliştirilmesi veya o trendi takip edebilir duruma gelmeleri noktasında da bir takım misyonlar üstlenmek zorunda kaldık. Örneğin data gazeteciliği projesi biraz böyle bir şey. İşsiz gazetecileri hedefleyen bir proje ve içerik üretme odaklı bir proje. Günün sonunda 10-15 gazetecinin veri habercisi haline gelmesini hedefleyen bir proje. Video habercilik alanında bir takım adımlar atacağız önümüzdeki 2 ay içerisinde. Ve bütün bu eğitim alanındaki çalışmaları bir akademinin kuruluşu ile taçlandıracağız. Bir tür alternatif medya ve yurttaş haberciliği merkezi oluşturuyoruz. Çünkü bütün unsurları artık birikmiş durumda eğitimcilerden, içeriğe kadar” diye konuştu.