Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Hukuk farklı bir şey. Ama bunun yanında guguk, o da farklı bir şey. Dolayısıyla şu anda seçimle ilgili yetkinin kimde olduğunu bilmeyecek kadar cahillerin eline kaldık. Cumhurbaşkanının yetkileri bellidir. Şu anda Türkiye’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dır ve ne diyor; Cumhurbaşkanı kararnamesi ile 60 gün önceden bu işin ilanını yapar. 60 gün sonra da ne olur, YSK bu kronolojik yapıyı çalıştırır, örneğin ne zaman bunu ilan etti. Mart’ın diyelim ki 10’unda. Ha, Mart’ın 10’unda ilan ettiyse ondan sonra 60 gün çalışmaya başlarsın. 60 gün ne zaman bitiyorsa işte o gün nedir, seçim günüdür. Bunu da kim takip eder, YSK takip eder. Ama şimdi bunlar tabii bu işin farkında değil, ne oluyor, ne bitiyor. 14 Mayıs’ı konuşmaya başladık artık. Bu da hayırlı bir adımdır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün İstanbul’da Hz. Ali Camii’ndeki cuma namazı çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
“MART’IN DİYELİM Kİ 10’UNDA”
Erdoğan, AKP Grup Toplantısı’nda açıkladığı seçim tarihi ve yeniden adaylığı ile ilgili muhalefet partilerinden gelen tepkilerle ilgili soru üzerine şöyle konuştu:
“Hukuk farklı bir şey. Ama bunun yanında guguk, o da farklı bir şey. Dolayısıyla şu anda seçimle ilgili yetkinin kimde olduğunu bilmeyecek kadar cahillerin eline kaldık. Cumhurbaşkanının yetkileri bellidir. Şu anda Türkiye’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dır ve ne diyor; Cumhurbaşkanı kararnamesi ile 60 gün önceden bu işin ilanını yapar. 60 gün sonra da ne olur, YSK bu kronolojik yapıyı çalıştırır, örneğin ne zaman bunu ilan etti? Mart’ın diyelim ki 10’unda. Ha, Mart’ın 10’unda ilan ettiyse ondan sonra 60 gün çalışmaya başlarsın. 60 gün ne zaman bitiyorsa işte o gün nedir, seçim günüdür. Bunu da kim takip eder, YSK takip eder. Ama şimdi bunlar tabii bu işin farkında değil, ne oluyor, ne bitiyor. 14 Mayıs’ı konuşmaya başladık artık. Bu da hayırlı bir adımdır.”
“YANİ TÜRKİYE’NİN KADERİNİ İNGİLİZ DERGİSİ Mİ TAYİN EDİYOR?”
Londra merkezli The Economist haber dergisinin Türkiye ve seçimlerle ilgili haberlerine ilişkin görüşleri sorulan Erdoğan, “Şimdi ben bir Türk medyası olarak Türk medya mensubu olarak, The Economist’in yorumuna sizler evet diyor musunuz? Yani Türkiye’nin kaderini İngiliz dergisi mi tayin ediyor? Benim milletim tayin ediyor. Benim milletim ne derse Türkiye’de o olur. Türkiye’nin kaderini İngiliz dergisi tayin edemez” diye konuştu.
“ADALARI SİLAHLANDIRMAK SURETİYLE GEREK LOZAN GEREK DİĞER ANLAŞMALARLA İLGİLİ OLARAK BUNLARA TERS ADIMLAR ATMAKTADIRLAR”
Erdoğan son olarak, Dünya Ekonomi Forumu’nda konuşan Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in sözlerinin hatırlatılması üzerine şöyle konuştu:
“Miçotakis bu tür şeyleri söyleyebilir. Ama Miçotakis’in bu söylemleri özellikle bölgenin kaderini belirlemeye yeterli değildir. Her şeyden önce gerek Lozan’ın gerek adalarla ilgili yaklaşım tarzının şu anda Yunan yetkililer tarafından uygulanmadığını görüyoruz. Bu adaların silahlandırılması diye bir şey yok. Bunlar ne yapıyor? Bu adaları silahlandırıyor. Bu adaları silahlandırmak suretiyle gerek Lozan gerek diğer anlaşmalarla ilgili olarak bunlara ters adımlar atmaktadırlar. Bunlarla ilgili de tabii gereken adımları vakti saati geldiğinde, uluslararası toplantılarda gerekli olan yerlerde gerekli olanı söylüyoruz. Bunlar da artık başlarının çaresine bakacaklar.”
Erdoğan, su sorunuyla ilgili şöyle konuştu:
“BARAJ YAPIMI İSTANBUL, ANKARA, İZMİR GİBİ ŞEHİRLERİMİZDE DE BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİNİN SORUMLULUĞUNDADIR”
“Büyükşehirlerde de aynı şekilde, büyükşehir belediyeleri barajlar yapmak suretiyle bunun önlemini alır. Tabii bunlar böyle anlık adımlar değil. Tedbirlerini çok daha önceden almak gerekir. Biz tabii Devlet Su İşleri (DSİ) olarak ülke genelinde birçok şehrimizde barajlar yaptık, yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Ama İstanbul, Ankara, İzmir gibi şehirlerimizde de büyükşehir belediyelerinin sorumluluğundadır, yükümlülüğündedir. Onların da burada ne yapmaları lazım? Barajlar yapmaları lazım. Örneğin, ben İstanbul’da belediye başkanıyken o kuraklığın susuzluğun olduğu dönemde ne yaptık, barajlar yaptık ve 110-120 kilometre mesafeden barajlarımıza ta Sazlıdere’ye kadar su getirmek suretiyle o barajlarımızı güçlendirdik. Şimdi de aynı şeyin yapılması gerekiyor. Ama gördüğümüz kadarıyla, tespit ettiğimiz kadarıyla şu anda maalesef oranlar ciddi manada düşmüş vaziyette. Ama ülke genelinde DSİ’nin tasarrufunda olan yerlerde ise biz bu barajları yapmaya devam ediyoruz. En son yaptığımız neresi, Yusufeli Barajı. Niye yaptık bunu? Birçok insanlar karşı çıkmasına rağmen Yusufeli Barajı’nı yaptık ve şu anda Yusufeli Barajımızı kısa bir süre içerisinde tamamen devreye girmiş olacak. Doluluk oranı şu anda ciddi manada artmış durumda.”
NEDEN ECONOMIST VE MİÇOTAKİS SORULDU?
The Economist dergisi, 21 Ocak 2023 tarihli sayısında “Türkiye diktatörlüğün eşiğinde: Erdoğan’ın İmparatorluğu üzerine özel bir rapor” başlıklı bir özel dosya hazırladığı basına yansıdı. Miçotakis ise İsviçre’nin Davos kasabasında düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nda yaptığı konuşmada, “Çok zor zamanlarımız olmuş olsa da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile çözümün imkansız olduğunu düşünmüyorum” dedi.