“The Journals of Gerontology: Series A” adlı bilimsel dergide yayımlanan çalışma kapsamında araştırmacılar, binlerce gönüllünün kronolojik yaşını, biyolojik olanlarıyla karşılaştırdı. Ardından bu katılımcılarda, DNA’ya bağlı ince işaretlere dayalı olarak vücudun yaşlanma hızını belirleyen testler kullanıldı.

Araştırma, yaşlarına bağlı olarak iki ayrı gruba ayrılan 2 bin 240 ikizde biyolojik yaşları takip etti. 21-42 yaş arası bir gruba ayrılırken, diğerleri 50-76 yaş arası ikinci bir grup olarak değerlendirildi.

4 FARKLI EPİGENİK SAAT KULLANILDI

İncelenen ikizlerin yaklaşık 150’s'i erkek ve kız kardeşlerden oluştu. Ardından çalışma,  mümkün olan en doğru biyolojik yaş tahminini elde etmek amacıyla dört farklı epigenetik saat kullandı. 

Epigenetik, biyolojide, DNA dizisindeki değişikliklerden kaynaklanmayan ama aynı zamanda ırsi olan gen ifadesi değişikliklerini inceleyen bilim dalına deniliyor. Epigenetik saat ile yaş ölçümü genom boyunca belirli bölgelerde DNA metilasyon durumunu ölçülüyor. 

Bunun yanı sıra, bilim insanları, hangi faktörlerin yaşlanma hızlarını etkileyebileceğini görmek için katılımcıların tam zamanlı eğitim yıllarını, vücut kitle indeksini ve sigara içme, içme ve fiziksel aktivite düzeylerini ölçtü.

Sonuçlar, tüm gruplarda erkeklerin kadınlardan daha yaşlı olduğunu gösterdi.

Çalışmanın arkasındaki Jyväskylä Üniversitesi'nden araştırmacılar vücut kitle indeksinin (BMI) yaşlanmadaki cinsiyet farkının arkasındaki ana faktörlerden biri olduğunu  belirterek, erkeklerin kadınlardan daha fazla kilolu olma eğiliminde olduğunu vurguladı.

Diğer taraftan, çalışma yaşlanma farkını ortaya çıkarmasına rağmen, Finli akademisyenler bunun zamanla daraldığına inandıklarını aktardı. Araştırmacılar, bunun nedeninin erkeklerde sigara içme oranlarının son yıllarda düşmesi olduğunu söyledi. Finlandiya'da sigara içen erkeklerin oranı 1970'lerde yüzde 37'den şimdi yüzde 17'ye düşerken, kadınlarda yaygınlık yaklaşık yüzde 15 ile son 50 yılda aynı kaldı.

Öte yandan, araştırmacılar kadınlara özgü bir genin onları erkeklerden daha genç tutabileceğini kaydetti.

Çalışmanın baş yazarı Anna Kankaanpää,  “Erkeklerin aynı kronolojik yaştaki kadınlardan biyolojik olarak daha yaşlı olduğunu ve daha yaşlı katılımcılarda farkın önemli ölçüde daha büyük olduğunu gördük. "

"Yaşlanma hızında, yaşam tarzıyla ilgili faktörlerle açıklanmayan bir cinsiyet farkı gözlemledik. Çalışmamızda ayrıca oldukça nadir bir çalışma tasarımı kullandık ve karşı cinsten ikiz çiftler arasındaki yaşlanma hızını karşılaştırdık."

ÖSTROJEN FARK YARATIYOR

"Bu ikiz kardeşler arasında da benzer bir fark gözlendi. Fark, örneğin genetik faktörlerdeki cinsiyet farklılıkları ve kadın cinsiyet hormonu östrojenin sağlık üzerindeki faydalı etkileri ile açıklanabilir” değerlendirmesinde bulundu.