Eskişehir'de örgütlü Alevi kurumlarından Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı ve Eskişehir Hacı Bektaş-i Veli Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Derneği bugün 12.30'da Cem Evi bahçesinde Maraş Katliamının 44. yılı nedeniyle basın açıklaması yaptı. İki kurum adına ortak açıklamayı Hacı Bektaş-i Veli Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Derneği Başkanı Mahsuni Ilgın okudu. Ilgın’ın açıklaması şöyle:

İŞTE GELİYORUM DEMİŞTİ

Varlığı sürekli diğer yaşayanlar için sorun teşkil eden Aleviler yine aynı yaşayış ile ana temalarına insanı ve insan sevgisini yerleştirmişler ve yaşamlarına devam ediyorlardı. 44 yıl önce Siyasi rüzgârların estiği o günlerde malum gidişat rengini ve kokusunu belli etmiş olayların olağanüstü bir şekilde gelişeceği günler çoktan “işte geliyorum” demişti.

HABER: Nurettin ALDEMİR

Gerici kesimin belediye seçimlerini kaybetmeleri üzerine canilik damarları kabarmış ve gözleri dönmüştü. İlk iş Yörük Selim Mahallesinde kahvehane saldırısı ile bir Dedemiz öldürüldü, daha sonra öğretmenler öldürüldü ve bu katliamlar kesintisiz olarak devam etti. 72 saat boyunca devlet suspus oldu ve hiçbir varlık göstermedi. Cenazeler yerlerde kaldı. Minik yavrular bacaklarından ayrılarak öldürüldü. Kadınlara, kızlara tecavüz edildi. Hamile kadınlar dahi öldürüldü. 150 canımızın öldürülmesine ve yüzlerce canımızın yaralanmasına rağmen sanki katliamı yapan taraf Aleviler gibi gösterilerek asker Alevileri kuşattı ve adeta asker Alevi çatışması gibi bir senaryo çizildi. Kan konuşuldu, kan aktı. Minareden kan mesajı verildi. Allah için savaşa denildi, kan aktı. Devlet sessiz kaldı, cenazeler yerlerde kaldı, failler serbest kaldı, çocuklar öksüz yetim kaldı, ölenler öldüğü ile kaldı.

İNSANLIĞINIZI UNUTUP, SİYASETE İNANCINIZI PEŞKEŞ ÇEKTİNİZ

Ey caniler. Bizden ne denli uzak olduğunuz o kadar aşikâr ki sürekli can dedik anlamadınız. Gelin canlar dedik duymadınız. Hak sevmiş yaratmış dedik bilmediniz. Evvel kendi kendini tanı dedik, tanımadınız. 72 Millete bir nazarla bakın dedik, kör oldunuz. Alevilik Haktır dedik, kulak tıkadınız. Hakkın varlık deryasıyız dedik, Rafızi dediniz. Dönen dönsün biz dönmeyiz dedik, siyasi çark ettiniz. Cem meydanı mahkemedir, dar meydanıdır dedik, dinsiz dediniz.  Sürekli ötekileştirip, görmezden, duymazdan gelip, üstüne kanımızı içtiniz, doymadınız. İnadına barış, inadına sevgi, inadına hoşgörü dedik, devamında 2 Temmuz’da yaktınız. İnsanın insanca değer yargıları ile konuşamadık sizlerle. Çünkü sizler, insanlığınızı unutup, siyasete inancınızı peşkeş çektiniz.

DAVAMIZ MAHŞERE KALDI

Uzun lafın kısası; Maraş’ın ağı boynunuzdadır. Maraş faili meçhuller günüdür. Maraş ölüler tarlasıdır. Hiçbir abdest sizlerin elini, ruhunu temizlemez, Yolca ayakta pak eder bizi Pir’lerimiz. Davamız mahşere kaldı, dava sahibi Hak sahibi var. Pir’in dediği gibi “al da gel urganı dar meydanıdır.”

NE OLMUŞTU?

19 -26 Aralık 1978 tarihleri arasında Kahramanmaraş'ta ırkçı / faşist çeteler tarafından Alevilere / sosyalistlere yönelik katliam gerçekleştirildi.  Resmî rakamlara göre yedi gün süren olaylar sırasında 120 kişi öldürüldü. Dönemin kolluk kuvvetleri günlerce süren katliamları yakından izlemekle yetindi. Katliam sanıkları sonraki dönemlerde MHP başta olmak üzere değişik sağ partilerde ve devlet kadrolarında milletvekilliği başta olmak üzere önemli görevler aldılar. Katliam sonrası günlerde ülkede sıkıyönetim ilan edildi. 12 Eylül (1980) darbecileri Maraş katliamını darbenin gerekçelerinden biri olarak kullandılar.