Mersin’de Toros Üniversitesi son sınıf öğrencisi Feray Şahin (23) kaldığı evde 19 Eylül 2017 tarihinde polis Fatih Burak Aykul tarafından öldürülmesiyle ilgili dava dosyası yaklaşık 3 aydır Yargıtay’da. Bu davada 5 yıl 3 ay ceza alan sanık polis 1,5 yıl hapis yattıktan sonra 4 Ocak 2019 tarihinde serbest bırakıldı. Bu arada sanık polisle ilgili Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından açılan idari soruşturmanın ise tamamlanmayarak bilerek sürüncemede bırakıldığı iddia ediliyor. Anne Aysel Şahin bu duruma isyan ederek, “Bu, kadın katili mesleğine geri mi döndürecekler? Biz bu davanın biran önce sil baştan yeniden görülmesini ve katilin hak ettiği en ağır cezayı almasını istiyoruz. Geciken adalet, adalet değildir” diye tepki gösterdi.

19 Eylül 2017 tarihinde Mersin’de öldürülen üniversiteli Feray Şahin’in katili polis Fatih Burak Aykul hakkında, olayın ardından başlatılan soruşturma aradan geçen 1,5 yıl gibi uzun bir süreye rağmen halen sonuçlandırılmadı. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa göre devlet memuru hakkında açılan soruşturmanın 2 yıl içerisinde sonuçlandırılması gerek, aksi halde soruşturma zaman aşımına uğruyor ve memura tahkikatla ilgili ceza verilemiyor. Baba Bekir Şahin konuyla ilgili açıklamasında, Cimer üzerinden idari soruşturmanın aşamalarına yönelik sorularına Emniyet Genel Müdürlüğü - Hukuk İşleri Ve Soruşturma Şube Müdürlüğü tarafından bir aydan fazla süre sonra cevap verildiğini, her defasından soruşturmanın devam ettiği şeklinde cevap verildiğini belirtti. Şahin, açıklamasına şöyle devam etti;

"1,5 YILDAN FAZLA SÜREDİR SORUŞTURMA BİTİRİLMEDİ"

“Geçtiğimiz yıl Ağustos ayında bu idari soruşturmayı yürüten başmüfettiş, bize soruşturmanın en kısa zamanda sonuçlandırılacağını söyledi. Fakat başmüfettişin bu sözüne rağmen, 1,5 yıldan fazla süredir soruşturma bitirilmedi. Ancak biliyoruz ki yasal olarak 2 yıl içerisinde bu soruşturma tamamlanması gerek. Soruşturmayı yürütenler bu süreyi mi geçiştirmeye çalışıyorlar? Gencecik üniversite son sınıf öğrencisini öldüren birini, meslekte tutmaya mı çalışıyorlar. Aramızda dolaştığı yetmiyormuş gibi birde bu katile maaş verip silahını da geri mi verecekler? Bu kişi mi bizim canımızı, malımızı koruyacak? İdari soruşturmayı yürütenler, bu katili yeniden göreve iade ederse ve daha sonra bu kişi, tekrar masum bir genci, yaşlıyı veya mazlumu hayattan kopartırsa, bunun hesabını kime nasıl verecekler. Bu katili koruyan kimler ki, dava bitmesine rağmen idari soruşturma halen bitirilmedi. Katil kendi beyanı ile bile 'silahımla oynadım', 'tetiğe ben bastım' diyen birini göreve iade etmek için soruşturmayı unutturmaya mı çalışıyorlar. Şunu iyi bilsinler ki biz bu soruşturmanın da takipçisiyiz.” Bu arada idari soruşturmayla ilgili CHP Milletvekili İrfan Kaplan’ın 16/01/2019 tarihinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlamasını istemi ile verdiği soru önergesine de halen Bakanlıkça cevap verilmediği ifade edildi.

ÜNİVERSİTELİ FERAY CİNAYETİ SİL BAŞTAN GÖRÜLSÜN

Öte yandan Feray Şahin davasında katile verilen düşük ceza, katilin serbest bırakılması ve dosyanın Yargıtay’da gecikmesine isyan eden anne Aysel Şahin tepkisine şöyle devam etti; “Feray evimizin tek kızıydı. Suçsuz, günahsız, savunmasız, masum gencecik kızın öldürülmesinin bedeli, böyle komik bir ceza olamaz. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Katil sokakta serbest, kızımın kanı yerde kalmıştır. Adil ve adaletli bir karar verilmemiştir. Vicdanlarımızı sızlatan bir karar verilmiştir. Adalet bunun neresinde? Biz bu dosyanın Yargıtay’da bozularak, sil baştan yeniden görülmesini, eksik belge ve raporların toparlanmasını istiyoruz. Adli Tıp gibi bilimsel kurumun raporu, DNA raporları, katilin çelişkili ifadeleri, birçok somut belge ve tanık ifadesi bu mahkemedeki yargıçlar için bir şey ifade etmiyor mu? Bunlar neden dikkate alınmadı. O zaman o belgeler niçin toplanıyor. Eğer hakim, savcı kendi kanaatini kullanıp, katilin yalan ifadeleri doğrultusunda karar vereceklerse neden Adli Tıpta ta rapor istiyorlar. İşte bu nedenle bu davanın sil baştan, yeniden görülmesini katilin de en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz” diyerek, itirazını ve isyanını dile getirdi.