Hamas, "Tapınak Dağı Aktivistleri Örgütü" isimli radikal Yahudi gruplar tarafından Mescid-i Aksa'nın patlatılarak havaya uçurulduğunu içeren görüntünün "Yakında bugünlerde" başlığıyla sosyal medyada paylaşmasına tepki göstererek, konuyla ilgili yazılı açıklama yayımladı.

İsrail hükümetinin koruması ve denetimi altında "Tapınak Dağı Aktivistleri Örgütü" isimli radikal Yahudi grupların Mescid-i Aksa'ya yönelik düzenlediği kışkırtma kampanyalarının "gerilimi tırmandıran tehlikeli bir adım" olduğu vurgulanan açıklamada, bu adımların, "Mescid-i Aksa'yı Yahudileştirmeyi, özelliklerini yok etmeyi ve faşist yerleşimcilerin üzerindeki kontrolünü genişletmeyi amaçlayan siyonist planların bir parçası" şeklinde değerlendirildi.

"SONUÇLARINA KARŞI UYARIYORUZ"

Açıklamada, "İşgal hükümetinin ve onun yerleşimcilerinin Mescid-i Aksa'ya ve onun Arap-İslam kimliğine zarar verecek her türlü eyleme girişmesinin sonuçlarına karşı uyarıyoruz. Mescid-i Aksa, halkımızın, Arap ve İslam milletlerimizin bu işgalciye karşı mücadelesinin adıdır.” ifadelerine yer verildi.

Filistinlilerin "Mescid-i Aksa'ya gitmeye, avlularında nöbet tutmayı yoğunlaştırmaya ve Siyonistlerin Mescid-i Aksa'ya yönelik planlarına karşı koymaya" çağrıldığı açıklamada, Arap ve İslam ülkeleri, Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatına (İİT) da Mescid-i Aksa'nın karşılaştığı tehlikeler ve Gazze halkının maruz kaldığı katliama yönelik sorumluluklarını üstlenmeleri ve İsrail'i işlediği suçlardan caydırmak ve saldırılarını durdurmak için bu konuda çalışma çağrısında bulunuldu.

"Tapınak Dağı Aktivistleri Örgütü" isimli radikal Yahudi gruplar, Mescid-i Aksa'nın patlatılarak havaya uçurulduğunu içeren görüntüyü "Yakında bugünlerde" başlığıyla sosyal medyada paylaşmıştı.

BASKINLARDA REKOR ARTIŞ

İsrail'de yayın yapan Kanal 7 televizyonunun haberinde, İsrail’in 1967 yılında Doğu Kudüs'ü işgalinden bugüne Mescid-i Aksa’ya baskın düzenleyen fanatik İsraillilerin 48 bin 144 kişiyle "rekor seviyeye" ulaştığı belirtilmişti.

Mescid-i Aksa, İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994'te imzalanan barış antlaşmasına göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.

Yahudiler, 2003'ten bu yana İdarenin izni olmadan İsrail'in tek taraflı kararıyla polis eşliğinde kutsal mabede giriyor. Bu girişleri baskın olarak nitelendiren Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Müslümanların egemenliğinin ihlal edildiğini vurguluyor.

İsrailliler, içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu's Sahra Camisi'nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun yer aldığı Mescid-i Aksa Külliyesi altında, "Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu" iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor.

İsrail yönetimi, Mescid-i Aksa'da "sadece Müslümanların ibadet edebildiği diğer dinlerin mensuplarınınsa sadece ziyaret edebileceği" tarihi statükonun korunduğunu savunuyor.

Ancak fanatik Yahudilerin İsrail polisi korumasında Aksa'ya düzenledikleri baskınlarda dua etmeleri ve dini ritüelleri yerine getirmeleri sıkça kameralara yansıyor.

İsrail içinde ultra Ortodoks Yahudi din adamlarının çoğunluğu ise Yahudilerin Mescid-i Aksa'ya girmesinin dinen yasak olduğunu vurguluyor.