Toplumun en temel ihtiyaçlarından birisi doğru, güvenilir, kaynağından haber almak. Ancak Gezi direnişi günleri bu ülkede haber yapmanın ve habere erişmenin ne kadar zor olduğunu hepimize tüm yakıcılığıyla gösterdi. Sokağa çıkan milyonlar evlerine döndüklerinde televizyonlarda hayatın ve sokakların gerçeğini değil penguen belgeselleri izlemek zorunda bırakıldı.
Habere ekmek gibi su gibi temiz hava gibi ihtiyaç duyanlar olarak bu yoksunluğa sessiz kalamazdık. Kalmadık da. İnterneti ve sosyal medyayı bizlere dayatılan sansürü aşmak için etkin bir kanal olarak kullandık. Sosyal medya, var olan sansürün boğucu havasını azaltan bir nefes borusu işlevi gördü. Elbette yalnız değildik. Bu ülkede gazeteciliğin onurunu, birikimini temsil eden nice gazeteci arkadaşımız meslek onurları için direndi. Gazeteciliğin birikim ve ahlakı, “yurttaş gazetecileri” nin dinamizmi ile buluştuğu anda yepyeni bir toplumsal sinerji ilk işaretlerini verdi. Bu ilk işaretler, bizler için adeta bir işaret fişeği oldu. Yurttaş medyasının sağladığı nefes boşluklarını yeni ve demokratik bir medya düzeninin çıkış noktası yapmak için Türkiye’nin ilk yurttaş haber ajansı olan dokuz8HABER’i kolektif bir çabayla kurmaya başladık.
Temmuz 2013’te Abbasağa Parkı'nda başlayan bu yönelişe İstanbul, İzmir, Ankara, Diyarbakır'dan 30’a yakın bileşen ve destekçinin yanı sıra Türkiye çapında onlarca yurttaş habercisi şimdiden katıldı. Bir süredir test yayınlarını sürdüren dokuz8HABER bir yandan kendi içerik tiplerini geliştirirken, diğer yandan iç hukukunu, organizasyon yapısını ve gelir modellerini inşa ediyor. Hedefe adım adım yaklaşıyoruz ve birlikte başaracağımızı biliyoruz.
Haydi bu yürüyüşe sen de katıl, katıl ki habersiz kalmayalım!