CHP Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız, "İktidara gelir gelmez bütün yolları, köprüleri, hastaneleri kamulaştıracağız” dedi. CHP Mersin Milletvekili Cengiz Gökçel ise “Ucube Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi çökmüştür, ülkemizi ne hale getirdiği ortadadır” diye konuştu.
Hüseyin Yıldız ve Cengiz Gökçel, CHP’nin “Sorunu Biliyoruz, Çözeceğiz” programı kapsamında bugün Yalova’ya geldi. Yalova’da dört gün boyunca bazı temaslarda bulunacak olan Hüseyin Yıldız ve Cengiz Gökçel, CHP Yalova İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, Yalova Belediye Başkanı seçildikten sonra İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınan Vefa Salman da hazır bulundu. CHP Yalova Başkanı Mehmet Gürel, “Sorunu Biliyoruz, Çözeceğiz” programı kapsamında iki milletvekilinin katılımıyla yapılacak çalışmada kentin sosyal, ekonomik ve iktisadi röntgeninin çekileceğini söyledi.
"BİR KÖPRÜ YAPIP DOKUZ KÖPRÜ PARASI VEREN BU İKTİDARA KARŞIYIZ"
Hüseyin Yıldız, toplantıda yaptığı konuşmada, iktidarın 84 milyonu unuttuğunu savundu. Yıldız, “Gelirken Osmangazi Köprüsü’nden geçtik. Ödediğimiz fiyat dudak uçuklatıyor. Biz, köprülere, yollara karşı değiliz. Biz, bir köprü yapıp da dokuz köprü parası veren bu iktidara karşıyız. Yap-İşlet-devret modeliyle insanımızı milyonlarca dolar borçlandırıyorlar. Yalovalılar, karşıya geçecekleri zaman 200 TL’ye yakın para ödüyor, tek gidişte. İktidara gelir gelmez bütün yolları, köprüleri, hastaneleri kamulaştıracağız. O işin maliyeti neyse işi yapanları da mağdur etmeyeceğiz” dedi.
“TARİHİN EN YÜKSEK ENFLASYON ORANINI YAŞIYORUZ"
CHP Mersin Milletvekili Cengiz Gökçel ise Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ülkeyi de ekonomiyi de yönetemediğini öne sürerek, “İnsanlarımızın cebini de cüzdanını da tenceresini de boşalttılar. Milletimizin sırtına borç, hayat pahalılığı yüklediler, geleceğinden endişe duyan bir hale getirdiler. Tarihin en yüksek enflasyon oranını yaşıyoruz” diye konuştu.
İktidara ilk geldiklerinde çiftçiyi borç baskısından kurtaracaklarını kaydeden Gökçel, şunları söyledi:
“Kanunlarda ‘milli gelirin yüzden 1’inden az tarım bütçesine kaynak konulamaz’ denmesine rağmen AKP, 2006 yılından bu yana çiftçimize bu oranda desteği vermiyor, çiftçimizi mağdur ediyor. Biz, ilk geldiğimizde, bu bütçenin tamamını Hazine’den Tarım Bakanlığı’mıza aktaracağız ve çiftçimizi her alanda destekleyeceğiz. Çiftçi borçlarının faizlerini sileceğiz ve borçlarını ödeyebilecekleri seviyeye getireceğiz. Borcunu kaç yılda ödeyebilecekse o yıla böleceğiz ve borçlarından kurtulmasını sağlayacağız.
"ASGARİ ÜCRETİ ORTALAMA BİR ÜCRET HALİNE GETİRDİK"
Esnafımızla ilgili de pandemi döneminde aldığı kredilerle ilgili çok büyük sıkıntısı var, kredilerini ödeyemiyor. İktidara geldiğimizde, bu kredilerin faizlerini sileceğiz ve esnafımızın nefes almasını sağlayacağız. Esnafımız, bu yıl, faturaları karşılayamam korkusuyla elektrik, doğal gaz çalıştıramadı. Maalesef siftahsız dükkan kapatıyorlar ve yıllarca emek verip kurdukları dükkanlarının ellerinden gideceği günü bekliyorlar. Özellikle Esnaf Bakanlığı, bizim iktidarımız döneminde kurulacak. En önemli sorunlardan olan asgari ücret, farklı ülkelerde çok cüzi rakamlarla uygulanan bir ücret politikası. Ama biz, asgari ücreti ortalama bir ücret haline getirdik. Şu anda asgari ücretli vatandaşlarımız açlık sınırının altında yaşıyor. Bu adaletsizliği gidereceğiz. Emeklilerimiz, yıllarca prim ödediği SGK’dan emekli olduğunda kendisini rahatlıkla geçindirecek ücretten, maaştan mahrum bırakıldı. Emeklilerimizin de en az asgari ücret kadar bir maaş almalarını sağlayacağız.
Yargı sisteminin bozulmasıyla ülkemize güven azaldı, yatırımcı gelmiyor. Ülkemiz borçlu, yurt dışından finans bulmak için gittiğinde dünyanın en yüksek faizini ödemek zorunda kalıyor. Bunları düzeltmenin tek yolu, demokratik parlamenter sisteme tekrardan dönülmesidir. Bu anlamda saray rejimi, ucube Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi çökmüştür, ülkemizi ne hale getirdiği ortadadır. Buradan Recep Tayyip Erdoğan’a seslenmek istiyorum. ‘Hemen sandık, şimdi sandık. Demokratik şekilde insanların tercihini yapıp, bir an önce, yurt dışına mı gideceksin, nereye gideceksen artık lütfen gidin’ diyoruz. Yoksa biz, seçimden sonra sizi bu ülkede göndereceğimiz yeri biliyoruz."