Haber: Atilla Yoğurtçu
Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan, Cengiz Holding-Truva Bakır Madencilik A.Ş. tarafından Çanakkale’nin Bayramiç ilçesi Hacıbekirler Köyü’nde yapılması planlanan Halilağa Bakır Ocağı Kapasite Artışı, Cevher Zenginleştirme Tesisi ve Atık Depolama Tesisi projesine yönelik tepkisini dile getirdi. Doğan, projenin Kazdağları ekosistemine geri dönülmez zararlar vereceğini belirterek, “19 yıl boyunca, 7/24, günde üç vardiya çalışacak bu devasa proje, Kazdağları ekosistemini yok edecektir. Ormansızlaşma ve iklim değişikliği açısından bu proje kritik öneme sahiptir. Çanakkale, madenlere yapılan orman alanı tahsisleri nedeniyle ülkemizde orman kaybının en çok yaşandığı ikinci şehir durumundadır. Tek bir ağacı bile kaybetmeye tahammülümüz kalmamıştır.” dedi.
Doğan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından projeye verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu kararının iptali için açılan davanın duruşmasının görüldüğünü belirtti. Aynı konuda iki ayrı dava açılmıştı: Biri Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Ayvalık Tabiat Derneği, Çan Çevre Derneği, Ege ve Marmara Çevreci Belediyeler Birliği ve yörede yaşayan 90 vatandaş adına, diğeri ise TEMA Vakfı adına açıldı. Projeye karşı çıkanlar, 55 köyün içme suyu kaynaklarını tehdit eden ve Bayramiç su havzası üzerinde bulunan bu saha için endişelerini dile getirdi. Doğan, “55 köyün içme suyuna göz dikmiş, Halilağa, Hacıbekirler ve Muratlar köylerinin haritadan silinmesine neden olacak bu proje, Bayramiç su havzası üzerinde. Devasa ölüm çukurunun açılacağı, patlatmalı faaliyet gösterecek ve ocak gölünün oluşmasıyla güvenliksiz hale gelecek açık ocağın hemen yakınında ise yüksek pasa yığını ile çevrili kocaman bir atık barajı yapılacak. Projede çok fazla miktarda su kullanılacak ve bölgenin tüm su kaynakları şirkete tahsis edilecek. Hacıbekirler göletleri yetmezmiş gibi Kocabaş Çayı’nın suyu da şirkete verilecek.” şeklinde konuştu.
Projenin çevresel etkilerine dair endişeler yalnızca su kaynakları ile sınırlı değil. Doğan, “Yılda 4 milyon metreküp su kullanılacak olan projenin neredeyse tamamı ormanlık alanda. Proje alanında ayrıca tarım alanları ve meralar da var. Bu proje bölgenin tarım ve hayvancılığını bitirecek. Atık barajı Hacıbekirler köyüne yalnızca 730 metre mesafede. İliç felaketi de düşünüldüğünde, yerleşim yerlerine bu denli yakın bir projeye izin verilmesi akıl almaz bir durum.” dedi.
Doğan, daha önce de ÇED olumlu kararı hakkında açılan bir davanın kazanıldığını, ancak şirketin yeniden revize ÇED Raporu hazırlayarak süreci devam ettirdiğini belirtti. Bilirkişi raporlarının, projede kamu yararı olmadığını ve orman ekosistemine zarar verileceğini ortaya koyduğunu ifade eden Doğan, “Projede eksiklikler, hata ve tutarsızlıklar, havamıza, suyumuza, toprağımıza, ormanlarımıza, tarım alanlarımıza, insan ve diğer canlılara vereceği zararlar bilimsel olarak dile getirildi. Mahkeme heyetinin bizlerin beyanlarına ve bilirkişi raporuna itibar ederek ÇED Olumlu kararını iptal etmesini bekliyoruz.” dedi.
Kazdağları'nın yüzde 79’unun metalik madencilik projeleri ile kaplandığını belirten Doğan, bölgedeki diğer projelere de dikkat çekti: “Bölgede madencilik dışında çok sayıda enerji projeleri ve sözde ekoturizm gibi diğer projeler de bulunmakta. Bizler doğa hakkı savunucuları olarak, Cengiz Holding’in bu projenin ve Kazdağları’ndaki benzer diğer ekolojik yıkım projelerinin hayata geçmemesi için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.” şeklinde konuştu.