CHP lideri Kılıçdaroğlu, Elazığ'da bir lise temel atma töreninde konuşurken "Keşke Elazığ'ı yöneten yerel ve vali düzeyinde insanlar da burada olsalardı. Ama baskıdan ve korkudan gelemiyorlar" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Elazığ'da İstanbul Büyükşehir Belediyesi Gazi Meslek Teknik Anadolu Lisesi Temek Atma Töreni'nde konuştu. Kılıçdaroğlu, konuşmasında vatandaşların görüşleri ne olursa olsun bir arada olabilecekleri vurgusunu yaparak kucaklaşma çağrısında bulundu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Elazığ'ı biliyorum, tanıyorum, benim için kadim kentlerden bir tanesi. Bu konuda asıl çabayı gösteren Elazığ Milletvekili Gürsel Erol. Okullar yapılmalıydı. Her belediye başkanı yapılsın ister. Laboratuvarları olsun, çocuklar her şeyden faydalansın ister. İnşallah açılışını da yapacağız, onu da göreceğiz.
“Türkiye’nin geleceği adına güzel bir şey yapıyoruz. Gençlerin daha iyi koşullarda okumaları için güzel bir şey yapıyoruz. Bu güzelliği; bir acı üzerine, acının unutulması üzerine inşa ediyoruz. Deprem oldu, insanlar hayatını kaybetti, binalar yıkıldı, okullar yıkıldı; evet. Ama Türkiye güçlü bir ülke. Ve Türkiye yaralarını saran bir ülke.
Deprem sonrasında hemen geldim. Burada bulunduk. Elazığlı hemşehrilerimle kucaklaştık. Acılarını dinledim. Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem Bey de geldi. Aynı şekilde o da vatandaşları dinledi. Yardım kampanyaları açtık. Yardım kampanyalarını bütün partiler açtılar. Çünkü deprem bizi bir araya getirdi. Acılarımızı gidermek için bir arada, ortak mücadele etmek zorundaydık.
Okul yıkılmıştı. Sayın Başkan, Sayın İmamoğlu… Ben burada ticaret lisesini bitirirken bizim okulumuzun binası yoktu. Lisenin bir bölümünde daha sonra kentin üst tarafında, o zamanki adıyla Devrim Ortaokulu’nda ticaret lisesini bitirdim ve oradan üniversiteye geçtim. Ticaret lisesi sonradan oldu.
Şimdi depremden hemen sonra bu kadar güzel ve aydınlık bir binayı burada inşa ediyoruz. Bu beni biraz geriye, gençlik yıllarıma götürdü. Elazığ’a götürdü. Ben de isterdim ki kendi okulumda güzel okuyayım, o okulda anılarım olsun, o okula geldiğim zaman hangi sıraya oturduğumu, hangi arkadaşlarla konuştuğumu bileyim. Öğretmenlerimi hatırlayım. Maalesef böyle bir anım yok. Ama öğretmenlerimi biliyorum. Elazığ, Harput ve tarihini biliyorum. Bütün gençliğim burada geçtiği için, Elazığ benim hayatımda unutulması zor olan kentlerden birisi. Bu kent aynı zamanda kadim bir kent.
Bu konudaki asıl çabayı gösteren arkadaşımızı da açıkça ifade edelim. Elazığ Milletvekilimiz Sayın Gürsel Erol. Çaba gösterdi, okulların yapılması lazımdı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın kapasitesi yetersizdi. Biz gönüllüydük, yapmak istiyorduk. Bu konuda deneyimimiz de vardı. Örneğin Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi, Tekirdağ’ın bütün ilçelerine okul yaptı ve Milli Eğitim Bakanlığı’na anahtarı teslim etti. Her belediye başkanı şunu ister, benim bulunduğum kentteki okul güzel olsun. Öğrenciler okullara güzellikle gitsinler, okulun sosyal alanları olsun. Kütüphanesi, laboratuvarları olsun… Çünkü gençler orada yeri geldiğinde okuyacak, müzik yapacaklar. Enerjilerini boşaltacaklar, evlerine huzur içinde döneceler. Anne ile babalar diyecekler ki ‘Benim çocuğum Elazığ’ın en iyi lisesinde okuyor.’ Dolayısıyla anne, baba ve öğrenci; o güzelliği beraber yaşayacaklar.
Başkan, bir şeye değindi. ‘Keşke burada, Elazığ’ı yöneten yerel ve vali düzeyinde; yöneten insanlar da burada olsaydı.’ Elazığ’a hizmet geliyor. Ama baskıdan ve korkudan gelemiyorlar. Allah nasip eder iktidar olduğumuzda ne iktidar, ne muhalefet diyeceğiz. Herkesi kucaklayacağız. Bu millet kavgadan bıktı. Niye kucaklaşmıyoruz, Allah aşkına? Aynı topraklarda yaşıyoruz. Vatan bizim vatanımız, bayrak bizim bayrağımız. Siyasi görüşlerimiz farklı olabilir. Ama bu kavga nedeni değil ki... Bu bir hizmet aracıdır. Hizmet için düşüncelerimizi ifade ediyoruz.
Adalet konusunda benim neler düşündüğümü sadece Türkiye’deki 85 milyon değil, dünyada aklı eren herkes de bunu biliyor. Devletin dininin adalet olduğunu, adaletsiz bir dünyanın inşa edilemeyeceğini, adalet olmadan da bu evlatlarımızın doğru dürüst iş bulamayacaklarını da biliyorum.
O nedenle gençler adalet istiyorlar. Ne için, eğer matematikte Türkiye yedincisi sözlü sınavda eleniyorsa bir sorunumuz var demektir. Hakimlik, savcılık sınavında ikinci olan eğer eleniyorsa; bir sorunumuz var demektir. Bunları bitireceğiz.
Gençlerimizden şunu istiyoruz: Okuyun, soru sorun, merak duygunuzu büyütün. Çünkü eğitimin temeli nitelikli soru soracak kişiler yetiştirmek ve onların merak duygusunu büyütmektir. Merak duygusunu büyütürseniz onlar bu nasıl oluyor diye düşünecekler ve en azından düşündükleri olayın sırrını çözmeye çalışacaklar. Eğitimin başarısındaki ölçü de budur.
Ne yaparlarsa yapsınlar; beraber, birlikte bu ülkeye adaleti, demokrasiyi getirmek, bu ülkede herkesin karnını doyabileceği bir gelir düzeyini kişilere sağlamak temel görevlerimizden birisidir. Gençler meraklanmayın. Bu okulda güzel, okuyacaksınız. Anılarınız olacak, bu okulda. Öğretmenleriniz ile kucaklaşacaksınız, bizler de sizlerle onur, gurur duyacağız. Bizler gelip gidiyoruz ama Türkiye’yi yönetecek olanlar sizlersiniz. Sizler ne kadar iyi eğitim alırsanız Türkiye’nin istikbali o kadar güçlü olacaktır. Gençler, sakın umutsuzluğa kapılmayın. Tek istediğim; umutsuzluğa kapılmayın, umudunuzu büyütün. Kucaklaşın ve Türkiye’nin sorunlarına kilitlenin. Demokrasiyi getirecek olan sizlersiniz.”