HABER MERKEZİ
Medya Özgürlüğü Acil Müdahale (MFRR) kapsamında yılda iki defa yayınlanan Medya ve Basın Özgürlüğü İhlalleri İzleme Raporu'nun ilk altı aylık bölümü yayınlandı. Avrupa Birliği üyesi devletler ve aday ülkelerde gerçekleşen basın ve medya özgürlüğü ihlallerini içeren rapor, öne çıkan ihlal türlerinin yanı sıra, Ukrayna'daki savaş, Avrupa Komisyonu'nun Gazeteciler için Güvenlik Tavsiyeleri, çevrimiçi güvenlik, protesto ve eylem takibi esnasında habercilik ve gözetim ve fişleme faaliyetlerini kapsayan özel tematik bölümler de içeriyor. Raporda Türkiye, Almanya, Fransa, Sırbistan, Yunanistan, Polonya, İspanya, Malta, Belçika ve Hollanda'nın aralarında bulunduğu bir dizi ülkeye dair özel bölüm de raporda yer alıyor.
GAZETECİLERE YÖNELİK DÜŞMANCA VE TEHLİKELİ BİR ÇALIŞMA ORTAMI
Raporun Türkiye bölümünde, basın özgürlüğüne yönelik kuşatmaya dikkat çekilerek, bağımsız medyaya yönelik sistematik baskının sürdüğü vurgulanıyor. 2022 yılının ilk altı ayında bu trendin yükseliş gösterdiği ifade edilen raporda, şu tespitlere yer veriliyor: "Gerçekleşen tutuklamalar ve mahkumiyet kararları değerlendirildiğinde, Türkiye dünya çapında habercileri ve medya çalışanlarını en çok hapseden ülkelerden biri olmaya devam ediyor. Basın ve Medya Özgürlüğü İhlallerini İzleme ve Raporlama Veribankası, Mapping Media Freedom (MapMF), Ocak - Haziran 2022 tarihleri arasında Türkiye'de 171 kişi veya medya kuruluşunun saldırıya uğradığı, 71 basın özgürlüğü ihlali kaydetti. Bu raporun yayımlandığı tarihte 45 gazeteci hapiste bulunuyor. Artan suçlamalar ve keyfi tutuklamalar, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hakkında eleştirel haber yapmayı zorlaştırırken, polis ve özel şahıslar tarafından gazetecilere yönelik fiziksel saldırılar düşmanca ve tehlikeli bir çalışma ortamı oluşmasına yol açtı."
"HUKUK YOLUYLA" GERÇEKLEŞEN İHLALLER!
Türkiye’de haberciliğe yönelik en yaygın görülen tehdidin, MapMF'de kaydedilen vakaların yarısından fazlasıyla (%59,2) ilgili olan hukuk yoluyla gerçekleşen ihlaller olduğu vurgulanan raporda, "Haber kuruluşlarının ofislerine ve gazetecilerin evlerine yapılan polis baskınları ve keyfî olarak uygulanan gözaltılar, vakaların yaklaşık üçte birini (%31,0) oluşturdu. Çok sayıda gazeteci ve foto muhabiri İstanbul Onur Yürüyüşü ve Gezi Parkı protestoları anması adına düzenlenen kitlesel gösteri gibi protestoları takip ederken gözaltına alındı. Haziran ayı başında, Türkiye'nin bağımsız medyasına yönelik bir gün içinde gerçekleşen en büyük baskılardan birinde, Kürt medyasından en az 23 gazeteci gözaltına alındı ve bunlardan 16'sı 'terör örgütü propagandası yapmak' iddiasıyla halen cezaevinde tutuluyor." denildi.
HAPİS, ŞİDDET, SANSÜR
Raporda foto muhabiri Abdurrahman Gök ve serbest gazeteci Nazan Sala örneklerinde olduğu gibi, hak ihlallerini ortaya çıkaran gazetecilerin "terör suçundan hapisle cezalandırıldığı da kayıtlara geçti. Türkiye'de gazetecilerin özellikle protestoları takip ederken polis tarafından fiziksel şiddete maruz bırakılması da raporda yerini aldı. Rapora göre, MapMF'de kaydedilen her üç vakadan biri (%33,8) basın özgürlüğü ihlalinin kaynağı olarak polis veya devlet güvenlik güçlerini işaret ediyor. Gazeteciler ayrıca internet üzerinden fiziksel şiddet ve ölüm tehditlerinin yanı sıra cinsiyetçi tacizler de aldı. Aynı dönemde, Türkiye'nin hükümet kontrolündeki medya düzenleyicisi Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), ayrımcı bir şekilde medya kuruluşlarına yaptırım uygulamaya ve internet sitelerine erişimi engellemeye devam etti.
Raporun yayınlanmış haline https://www.mfrr.eu/monitor/ ve ayrıca https://www.mappingmediafreedom.org/analysis/ adreslerinden erişilebiliyor.