Bugün, 1 Temmuz 2024, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli dönüm noktalarından biridir. Sinan Ateş cinayeti, vergi düzenlemeleri, mafya operasyonları… Tek tek değil, toptan bir araya gelen devir teslim töreninin tarihidir. 24 Ocak 1980 ile başlayan dönüşümün tamamlanması son aşamasının ilk günüdür bugün.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, devletlerinin üzerindeki söz söyleme haklarını kaybettikleri dönemin, Mayıs’23 seçimi öncesi başlayan yerli-yabancı sermaye operasyonunun hazırlık aşamasından, uygulama aşamasına geçmenin ilk günüdür.

Mehmet Şimşek’in seçim öncesi getirilişi, kurulan-kaldırılan kürsüler, RTE’nin elindeki gücü devretmeme ısrarı, kazanacak aday fitnesi; Akşener’in, Oğan’ın, İnce’nin ortaya sürülmesi… Ve sonunda seçim kaybetme, hesap verme korkusu ile RTE’nin teslim olması…

Erdoğan’ı, Bahçeli ile yaptığı zımnî “Ekonomi benim, güvenlik senin” anlaşmasını çiğnemeye zorlayan yapı, ekonomide hâkim olan kara paranın kontrolünü sağlamak, piyasayı tekrar sermayenin kontrolüne almak için gerekli yasal alt yapıyı da sağladıktan sonra operasyona başladı.

Kara para ekonomisi çok basitti. Erdoğan’ın ihtiyaç duyduğu sıcak kara para, MHP’nin aracılık payını alacak ortamı ve bağlantıları kurması ile sağlanıyordu. Bugün ortalığı birbirine katan Ateş davasının herhangi bir ideolojik çatışmaya değil, Ağar ekibinin el koyduğu limanlar aracılığı ile sürdürülen yasa dışı ticarete karşı çıkış yüzünden olduğunu herkes biliyor. MHP’nin iki güçlü isminin isyanında ve Ayşe Ateş’in iddialarının satır aralarında bütün izleri mevcut.

Mayıs’23-Haziran’24 arasında, Yerlikaya’nın operasyonları, kara para aklayan irili ufaklı işletmelerin üzerine gidilmesi, kripto para yasasının hazırlanması, telif hakları yasasında düzenlemeler ile tüm yasal alt yapı hazırlanmış durumda. İşaret fişeği olarak da Sinan Ateş davası seçildi. Davanın sonucundan çok, MHP’ye “tamam, artık mekânın gerçek sahibi geldi” mesajının verilmesi önemlidir.

Sermaye, nasıl ki Erdoğan’a, yerel seçim öncesi “tamam, bundan sonra emekli ve emekçi gelirlerine karar vermek senin elinde değil” mesajı ile haddini bildirdi ise, Bahçeli’ye de “tamam, bundan sonra ne kara paraya aracılık edebilirsin ne de komisyon alabilirsin” diyerek haddini bildiriyor.

Bundan sonrası 24 Ocak 80’de başlayan, kamuya ait işletmelerin, arazilerin, madenlerin yerli-yabancı sermayeye devri, mutlak yoksullaştırma ile fakirleşen halkın ticari ve turistik şehir merkezlerinden uzaklaştırılması ile tamamlanacaktır.

Hazırlanan vergi paketleri, ücret ve maaşların alım gücünün düşürülmesi, halkın “kefen parası” adı verdiği son küçük birikimleri piyasaya sürmesi ve rezerv alan gibi uygulamalarla değerli mülklerin satışına zorlanarak büyük şehirleri boşaltması için kullanılacaktır.

Mayıs’23 seçiminde soru, kimin aday olacağı değil; bu hazırlıkları yapmaya, bu teslimiyeti kabullenmeye ikna olan biri olup olmadığıydı. Vatandaş ileride bunun farkına belki varır belki varmaz ama ne yazık ki tercihini “olan oldu, ihaleyi üstlenirim” kararından yana yapmış, ülkeyi teslim etmeyi onaylamıştır.

Erdoğan’ın deyimi ile “men dakka dukka/eden, bulur”