TİP Muğla İl Örgütü, Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi’nde halk buluşması düzenledi. Programa TİP Genel Başkanı Erkan Baş ve Parti Meclisi Üyesi İrfan Değirmenci de katıldı.

Buluşmada İl Yönetim Kurulu Üyesi ve Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Milas üyesi Neşe Tuncer, Muğla’da yaşanan ekolojik tahribatı değerlendirdi. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2022 yılında yayımladığı rapora değinen Tuncer, “Muğla'daki bitki türlerinin yüzde 18’i endemik, yani buraya özgü. Öte taraftan Muğla’nın yüzde 60’ı maden şirketlerine ruhsatlandırılmış, ormanlarımızı ya yangınlarda ya da madenlere tahsis edildikleri için kaybediyoruz. Neredeyse marina, otel, site yapılmamış koy kalmadı. Yandaşlar sahilleri ele geçirirken yurttaşlar havlusunu alıp denize girecek yer bulamıyor. Sürekli bir işgal etme, ele geçiremediğine kayyum atama zihniyeti ile mücadele ediyoruz” dedi.

“Enerji sektörünün de bir sermaye transfer aracı olmasının tüm örneklerini Muğla’da görüyoruz”

Tuncer, konuşmasına şöyle devam etti:

Muğla’daki 3 termik santrali, herhangi bir ÇED raporu olmadan genişlemelerini, 8 köyün tamamen, 15 köyün kısmen yok olduğunu, yaklaşık 450 kilometrekarelik kömür ruhsat sahası kapsamında daha onlarca köy, dekarlarca orman ve tarım arazisi, yeraltı su havzaları olduğundan bahsetmeden bu kürsüden inmek olmaz. Akbelen Ormanı, İkizköylülerin yaşam haklarını korumak için başlattıkları mücadelede termik santrallerin ve kömür madenciliğinin neden olduğu yıkımı anlatmak için artık bir sembol. Deştin ve Akbelen mücadeleleri aynı zamanda yaşam hakkı, mülkiyet hakkı, çevre hakları ihlallerine örnek olarak gösteriliyor. Kamu bütçesinin bizden nasıl çalınıp saray rejiminin çetelerine aktarıldığını, Türkiye’de inşaat ve madencilik sektörü gibi, enerji sektörünün de bir sermaye transfer aracı olmasının tüm örneklerini de Muğla’da görüyoruz.

“Kamu zararı 567 milyon dolar”

Tek bir örnek vereceğim; 2014 yılında özelleştirilen Kemerköy ve Yeniköy termik santralleri için devlete 2,6 milyar dolar ödemeyi taahhüt eden şirket, 2017 yılında henüz borcun yarısını ödemişken, 2 Ocak 2017 tarihindeki kurdan TL çevrilen özelleştirme bedeli 5 buçuk yılda tahsil ediliyor.  Bu şekilde oluşan kamu zararı 567 milyon dolar. Geçilen torpil bu kadar da değil, kapasite kullanım mekanizması adı altında bu santrallere 2018- 2024 yılları arasında ödenen tutar 1 milyar 365 milyon TL. ‘Çevreciler yüzünden iş yapamıyoruz, para kazanamıyoruz’ diye hükümete mektup yazdılar, temmuz ayında kapasite kullanım bedeli hesaplama parametreleri bin 100 kat artırıldı. Kaybedilen tarım alanları, yok edilen ormanlar, yerinden, yurdundan koparılan insanların yoksunlukları bu hesaba dahil değil."(ANKA)