Midye ve istiridye yetiştiriciliği üzerinde çalışmalar yapan Doç. Dr. Meryem Yeşim Çelik, midyenin suyu temizleme özelliğinden dolayı, müsilajla mücadelede biyolojik bir çözüm olarak kullanılabileceğini söyledi.
Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Görevilisi Doç. Dr. Meryem Yeşim Çelik, konuk olduğu #dokuz8GÜNDEM Karadeniz programında, Marmara Denizi’nin ciddi boyutta etikleyen ve başka denizleri de etkileme tehlikesi bulunan müsilajı temizleme konusunda, midye çiftliklerinin bir çözüm olabileceğini ifade etti.
MÜSİLAJLA MÜCADELEDE BİYOLOJİK BİR ARAÇ OLARAK MİDYE
Doç. Dr. Meryem Yeşim Çelik, midye mitigasyon çiftlikleri (mussel mitigation farming) adı verilen midye çiftliklerindeki üretim sürecinin,ticari amaçlı ve insanların tüketmesi için yapılan midye üretiminden farklı bir süreç izlediğini ifade etti. Çelik, “Buradaki temel prensip, midyelerin filtreleme yoluyla sudaki partikülleri alması ve büyüyüp hasat edilerek ortamdaki fazla nütrient maddelerin bertaraf edilmesine dayanıyor” bilgisini verdi.
TİCARİ AMAÇLI ÜRETİME GÖRE İŞ GÜCÜ DAHA AZ
Doç. Dr. Çelik, midye mitigasyon çiftliklerinin verimliliğinin, sistemin kurulum maliyetine ve midyelerin filtrasyon kapasitesine bağlı olduğunu ama ticari amaçlı midye üretiminden daha az iş gücü gerektirdiğini ifade etti. “Ticari midye sistemlerinde midyeler insan tüketimine yönelik üretildiği için çok net kriterler vardır. Seyreltme ve takip yapılır, iş gücü daha yüksektir. Mitigasyon çiftliklerinde ise seyreltme yapılmaz ve yaklaşık 18-20 ayda hasat edilir, iş gücü daha düşüktür. ”
AZOTUN TAMAMI UZAKLAŞTIRILDI
Temizlemeye yönelik çiftliklerle ilgili çalışmaların, Avrupa denizlerinde son yıllarda yapıldığını söyleyen Doç. Dr. Çelik, “Amaç, midyelerin tutulacağı farklı, yapay popülasyonlar oluşturmak ve suyu filtre edecek biyolojik mekanizmaların burada olmasını sağlamak,” dedi. Çelik, İsveç’te 2005-2011 yılları arasında yapılan, fiyat performans açısından midye çiftlikleriyle atık su arıtma tesislerini karşılaştıran bir çalışmadan örnek vererek biyolojik yöntemin daha iyi sonuçlar verdiğini aktardı: “6 yıllık deneme sonucunda yılda ortalama 39 ton azot girdisi olduğu ve yılda 3,5 ton midye hasatıyla bu nitrojenin yüzde 100’ünün ortamdan uzaklaştırılabildiği tespit edilmiş. Mekanik arıtma sistemlerinde ise bunun yalnızca yüzde 70’inin ortamdan uzaklaştırıldığını ifade etmişler.”
MİDYE POPÜLASYONU DA ARTACAK
“Midye ve istiridyelerin filtrasyon oranını etkileyen birçok faktör var,” diyen Doç. Dr. Çelik, midye çiftliklerinin nerede kurulacağını belirlemek adına bilimsel çalışmalar ve en az bir yıllık bir gözlem yapılması gerektiğini sözlerine ekledi. Çelik, şu bilgileri verdi: “Bizim denizlerimizde, son yıllarda artan aşırı avcılıkla beraber doğal midye popülasyonları üzerinde baskı uygulayan biyolojik bir faktör de deniz salyangozu. Çiftliklerin yayılmasıyla beraber, o çiftliklerde bulunan yetişkin midyeler, yavru midyelerle, doğal yolla midye popülasyonunun yenilenmesine destek olacak.” Doç. Dr. Meryem Yeşim Çelik, Sinop Üniversitesi’nin midye ve istiridye araştırma tesisi kurma aşamasında olduğu ve Karadeniz’de bu ve buna benzer çalışmalar yapacakları bilgisini de verdi.