Pınar Gültekin davasında verilen "Haksız tahrik indirimi"nin “yalancı tanık” ifadesi üzerine yapıldığı ortaya çıkarken, önemli 2 Adli Tıp Raporu’na ise yer verilmedi.
Muğla’da 21 Temmuz 2020’de Pınar Gültekin’i katleden Cemal Metin Avcı ile ona yardım eden aile bireylerinin yargılandığı davanın karar duruşması 20 Haziran’da görüldü. Muğla 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada mahkeme heyeti, Cemal Metin Avcı hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi, ancak ardından “haksız tahrik indirimi” uygulayarak, cezayı 23 yıla indirdi. Avcı’ya yardım eden ve tutuksuz yargılanan kardeşi Mertcan, annesi Ayten, babası Selim Avcı ile boşandığı Eda Karagün ve ortağı Şükrü Gökhan Orhan’a da beraat verildi.
CEMAL METİN AVCI NE KADAR YATACAK?
Verilen bu cezaya göre Cemal Metin Avcı’nın yaklaşık 14 buçuk yıl cezaevinde yatması beklenirken, 8 yılın ardından açık cezaevine nakil olma hakkına sahip olacak.
İTİRAZ
Mahkemenin tartışmalı kararına karşı Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı, Gültekin ailesi ve avukatları ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na itiraz da bulundu. Yine Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı, dün fail Cemal Metin Avcı hakkında verilen indirim kararı ve failin kardeşi Mertcan Avcı hakkında verilen beraat kararını İstinafa taşıdı.
GEREKÇELİ KARAR
“Haksız tahrik indirimi”ne tepkiler dizmezken, verilen cezanın gerekçeli kararı da tartışmalara neden oldu. Gerekçeli kararda şu ifadelere yer aldı: “Sanığın maktule yönelik yakma fiilini gerçekleştirmedeki amacının eziyet çektirmeye yönelik olmayıp, maktulün cesedini yok ederek yakalanmaktan kurtulma ve suç delillerini yok etmeye yönelik olduğu gözetildiğinde mahkeme sonuç cezaya etkisi olmamakla birlikte koşulları oluşmadığından söz konusu unsurun somut olayda gerçekleşmediğini kabul etmiştir.”
ADLİ TIP RAPORLARINA YER VERİLMEDİ
Mezopotamya Ajansı’ndan Semra Turan, davanın avukatlarından Kübra Çelik Deniz, ile Pınar Gültekin davasında bundan sonra sürecin nasıl işleyeceği ile tartışma yaratan gerekçeli kararın detaylarına ilişkin konuştu.
Mahkemenin gerekçeli kararda lehlerine olan Adli Tıp raporunu dikkate almadığını aktaran Çelik, “Dosya kapsamında alınan 2 tane Adli Tıp raporu var. Bunlardan Adli Tıp Üst Kurulu raporunda ‘Pınar Gültekin’in hayattayken yangına maruz kaldığının mevcut verilerle kabulünün gerektiği’ açıkça belirtiliyor. Yani Pınar Gültekin’in canlıyken yangına maruz kaldığını söylüyor. 30 kişinin imzaladığı diğer Adli Tıp raporunda da bu açıkça belirtiliyor. Ancak mahkeme kararını verirken bu raporları dikkate almıyor. Mahkeme kararda, karşı tarafın sunduğu raporu esas alarak, ‘amacı cesetten kurtulmaktır, yakmak değil’ diyor. 2 adli tıp raporunda da yakılarak öldürüldüğü açıkken, canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürmenin olmamasından bahsetmek bize göre mümkün değil. Çünkü Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre yakarak öldürme canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürmenin en açık örneklerindendir” dedi.
‘YALANCI TANIK’ BEYANI DİKKATE ALINDI
Mahkeme’nin gerekçeli kararında aksi yöndeki birçok tanık beyanına rağmen 2 tanığın ifadesini dikkate alarak ‘haksız tahrik indirimi’ nde bulunduğunu söyleyen Çelik, tanıklardan birinin ifadesiyle ilgili daha önce Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’na yalancı tanıklıktan şikayette bulunduklarını belirtti. Bu tanık ve Gültekin’in kız kardeşinin jandarmada henüz Pınar kayıpken verdiği ifadelerin dikkate alındığını aktaran Çelik, “Pınar’ın kardeşinin Jandarmada verdiği iki ifade yazım yanlışlarına kadar birbiriyle aynı. Olayın şoku ve manipüle edilmesi sonucu bir ifade alınmış. Kardeşinin tehditten kastı ablasının, Cemal’in evli olduğunu öğrenince ‘beni bir daha rahatsız etme yoksa ailene ve eşine söylerim’ demesi. Pınar’ın kız kardeşi daha sora duruşmalarda ‘ablam ortada yoktu, şoktaydım. Önüme ne konulduysa okumadan imzaladım. Benim kesinlikle böyle bir beyanım yoktur’ demesine rağmen mahkeme ilk ifadelerini dikkate aldı. Diğer tanık ise Cemal Metin Avcı’yı destekleyen tek kişi. Daha önce de hakkında yalancı tanıklık suçundan şikayette bulunduğumuz bir tanıktır. Sadece o Pınar’ın Cemal’i tehdit ettiğini söylüyor” diye belirtti.
ABD MÜZEKERESİ
Çelik, yine dava kapsamında telefon kayıtlarına ilişkin ABD’ye yazılan müzekkereye dikkat çekerek, “11 buçuk ay Pınar’ın özel hayatının yargılandığı bu müzekkerenin cevabını bekledik. Gelen cevaba göre Siber Şube Müdürlüğü bir rapor düzenledi. Rapora göre, Pınar’ın telefonunda 2 yıllık geriye yönelik bir inceleme yapıldı ve telefonda Cemal Metin Avcı’ya yönelik hiçbir görüntü, bilgi ve belge tespit edilemedi. Karşı tarafça da dosyaya aksi yönde sunulan hiçbir tehdit, şantaj mesajı, görüntü veya video yok” diye tepki gösterdi.
3 KEZ HAKSIZ TAHRİK SAVUNMASI
Avcı’nın yargılama süresince 3 kez “haksız tahrik” savunmasını değiştirdiğini dile getiren Çelik, “Önce tehdit ve şantaj iddiasında bulundu ve bu nedenle öldürdüğünü iddia etti ancak bu konuda hiçbir mesaj, görüntü, kayıt sunulamadı. Ortada iddia edildiği şekilde hiçbir mesaj, görüntü, video yok. Sonra mahkemeye mektup yazarak ‘zorla ilişkiye sokuldum ve videom çekildi. Bununla tehdit edildim’ dedi. Ama ortada dosyaya sunulmuş bir video yok. 3’üncü savunmasında ‘bıçak çekti, o sebeple öldürdüm’ dedi. Ancak bu sefer de ortada ne bıçak ne de bıçak yarası bulunamadı. ” ifadelerini kullandı.
SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK?
İstinaf dilekçelerinde tüm bunlara da yer verecek şekilde itirazlarda bulunacaklarını aktaran Çelik, bundan sonraki süreci şöyle aktardı: “Mahkeme gerekçeli kararı taraflara tebliğ edecek. Taraflar tebliğden itibaren yasal süre içerisinde gerekçeli istinaf dilekçelerini sunacak. Sonrasında Bölge Adliye Mahkemesi tarafların istinaf talepleri çerçevesinde bir karar verecek. Şu aşamada, Gültekin ailesi avukatları, Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup gerekçeli itirazlar da sunulacaktır. Vicdanları yaralayan bu hatalı kararın kaldırılacağını umuyoruz.”