Fatoş Erdoğan / Dokuz8Haber
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ve üyeleri Barkın Timtik ile Oya Aslan’ın tutuklu yargılandıkları dosyanın 7.duruşması Silivri Cezaevi kampüsü yerleşkesinde 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı.
Silivri Cezaevi yerleşkesinde görülecek duruşmaya HDP Milletvekilleri Züleyha Gülüm, Dilşat Canbaz, CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Ali Haydar Hakverdi, İlhan Cihaner, TİP Milletvekilleri Sera Kadıgil, Ahmet Şık, Türkiye Barolar Birliği adına Hasan Fehmi Demir, İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu ve Adana Baro Başkanı Semih Gökayaz da duruşmayı takip ediyor. Fransa, Belçika, İtalya Almanya İsviçre barolarından avukatlar, uluslararası hukuk örgütleri ve çok sayıda avukat katıldı.
Tutuklu yargılanan avukatlar Selçuk Kozağaçlı, Barkın Timtik, Oya Aslan ve bu dosyadan tutuklu olmayan Özgür Yılmaz duruşmaya "Ebru Timtik Ölümsüzdür" sloganıyla girdi izleyiciler tarafından ayakta alkışladılar.
Duruşma, dosyaya giren ATK raporu ile ilgili sanıkların görüşlerinin sorulması ile başladı. Sanıklar, mahkemeye dosyaya giren dijital materyalin incelemesinin taraflarına henüz verilmediği iletti. Savcıya mütalaası soruldu savcı tutukluluk hallerinin devamını talep etti.
Mahkeme Başkanının, dosyadaki ATK raporuna dair tekrar sorması üzerine avukatlar; raporun bu hali ile ve dijitaller henüz incelenemediğinden beyanda bulunmayacaklarını belirtti, süre talebinde bulundu. Savcının tutukluluk haline devam talebine dair avukatlar beyanda bulunuyor.
Dosya avukatlarından Av. Oğuzhan Topalkara, dosyadaki siyasi basıncı aktarıyor. “Eski bakan yardımcısı Selahaddin Menteş’ten ya da şimdiki bakan yardımcısı Akın Gürlek’ten doğrudan bir telefonla talimat aldığınızı düşünmüyorum. Ama farkındasınız, bu basınç bile yeterli. Farkında olduğunuz şey, siyasi iktidarın siyasi ceza avukatlığı yapan avukatlarla bir derdi olduğu. Defalarca talep etmemize rağmen tutukluluk devam kararınızda bir virgül değişiklik yapamıyorsunuz. O kadar ateşe koyamıyorsunuz elinizi.” dedi.
Avukat Ümit Büyükdağ, “Hakim Bey, biz sizin adınıza utanmaktan yorulduk. Kararlarınız hukuki metinler değil, anlamlı cümle bütünleri bile değil. Sizin adınıza savunmaları biz yapmayacağız, biz sizi suçluyoruz. Burada gerçekten hukuk konuşup konuşmadığınızın adını koyalım” diye konuştu.
Adana Baro Başkanı Semih Gökayaz söz aldı: "Hukuk adına, insan hakları adına bir şey yapabilir miyim diye buradayım. Ama avukatlarla göz teması bile kurmuyorsunuz, üyeleriniz telefonla oynuyor. Ekranlarla kürsüyü kapatma alışkanlığının da bir an önce son bulmasını, yargılama yapan hakim ve savcıların alnı ak başı açık olmalı, salondaki herkesle göz teması kurabilmeli. Bu duruşmada artık tahliye kararı verilmesini istiyorum. Bu tutuklulukta nasıl bir menfaat var? Serbest kalırlarsa kamu nasıl bir tehditle karşılaşır. Bizim bu tutukluluktan vicdanımız kanıyor. Meslektaşlarımız serbest kalsa, gemileri yok ki uyuşturucu getirsinler, gençleri zehirlesinler. Uyuşturucu getirenler serbest. Meslektaşlarımız, borsada hiç işlem yapmamışlardır, borsadan rüşvet teklifi almayacaklar. Bu konuların şüphelileri şatafat içinde yaşarken, bütün meslek hayatlarında adaleti savunmuş meslektaşlarımızın tutukluluğu vicdanları yaralamaktadır. Bu dosyada bütün deliller şüpheli. Bu dosyada her şey hukukun tersine işliyor ama meslektaşlarımız serbest bırakılmıyor."
İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu: "Burada avukatlar yargılanıyor, aynı isimlerin yargılandığı ilk duruşmada bu salonda bir karar verildi. Suçun niteliğinin değişmesinden, AİHM kararlarından, yargılananların avukat olmasından bahsedilerek tahliye kararı verilmişti. Bir avukatın tutuklu olması için çok özel nedenlerin var olması gerektiği yazılmıştı. O tahliye kararının uygulanmasından hemen sonra, cumartesi günü aynı yargıçlara geri aldırdılar. Yakalama yönünde tutuklama kararı çıkarıldı. Oysa ben bu ilin baro başkanı olarak, 3 nolu ara kararı nedeniyle yargıca mesleğim adına teşekkür etmeyi düşünmüştüm. Pazartesi günü, asliye ticaret mahkemesinin hakimi oldu. Kuvvetli suç şüphesi var mı? Kaçma şüphesi var mı? Yok. Tahliye talep etmiyorum. Hukuk adına yürekli olmanızı talep ediyorum."
Tutuklu sanıklardan ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı beyanda bulunuyor. Kozağaçlı, 10 yıldır bizi yalnız bırakmayan Avrupalı meslektaşlarımıza, ailelerimize, avukatlarımıza, vekillere teşekkür ederim diyerek sözlerine başladı.
Kozağaçlı, "27 Ağustos’ta Ebrumuzun kaybının 2. yılını idrak ettik. Neden kaybettik? Yargıçlık yapmadığınız için. Aramızdan en kıymetlimizi kaybettik. Bundan 20 gün önce karşı hücremde İleri Kızılatun ölüm orucuna başladı. Sibel ve Gökhan 250’li günleri geçtiler. Gökhan tahliye edildi. Neden? Ebru’yla aynı taleple adil yargılanma hakkı için." Selçuk Kozağaçlı, “Bu dosyayı CCBE gibi dünyanın en büyük avukat örgütleri takip ediyor. Avrupa’nın onlarca barosu takip ediyor. TBB, İstanbul, Adana, Ankara, Türkiye’nin bir çok barosu takip ediyor. Etrafınız temsil ettikleri kitleler ile yüzbinlerce avukatla çevrili. Bir noktada bir kez olsun düşünmüyor musunuz: ‘Biz bir yerde yanlış yapıyor olabilir miyiz?’ diye? Yanlış yapıyorsunuz. Biz avukatlık yapıyoruz. Avrupa Konseyi Türkiye raportörü hapishanede ziyaretime geldiğinde, şimdinin bakan yardımcısı Akın Gürlek’in verdiği kararda özellikle bir hususu sordu hayretle. Şuydu: Kararda, verilen cezalarda alt sınırdan uzaklaşılmasının gerekçesi olarak avukat olmamız gösteriliyordu. Gerçekten avukat olmanız mı, nasıl yazılabilirdi bu?’ diye anlayamıyordu tabi ki.
Sayın Heyet, okudunuz mu hiç 37 ACM’nin, Akın Gürlek’in kararını? Hakimlik mesleğine azıcık ilginiz var ise lütfen o kararı okuyun!"
Selçuk Kozağaçlı'nın, hakimlik mesleğine ilginiz var ise ifadesine mahkeme başkanı tepki gösterdi. Selçuk Kozağaçlı, “ilgi duymak zorunda değilsiniz; maaş karşılığı yaptığınız bir iş olabilir sonuçta” diye eklediğinde başkan yeniden tepki gösterdi. Selçuk Kozağaçlı, “Hakimlik mesleğine ilgi duyar gibi bir haliniz yok sayın yargıç. Azıcık ilginiz olsaydı, 6 yıldır devam eden tutukluluğumda matbu tutuk devam kararınıza özenip de bir virgül değişiklik yapardınız.”dedi.
Selçuk Kozağaçlı "Devlet siyasi ceza davası avukatlarına yönetememe krizinde saldırır. Yönetebildiği zamanlarda şimdi “örgüt üyesi” dediği avukat örgüt ile irtibat kurabilmesi için tek çözümüdür. İllegal örgüte müzekkere mi yazacak devlet? Avukatını bulur, avukatını takip eder, avukatını dinler. Avukat ortadadır çünkü. Silahsızdır, takip edilebilir; dinlenebilir. Beni 10 senedir yargılıyor, çokça senelerdir de dinliyor zaten devlet. Takip ediyor. Ama şimdi yönetemiyor ve saldırıyor."
ÇHD Davası'nda tutuklu avukatların tutukluluğa devam kararı verildi. Duruşma 7-11 Kasım 2022 tarihine ertelendi. Selçuk Kozağaçlı, Barkın Timtik, Oya Aslan ve Özgür Yılmaz alkışlarla salondan ayrıldı.