Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel’in “çözüm” olarak adlandırılan süreçte PKK’li Volkan Bora ile çektiği fotoğraflarının havuz medyası tarafından servis edilmesi ve hedef gösterilmesi ardından dokunulmazlığı AKP, MHP, CHP ve İYİ partinin ortak oylarıyla 1 Mart’ta kaldırıldı.
Dokunulmazlığın kaldırılmasının ardından Güzel hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. Hakkında gözaltı kararı verilen Güzel, 2 Eylül’de İstanbul’da gözaltına alındı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen Güzel, adliye öncesi hastaneye sağlık kontrolü için götürüldüğü sırada ters kelepçelenerek, polis şiddetine maruz kaldı. İktidar yanlısı medya tarafından sanal medyada paylaşılan görüntülerde, Güzel’in ellerinin ters kelepçelendiği, polislerin başını eğmeye çalıştığı görüldü. Daha sonra Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi'ne getirilen ve “örgüt üyeliği” iddiasıyla Ankara Sulh Hakimliği’ne Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile ifade veren Güzel, aynı iddiayla tutuklandı.
FOTOĞRAFLARDA SUÇ YOK
Hedef gösterildiği fotoğrafların 2014’te çekildiği ve 2017’de ise jandarmanın bu fotoğrafları bulduğunu paylaşan Güzel, 5 yıl boyunca bu fotoğraflara dair herhangi bir haber veya durumun gündeme getirilmediğine dikkat çekti. 9 Ocak’ta havuz medyası eliyle servis edildiğini hatırlatan Güzel, daha sonra ise linç kampanyasının başladığını belirtti. Güzel, “Suç olarak gördükleri fotoğraflarda herhangi bir suç unsuru yoktu. Çözüm sürecinde çekilmiş ve iki kişi arasındaki yakınlık ilişkisi dışında bir şey barındırmayan fotoğraflara ‘örgüt üyeliği’ vasfı yüklenmek istendi” dedi.
Aynı dönemde binlerce kişinin bölgeye gittiğini ve yakınlarıyla fotoğraf çektiğini, gazetecilerin benzer kıyafetler giydiğini ve üst düzey görüşmeler sağladığını ifade eden Güzel, “Kimse hakkında bir işlem yapılmadı, soruşturma başlatılmadı. Ben o zamanlar vekil değildim, hatta parti üyesi bile değildim. Söz konusu dosya kapsamında hakkında işlem yapılan kişiler de vardı. Benim de her bilgim dosyada mevcuttu ve yerim yurdum belliydi. Buna rağmen benim ismim 5 yıl sonra gündeme geldi. Bunun sebebi AKP'nin seçim startı vermesi ve bu doğrultuda seçim malzemesi toplamaya çalışmasıydı. Bu süreçte Kürt halkına yönelik çözüm süreci üzerinden saldırılar başladı. Bu görüntüler parti kapatma davasına eklemlenerek, kendilerince partiyi kapatmak adına beyhude gerekçeler üretmeye çalıştılar” diye belirtti.
'SÜREÇ HUKUKLA BAĞDAŞMIYOR'
Dokunulmazlığının kaldırılmasının hukukla bağdaşmadığını vurgulayan Güzel, “Bu süreçte öncelikle milletvekilinin savunması alınmalı ve daha sonrasında karar verilmelidir. Ancak böyle olmadı. Daha savunmam alınmadan dokunulmazlığımın kaldırılması gerektiğini açıkladılar. O zamanın Karma Komisyon Başkanı Bekir Bozdağ idi. Kendisi o günlerde çıkıp benim için ‘dokunulmazlığı kaldırılmalı’ demişti. Daha sonra Adalet Bakanı oldu. Beni yargılayacak mekanizmanın başındaki bu kişinin durumuna bakınca, biz adaletten ne bekleyebiliriz?” diye sordu.
'MUHALEFET SORUMLU'
CHP ve İYİ Parti’nin de dokunulmazlığın kaldırılmasına dair oy verdiğini hatırlatan Güzel, “Sonuç olarak yargısız bir infaz gerçekleşti. Evet, iktidar ve ortağı zaten bu süreci yürüten asıl unsurdu. Ancak muhalefetin de bu işin bir parçası olduğunu belirtmek gerek. Her gün çıkıp seçim vaadi olarak parlamenter sisteme geri dönüleceğinden bahsediyorlar. Bu sistemden kasıtları nedir? Her gün iktidarı ve hukuk sistemini eleştiren muhalefet parlamentonun bir üyesini, bir milletvekilini kendisinin bile güvenmediği hukuk sitemine teslim etti. Bu durum muhalefetin Kürt sorununa ve parlamenter sisteme bakış açısını da yansıtmaktadır” ifadelerini kullandı.
İDDİALARI YALANLADI
İktidara yakın medyada servis edilen haberlerde yer alan bilgilerin doğru olmadığını, peruk takmadığını ve Edirne sınırında gözaltına alınmadığının altını çizen Güzel, taktığı gözlüğün ise günlük kullandığı kendisine ait numaralı gözlük olduğunu aktardı. Güzel, şunları söyledi: “Yine Edirne’de sınırı geçmeye çalıştığım haberleri gibi iddialar da dayanaksız ve yalan ifadelerden ibarettir. Ben kaçmaya çalışsaydım, 9 ay gibi bir sürede zaten ülkeyi terk edebilirdim. Bir suç işlediğimi düşünmüyorum, bu nedenle kaçma gibi bir niyetim de söz konusu değildir.”
DOKTOR HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
Gözaltına alındığı sırada polis tarafından başının eğdirilmeye çalışıldığını kaydeden Güzel, ters kelepçe ve psikolojik şiddete uğradığını dile getirdi. Muayene olmaya götürüldüğü Bayrampaşa Devlet Hastanesi'nde muayene esnasında ters takılmış kelepçenin çözülmediğini belirten Güzel, şöyle devam etti: “Hekime durumu bildirmeme rağmen oralı olmadı. Ayrıca bileklerimde, boynumda ve kafa derimde yaralanmaların mevcut olduğunu söylememe rağmen herhangi bir muayene gerçekleştirmedi. Ben de bir hekim olarak kendisine İstanbul Protokolü'nü hatırlattım. ‘O burada geçmez’ diyerek cevap verdi. Bu nedenle basın üzerinden suç duyurumdur ve Tabipler Odası’na çağrımdır; söz konusu doktor hakkında soruşturma başlatılmasını istiyorum.”
SOYLU’NUN ISMARLAMA GÖRÜNTÜLERİ
Güzel, iktidar medyasının servis ettiği görüntülerin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun talebi üzerine olduğunu belirterek, “Emniyetten adliyeye götürülme sürecimde ise kendi politikalarına malzeme yaratmak için İçişleri Bakanı’nın ısmarlamasıyla bir takım görüntüler aldılar ve basına servis ettiler.”
Güzel, başının eğdirilmek istenmesine dair şunları söyledi: “Yapmak istedikleri şey sadece benim başımı eğmek değildi. Aslında, Seyit Rıza'dan beri Kürt halkının başı eğilmek istendi. Kadınların başı eğilmek istendi. Ben de Kürt halkının bir temsilcisi ve bir kadın olarak, başımı eğdiremezdim, eğdirmedim.”
Milletvekili olmasına rağmen ifade sürecinde yargılamaya konu fezlekeler dışında bir takım sorular sorulduğu bilgisini paylaşan Güzel, “Bu soruların bir kısmı başka milletvekilleri hakkındaydı. Dokunulmazlığı kalkmamış olan vekiller hakkında ve yargılamaya konu iki fezleke dışında sorulan sorular hukuka aykırıdır” dedi.
Kürt sorununun ancak diyalog ile çözülebileceğini vurgulayan Güzel, “Barış ortamı oluşana kadar mücadeleye devam edeceğiz. Kürt halkı boyun eğmeyecektir. Ayrıca barolara, insan hakları derneklerine, kadın kurumlarına, tabip odalarına çağrı yapmak istiyorum: tepkinizi gösterin, bu hukuksuzluğun takipçisi olun” çağrısında bulundu.