Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun üçüncü toplantısında da işçi ve işveren taraflarından yeni asgari ücrete ilişkin teklif gelmemesi üzerine TÜRK-İŞ, Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısıyla işçi kesiminin teklifini açıkladı. Basın toplantısına TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay, TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar ve Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda yer alan komisyon üyeleri katıldı.
''19 gündür asgari ücretle ilgili süren serüveni birlikte yaşıyoruz'' diyen Atalay, ''Asgari ücretli işçiler olarak önerimiz yüzde 45 enflasyon üzerine refah payı ile zam yapılmasını istiyoruz. Yüzde 20 refah payı ile 29 bin 583 TL olmasını istiyoruz. Bunu verirlerse imza atarız.Vermezlerse, imza atmayız, orada olmayız'' ifadelerini kullandı.
''Asgari ücret, bundan beş sene evvel belirleme ücretiydi. Şu anda asgari ücret ülkemizde geçim ücreti oldu'' diyen Atalay, şöyle konuştu:
''Biz bu dönemde, geçen dönemde sağımızda, solumuzda oturan dört asgari ücretli arkadaşımız var. Sağımızdaki kardeşimiz taşeron karayolları işçisi, asgari ücretli. Solumuzda oturan sizin meslektaşınız gazeteci kardeşimiz. O da asgari ücretli. Onun yanında oturan hanım kardeşimiz aşçı, asgari ücretli. Onun yanında oturan kızımız kuaför, o da asgari ücretli. Bu süreç zarfında, asgari ücret görüşmeleri başlamadan bir hafta evvel bu arkadaşlarımızı yönetim tespit etti. Bu arkadaşlarımızla birlikte aşağı yukarı bu beşinci toplantımız. Bizim uzman hukukçularımız, asgari ücret nasıl uygulandı bu güne kadar, ne oldu? Hangi kalemleri ilgilendiriyor onunla ilgili bilgi sahibiler. Beş toplantıda Ramazan Bey’in başkanlığında toplantı yapıyorlar.
''Antidemokratik bir asgari ücret yapısı var''
Kamuoyunda maalesef bizimle ilgili bir an evvel rakam açıklayın, ondan kolay bir iş yok. Ayın başında başladığı zaman asgari ücret, komisyonu toplar bir rakam açıklardık. Bir daha ne biz gündem olurduk, ne de problem olurdu, mesele hallolurdu. Kamuoyunda ‘TÜRK-İŞ neden açıklamıyor?’ Açıklaması gereken birinci öncelik işverende, ne verecek onu söylemesi gerekiyor. Hükümet bu işin başında. Ben her yerde ifade ediyorum. Antidemokratik bir asgari ücret yapısı var. Yüksek Hakem Kurulu da aynı. 12 Eylül’den kalan bir yapı. Bu yapı da kanun gereği en çok üyesi olan işçi sendikası burada temsil ediliyor. İmkan olsa da bizim dışımızdaki sendikalar da var. Ben bu toplantıya katılmak için buraya gelemden evvel HAK-İŞ ve DİSK’in başkanıyla da konuştum. Müzakereleri beraber yürüttük. Ama buradaki yetki dört tane arkadaşımızda. Asgari ücretle ilgili üçüncü toplantı yapıldı, bir rakam bekledik. Masa hükümetin beş temsilcisi var. İşverenin beş temsilcisi var. Bizim beş arkadaşımız var. Masada herkes var. Öyle bir noktadayız ki 2024 yılı bizim için de sizin için de ülke için de zor bir yıl oldu. 2023 de öyle oldu. Şu anda burada asgari ücreti konuşacağız. Kamu işçisi, savunma sanayisinden, ulaşımından, iletişimdeki bütün işçiler asgari ücret seviyesinde ücret alıyor.
''Şu anda asgari ücret ülkemizde geçim ücreti oldu''
Bundan 1.5 sene öncesinde bir sözleşme yaptık. İşçilerin yüzde 90’ının memnun olduğu bir sözleşme. Ama maalesef aradan bir ay geçti, ne sözleşme kaldı ne zam ne de işçilerin alım gücü kaldı. Asgari ücret, bundan beş sene evvel belirleme ücretiydi. Şu anda asgari ücret ülkemizde geçim ücreti oldu. Asgari ücretin tamamına yakını özel sektörü ilgilendiriyor. Ama hükümet de burada o karar veriyor. Son 30 senedir biz altı kere imzalamışız. Onun dışında biz aynı masada imzalamamışız asgari ücreti.
''Biz bugün bu meselenin biteceğini umut ediyorduk''
Ülkedeki kira artışı ortada. Doğalgaz artışı ortada. Sebze, meyve fiyatı ortada. Eğitim giderleri ortada. Geçim şartları ortada. Öyle bir noktadayız ki şu anda asgari ücret, 11 bin lira düzeyine düştü. Bundan bir sene evvel asgari ücret belirlendiği zaman 17 bin lira alım gücü vardı, şu anda alım gücü 11 bin lira civarında. Onun için asgari ücret, geçim ücreti oldu. Bu insanlar bu ücretle bir hafta geçinmeleri mümkün olmadığını, toplantıda Ramazan Bey ve buradaki arkadaşlarımızın tamamı, bu konuyu oradaki muhataplarına anlattılar. Biz bugün bu meselenin biteceğini umut ediyorduk. Zaman zaman öğretim üyeleri dahil televizyonlarda bizi sıkıntıya sokan, itibarsızlaştıran açıklamalar yapmaya devam ediyor. Belki hayatında hiç asgari ücreti tanımayan adamlar, asgari ücretli arkadaşı olmayan adamlar bu konuda istedikleri gibi yorum yapmaya devam ediyorlar. Benim önümde 50 bin liralık rakam var. 36 bin liralık rakam var. 32 bin lira var. 30 bin lira var. Ben onları görüyorum. Sayın Mehmet Şimşek diyor ki; ‘Ülke iyiye gidiyor. Bundan pay alacaksınız’ Madem iyiye gidiyorsa, asgari ücreti oldu. İş, onun ailesini nefes aldıracak bir geçim ücreti açıklayın da bundan hepimiz mutlu olalım.''
''Masaya çay, kurabiye, su geldi rakam gelmedi”
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda yer alan komisyon üyesi asgari ücretli gazeteci Sezer Özseven, ''Üç haftadır Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda masada rakamların olmasını bekliyoruz ama masada kurabiyeler var, çaylar var, sular var. Bir türlü rakam masaya gelmedi. Bugün de rakam talep ettik. Türkiye öyle bir durumda ki Türkiye’deki belli kesimler o masalara gelen kurabiyeleri yemeye tenezzül etmezken, belli kesimler de o kurabiyeleri toplantı masalarında görebiliyorlar. Biz bunun olmamasını istiyoruz ve asgari ücretin, yaşanabilir bir ücret olarak Türkiye’deki geniş kesimleri yani dokuz, on milyon vatandaşın yaşanabilir bir ücrette çalışmasını istiyoruz'' diye konuştu.