TOPLUMSAL CİNSİYET

Türkiye'de kadın olmak: Huzur yok, güvenlik yok, iş yok

Abone Ol

Bugün 8 Mart DünyaKadınlar Günü. Dünyanın her yerinde kadınlar, hakları için ve toplumsal cinsiyet eşitliği talebiyle sokaklara çıkacak. Ama öncelikle 8 Mart’ın temelinde uzun yıllara dayanan bir kadın mücadelesinin olduğunu hatırlayalım:

KADINLAR TALEPLERİ İÇİN HER YIL 8 MART'TA SOKAKLARDA
Her yıl 8 Mart'ta kutlanan Dünya Kadınlar Günü 16 Aralık 1977 tarihinde Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kabul edilmiş uluslararası bir gündür. Bu günde dünyanın her yerinde kadınlar yaşadıkları gasp edilen haklarına tepki göstermek ve toplumsal cinsiyet eşitliği talebiyle sokaklara çıkarak eylem yapıyor.

8 MART KADINLAR GÜNÜ'NE ADIM ADIM
İlk 8 Mart konusunda farklı kaynaklarda farklı tarihlere rastlanıyor. Kaynakların bir kısmı, konuyu 8 Mart 1857'de New York’taki bir dokuma fabrikasında çalışan işçilerin başlattığı greve dayandırıyor. Buna göre ABD'nin New York kentinde 8 Mart 1857'de 40.000 kadın işçi daha iyi çalışma koşulları talebiyle greve başladı. Uzun çalışma saatleri, sağlıksız ve güvenliksiz çalışma koşulları, yetersiz ücretler hem kadın hem de erkek işçiler için geçerliydi. Bununla beraber, bugün bile söz konusu olan “eşit işe eşit ücret” konusu, yani kadınların aynı seviyede çalıştıkları erkeklerden daha az kazanmaları, o dönemde daha da sık rastlanan bir durumdu. Tüm bu sorunların çözülmesi amacıyla başlayan greve polis saldırısıyla çıkan yangında 129 işçi yaşamını yitirdi. 8 Mart'ın temeli 1908 yılında, New York'ta 15 bin çalışan kadının daha kısa mesai süreleri, daha yüksek maaş ve seçme hakkı talep etmesiyle atılmıştı.

8 MART 112 YIL ÖNCE BUGÜN RESMİYET KAZANDI
Kaynakların diğer kısmı ise, Şubat 1908’de greve başlayan binlerce tekstil işçisi kadının mücedelesine dayandırıyor Dünya Kadınlar Günü’nü. Uzun süre devam edecek olan bu grevlerin birinci yıl dönümü olan 28 Şubat 1909’da, Amerika’da ilk kez Ulusal Kadınlar Günü kutlanıyor. İlk çıkış noktası farklı olsa da, insani çalışma koşulları talebiyle başlayan bu mücadelenin dünya çapında yaygınlaşması ve Dünya Kadınlar Günü adını alması, 1910’da gerçekleşiyor. 1910 yılında Kopenhag'da toplanan Uluslararası Emekçi Kadınlar Konferansı'nda Dünya Kadınlar Günü fikri önerildi. Burada Alman sosyalist ve kadın hakları savunucusu Clara Zetkin, Dünya Kadınlar Günü’nün, kadınlara oy hakkı verilmesi mücadelesini de vurgulayacak şekilde kabul edilmesini önerdi. Konferansa 17 farklı ülkeden katılan 100 kadın, Zetkin'in önerisini oybirliğiyle kabul etti. Kabul edilen öneriyle birlikte kadınların oy verme, seçme ve seçilme, insani koşullarda çalışma ve eğitim alma gibi talepleri için dünya çapında bir hareket başlamış oluyor. İlk uluslararası etkinlikler ise 1911'de, Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre'de düzenlendi.

TÜRKİYE'DE İLK KEZ 1921'DE KUTLANDI
1975'te Birleşmiş Milletler Dünya Kadınlar Günü'nü kabul etti ve her yıl için özel bir tema belirlemeye başladı. 1996'da belirlenen ilk tema "Geçmişi kutlamak, geleceği planlamak" olarak açıklandı. Ülkemizde ise ilk kez 1921 yılında  Kadınlar Günü olarak kutlanan 8 Mart’ın yaygınlaşması, 70’li yıllarda gerçekleşiyor.

TARİH NEDEN 8 MART OLARAK BELİRLENDİ?
Dünya Kadınlar Günü fikrini ortaya atan Clara Zetkin'in aklında belirli bir tarih yoktu. Birinci Dünya Savaşı sırasında, 1917'de Rus emekçi kadınlar "Ekmek ve barış istiyoruz" sloganlarıyla sokaklara çıktı. Eylemlerin dördüncü gününde Rus Çarı tahttan indirildi ve kurulan geçici hükümet ise kadınlara seçme hakkı tanıdı. Rusya'daki kadın eylemlerinin başlangıcı, Jülyen takvimine göre 23 Şubat'tı. Dünya genelinde daha yaygın biçimde kullanılan Miladi takvimde bu tarih 8 Mart'a denk geliyordu.

İRAN'DA 100 BİN KADIN 8 MART'TA BİR ARAYA GELDİ
1979 yılında İran'da Humeyni 7 Mart'ta kapanmanın zorunluluğu hakkında açıklamalar yapınca ertesi gün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde Tahran'da bir araya gelen 100.000'i aşkın kadın, başörtüsü zorunluluğunu protesto etti.

12 EYLÜL 8 MART KUTLAMASINI DA ENGELLEDİ
Türkiye'de "Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı" programı kapsamında "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi yapıldı. Daha sonra 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi nedeniyle dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı.

TÜRKİYE'DE KADIN MÜCADELESİ DE ERİL BASKI DA YILLAR İÇERİSİNDE BÜYÜDÜ
Sonraki yıllarda Türkiye'de birçok kadın derneği ve sivil toplum kuruluşu kuruldu. Örgütler, kadının ötekileştirilmesine, erkek şiddetine, yasal haklarına kavuşmasına ve cinsel şiddete yönelik mücadele yürüttü. Yıllar geçtikçe güçlenen ve büyüyen kadın mücadelesiyle kazanılan haklar, iktidarların ve yargının eril zihniyeti nedeniyle adeta gasp edildi. Büyüyen mücadelenin aksine kadının ötekileştiren ve kadına her türlü şiddetle burun buruna getiren bir sistem yaratıldı.

TÜRKİYE 124'ÜNCÜ SIRADA

Türkiye'de her yüz kadından sadece 19'u kayıtlı ve tam zamanlı olarak istihdamda. Nüfusun yüzde 49.9'unu oluşturan kadınların yüzde 30'u ise yaşadığı çevrede gece yalnız yürürken kendini güvensiz hissettiğini açıkladı.  Bu yıl da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne vahim bir tablo ile giren Türkiye, uluslararası raporlarda da kötü performansı ile yer aldı. Dünya Ekonomik Forumu'nun 2022 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu'na göre Türkiye 146 ülke arasında 124'üncü sırada yer aldı.

ARABİSTAN İLE AYNI LİGDEYİZ

Liste'nin son sırasında Afganistan, Pakistan, Kongo gibi ülkeler yer alırken, Türkiye'yi ise Angola, Suudi Arabistan gibi ülkeler takip etti. Raporda, Türkiye kadınların ekonomik katılımında 134'üncü, eğitim düzeyinde 101, sağlık ve hayatta kalmada 99'uncu, siyasi katılımda 112'nci sırada yer aldı. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu tarafından hazırlanan rapora göre, Türkiye'de gerçek genç kadın işsizliği ise yüzde 49.9'a ulaşırken her 10 kadından 3'ü de kayıt dışı çalıştırılıyor. Genel- İş tarafından hazırlanan Kadın Emeği Raporu'na göre ise Türkiye'de toplamda 1 milyon 533 bin kadın yarı zamanlı çalışırken yarı zamanlı çalışanların yüzde 73'ü de kayıt dışı çalıştırılıyor.

HER 3 KADINDAN BİRİ GÜVENSİZ

Türkiye İstatistik Kurumu tarafından ‘İstatistiklerle Kadın' çalışmasına göre ise kadınların yüzde 30.4'ü yaşadığı çevrede gece yalnız yürürken kendini güvensiz hissetti. Verilere göre 2022 yıl sonu itibarıyla 579 milletvekili içerisinde kadın milletvekili sayısı 100 olurken, yükseköğretimde görevli profesörler içinde kadın profesör oranı yüzde 33.2, yönetici pozisyonundaki kadın oranı yüzde 20.7 oldu.

KAYNAK: SKD Türkiye ve TÜİK verileri