Psychology Today'e göre uzun zaman önce araştırmacılar, aslında erkekler ve kadınlar arasında ortalama zekâ açısından hiçbir fark olmadığını, ancak kadınların anksiyete ve depresyon geliştirme olasılığının erkeklerden daha yüksek olduğunu ve erkeklerin ise otizm ve şizofreni geliştirme olasılığının kadınlardan daha yüksek olduğunu bulmuşlardı.
Araştırmacılar, Erkekler ve kadınlar arasındaki bu farklılıklar sosyal farklılıkların bir sonucu mudur, yoksa nöroanatomideki bazı temel farklılıkları mı yansıtmaktadır? sorularını ortaya atmışlardı.
Stanford Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, 20 ila 35 yaşları arasındaki yaklaşık 1.500 genç yetişkinin beyin faaliyetlerini incelemek için yapay zekâ yöntemlerini kullandılar.
Sinirbilimciler (Nörobilimciler), uzun yıllardır her insan beyninin dinlenme halindeki beyin aktivitesinin bir 'parmak izi' ile karakterize edildiğini biliyorlar.
Stanford Üniversitesi'ndeki nörobilimciler, bu 1.500 gencin her birinin parmak izini belirlemek için büyük veri yapay zekâ tekniklerini kullandılar ve ardından kadınları erkeklerle karşılaştırdılar. Şarku’l Avsat’ın Psychology Today web sitesinden aktardığına göre kadınların erkeklerden farklı olup olmadığını veya örtüşme olup olmadığını görmek için elde edilen sonuçlar "şaşırtıcı" idi.
İngiliz "Daily Mail" gazetesinin haberine göre araştırma sonuçlarında, kadınların beyin aktivite parmak izleri dinlenme halindeki erkek parmak izlerinden tamamen farklıydı; bu da bir kadının beyninde olanların bir erkeğin beyninde olanlardan önemli ölçüde farklı olduğunu, hayal kurma, hafıza ve karar verme süreçlerinden sorumlu alanlarda farklılıklar olduğunu gösteriyordu.
Stanford Üniversitesi'nde psikiyatri ve davranış bilimleri profesörü olan kıdemli yazar Vinod Menon şunları söyledi: "Bu çalışmanın temel motivasyonu, cinsiyetin insan beyninin gelişiminde, yaşlanmada ve zihinsel ve nörolojik bozuklukların başlangıcında kritik bir rol oynamasıdır." Örneğin, otizm erkeklerde daha yaygın iken, depresyon kadınlarda daha yaygındır.
Araştırmacılar, önceki çalışmaların bu kadar büyük etkileri kanıtlamadaki başarısızlığının, önceki araştırmalarda kullanılan "daha zayıf algoritmalardan" kaynaklandığı sonucuna vardı. Bulgularının bugüne kadarki en ikna edici olduğu ve genelleştirilebilir kanıtlar sağladığı, insan beyninin işlevsel organizasyonundaki cinsiyet farklılıklarını güçlü bir şekilde ortaya koyduğu sonucuna vardılar.
Ana akım medyanın çoğu, kadınlar ve erkekler arasındaki beyin temelli farklılıklarla ilgili her şeye temkinli yaklaşıyor, çünkü çoğumuz herhangi bir farklılık iddiasının yetenek iddialarına yol açacağından endişe ediyoruz. Şayet erkeklerin beyinleri kadınlarınkinden farklıysa, bu erkeklerin bazı şeylerde, kadınların ise diğerlerinde daha iyi olacağı anlamına mı geliyor?
Psychology Today web sitesi, "farklı"nın mutlaka "daha iyi" anlamına gelmediğini, elma ve portakalın farklı olmasının elmanın portakaldan daha iyi olduğu anlamına gelmediğini belirtiyor. Erkekler ve kadınlar farklılaşmıştır ve bu kadınların erkeklerden daha iyi olduğu ya da erkeklerin kadınlardan daha iyi olduğu anlamına gelmez, ancak farklılıkları görmezden gelirsek hem kadınlara hem de erkeklere kötülük yapmış oluruz.