Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada beyanı alınan müşteki Mustafa Mevlüt Tokluoğlu, tavsiye üzerine eşinin Avcılar Hospital'de doğum yaptığını söyledi.
İki bebek beklediklerini, ancak bebeklerden birinin hastanede hayatını kaybettiğini anlatan Tokluoğlu, şikayetçi olduğunu bildirdi.
Müşteki annesi Esra Tokluoğlu ise bebeği doğduktan sonra yoğun bakıma gireceğini doktorun kendisine gebeliğinin 5. ayında söylendiğini, bebeğinin öldüğünü eşinden öğrendiğini anlattı.
Müşteki Mehmet Hanifi Kaya, eşinin tansiyon rahatsızlığı olduğunu belirterek, gittikleri hastanede yer olmadığı için Esenler Güney Hastanesi'ne sevk edildiklerini ve doğumun burada gerçekleştiğini söyledi.
Doğumdan sonra hastanede kendisinden ödeme yapılması istendiğini aktaran Kaya, şunları söyledi:
"Kartla ödeme yapmak istediğimi söylediğimde kabul etmediler. 4 bin lira nakit, 4 bin lira ise karttan ödeme yaptım. Doktor bebeğin iyi olduğunu söyledi. Gün içinde sanık Damla Atak, akşam da sanık Batuhan Çetin bana bilgi veriyordu. 'Bebeğin durumu normal' diyorlardı. Ne olduysa, aniden gece arayıp 'vefat etti' dediler. Yukarı çıktığımda saat 4'e kadar bana bebeği göstermediler. Sabah ölüm belgesini verdikten sonra morga indim. Morgda bana çocuğumu bisküvi kutusunda verdiler. Ben bir cenaze arabası bekliyordum. Hastaneden ayrıldım. 5 dakika sonra beni bir hemşire aradı. Hemşire bana evrakta eksiklik olduğunu, geri dönmem gerektiğini söyledi. Onlara verdiğim ve aldığım aynı evrak mı bilemiyorum. Ben üç gün üç gece hiç hastaneden ayrılmadım. Bir tane bile çocuk doktoru görmedim. Ben sadece sanık Ali Girik'in odasına gittim. Odaya alınmadım. Kadın doğum doktoru bir ay önce beni aradı. Benden ifademin içeriğini istedi. Ben de bilgi vermedim."
"Doktor olduğunu söyledi"
Müşteki Erhan Karaduman, kendilerine hamilelik sürecinde eşinin ve bebeğinin herhangi bir sıkıntısının olmadığının söylendiğini ancak doğumdan sonra önce "bebeğin kalbi delik, kalp yetmezliği var" denildiğini, daha sonra metabolik rahatsızlığından bahsedilen bebeğin öldüğünü aktardı.
Müşteki baba Benedict Nnayereugo Opara ise tercüman eşliğinde alınan beyanında, soğuk algınlığı nedeniyle çocuğunu hastaneye götürdüğünü söyledi.
Opara, "Doktor çocuğuma baktı. 'Üşütmüş, çocuğun oksijene ihtiyacı var.' dedi. Çocuk annesinin kucağındayken oksijen verildi. Doktor 'bir gece burada kalması gerekiyor, çocuğu entübe edeceğiz.' dedi fakat entübe yapmadılar. Çocuğu yoğun bakıma aldıkları zaman, 'şu an çok hasta, yerimiz yok' dediler. Benden 500 dolar talep ettiler." şeklinde konuştu.
Çocuğunun üç gün Beylikdüzü Medilife Hastanesi'nde kaldıktan sonra Beylikdüzü Birinci Hastanesi'nin yoğun bakımına gönderildiğini anlatan Opara, Medilife'ta 35 bin lira ödediğini, Birinci Hastanesi'nde ise kendisinden 14 bin lira istendiğini ancak 2 gün kaldığı için paranın üstünü geri aldığını ifade etti.
Birinci Hastanesi'nde bebeğinin entübe edildiğini belirten Opara, "Bana 'Eczaneye git, birkaç malzeme al, hemşireye teslim et. Ertesi gün gel, çocuğunu gör.' dediler. Akşam da beni arayıp çocuğumun durumunun iyi olmadığını söylediler. Hastaneye gittim, 'Çocuğunuz sabah öldü' dediler. Çocuğumu gördüğümde az da olsa nefes alıyordu. Cihazda işaret görünüyordu. Doktorada gösterdim." ifadelerini kullandı.
Müşteki Opara'nın doktorla konuştuğunu anlattığı sırada mahkeme başkanı, tutuklu sanıklardan hemşire Hakan Doğukan Taşçı'nı ön tarafa çağırdı. Mahkeme başkanı, müştekiye "Doktor bu muydu?" diye sordu.
Müşteki Opara ise "Evet, doktor buydu. Bebeğim kötüleştiğinde beni hastaneye çağırdılar. Gittiğimde bu şahısla konuştum. Bana doktor olduğunu, çocuğa test yapacağını söyledi." şeklinde cevap verdi.