Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDP Van İl Örgütü’nün düzenlediği parti konferansında konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suudi Arabistan dönüşü HDP Eş Genel Başkanları’nın dokunulmazlıkları hakkındaki açıklamasına Yüksekdağ, “Hodri meydan. Bizi caydıracaklarını sanmasınlar. Bizim başımız dik, alnımız ak” diye yanıt verdi. Yüksekdağ’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
‘İstedikleri başkanlık Hitler Almanyası rejimidir’ “
Suç işlemek için yarışıyorlar. Tayyip Erdoğan nasıl bir başkanlık istediğini kendisi söyledi. Diyor ki ‘Üniter devlet yapısı içinde başkanlık sistemi öneriyoruz. Bakın Hitler Almanyası’nda oldu.’ Fikri neyse zikri de o işte. Sonradan düzelttiler. Aylarca söyledik, diktatörlük hedefleniyorlar. Türkiye’yi Hitler’in Nazi Almanyası’na götürecek bir süreç işleniyor. “İstedikleri başkanlık sistemi Hitler Almanyası rejimidir. Soykırımcı, halk düşmanı karakteri çok net bir şekilde görürsünüz. İçinden geçen neyse, artık daha fazla tutamadı. İstenen Hitler modelidir. “Kimse yeni anayasa demesin. Türkiye’de Hitler modeli kurmak isteyenlerin karşısında teslim olmak zorunda değiliz. Karşı durmazsak, bunu engellemezsek Almanya’da ne yaşandıysa aynısı burada yaşanacak. “Aradan yıllar geçtikten sonra bir papaz açıklama yapıyor. ‘Önce geldiler komünistleri götürdüler sesimizi çıkarmadık, sonra Yahudileri götürdüler sesimizi çıkarmadık, işçileri sendikacıları götürdüler sesimizi çıkarmadık. Sıra bize geldiğinde ses çıkaracak kimse kalmamıştı’ diyor. AKP ve Saray’a sessiz kalanlar bunu unutmasın. Sıra sessiz kalanlara geldiğinde sesini çıkaracak kimse olmayabilir.
‘Bu halkı zorla yönetemeyeceksiniz’
“Türkiye halklarının, demokratik taleplerle mevzileri savunmak için direnişe yönelmesi gerekiyor. Son sözü yine demokratik mevzilerimizi gasp ederek güç devşirmeye çalışanlara söylüyorum. Özyönetim bölgelerinde halkımız kendi düzeyini ortaya koymuştur. “Bu gelişmeyi hazmedemeyenler yetki alanını gasp ederek seçilmiş yerel yöneticilerimize dönük yeni siyasi operasyonların sinyalini vererek, kaybettikleri mücadeleyi zor yoluyla kazanmanın hesabını yapıyorlar. Geçmiş olsun. “Siz bütün yetkileri atadığınız vali elinde toplasanız dahi bu halkı zorla yönetemeyeceksiniz. Biz her yerde seçilmişlerimize sonuna kadar sahip çıktık. Atanmışların uyguladığı baskı karşısında geri adım atmayacağız. Halkımızı mevzilerimiz etrafında kenetlenmeye çağırıyoruz. Kazandığımız o mevzilerimizi, Nazi kafasıyla hareket eden faşistlerin eline teslim etmeyeceğiz.
Erdoğan’ın dokunulmazlık açıklaması
“Cumhurbaşkanı buyurmuş, HDP eş başkanlıklarının dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ne olur? Defalarca talimat verdiler, fezleke hazırlandı. Kendisi de söyledi, 163 taneymiş, ben bilmiyordum, öğrendim. “Meclisin kapısına Beyaz Torosları dayadıkları günden bu yana hiçbir zaman siyasi dokunulmazlığımız olmadı. Peşimizde canlı bombacılarla siyaset yapan, her gün siyasi suikastla mücadele yürüten, kontra güçlerin saldırılarına maruz kalan bizleriz. Buna rağmen bizleri durduramazlar. “Halkın siyasi iradesine sayısız saldırı düzenlendi ancak HDP’yi geriletemedi. Aksine daha güçlü geldik. 8 Haziran’da 80 milletvekiliyle geldiğimizde tarumar oldunuz. Görmediğimiz hiçbir şey kalmadı. Bizim yolsuzluk dosyalarımız yok, bütün sülalemizle içine girdiğimiz kirli suç organizasyonlarımız yok, bizim hesabını veremeyeceğimiz hiçbir şey yok. “Kendisinin yapamadığı çözüm projesini biz yaptığımız için bizlere düşman. Kan gövdeyi götürmüş memlekette, çözüm planı sunmaktan aciz, böyle niyetleri de yok. HDP, üç kurumla demokratik çözüm projesi sunuyor, buna düşman. “Esasta neden korkuyor: Biz, onun siyaset yöntemiyle böldüğü halkı birleştiriyoruz. Esas bölücü Cumhurbaşkanının kendisidir. ‘Rejim fiili olarak değişmiştir demek, fiili olarak böyle davranmak mı anayasaya uygun? “Bu sözler nedeniyle cumhurbaşkanı hakkında herhangi bir soruşturma açılmadı. Bizleri dokunulmazlığımızı kaldırmakla tehdit ediyor. Elinizdeki bu kadar güçle bu kadar acizleşiyor. “Hala dokunulmazlıkları kaldırmak, siyasi yasak uygulamak gibi yöntemlere icabet ediyorsanız, bu O Saray’da oturan şahsiyetin aczinin ifadesidir, bizim de şanımızdandır. “Dokunulmazlık tartışması 7 Haziran sonrasında da yaşandı. İlk dokunulmazlık tartışması yapıldığında 80 milletvekiliyle imzaladık dilekçeyi, Meclis Başkanı’nın masasının üstüne koyduk. Hodri meydan. O dilekçeler hala duruyor. Bizi caydıracaklarını sanmasınlar. Bizim başımız dik, alnımız ak.
‘Mücadeleye devam edeceğiz’
“Kritik bir siyasal süreçten geçiliyor. Sürecin aciliyetine uygun, demokratik siyasi pozisyon üstlenmeyi, gereklerini yerine getirmeyi başarabiliyoruz. Bundan sonraki süreçte de tüm ablukaya rağmen, her yerde hiçbir yerde hiç durmadan, yarını bugünden kazanmak için mücadeleye devam edeceğiz. Bu mücadelede hepimizin yolunun açık olmasını diliyorum.”