Kentine İyi Bak program ve söyleşi serisinin bu bölümünde konuğumuz Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar'dı. Türkiye'nin en bilinen ve deneyimli belediye başkanlarından olan Karalar bu dönem yine yüksek bir oy farkıyla ikinci defa seçildi. Karalar'la son dokuz ayda yaşananları, yaptığı planları, geleceğe yönelik planlarını özellikle stratejik planı ele aldık.
Gökhan Biçici: Şu anda Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Zeydan Karalar'la birlikteyiz. Hoş geldiniz.
Zeydan Karalar: Hoş bulduk. Siz hoş geldiniz.
Gökhan Biçici: Şimdi önemli bir toplantı için Ankara'dasınız. 31 Mart’ta yerel seçimler yapıldı ve Cumhuriyet Halk Partisi açısından büyük bir başarıya yol açtı. Seçimden bugüne dokuz on aylık bir süre geçti. Gerçi sizin açınızdan bu ikinci dönem, daha tecrübelisiniz. Şimdi yeni dönem stratejik plan da çıktı. Son dokuz ayı gelecek perspektifiyle değerlendirmek isterseniz neler söyleyebilirsiniz?
“Benim için aslında üçüncü dönem oluyor, ilk dönemde Adana'nın yarısını teşkil eden Seyhan Belediye Başkanıydım“
Zeydan Karalar: Şimdi bu benim aslında üçüncü dönemim. Tabi birinci dönem yani 2014-2019 arası dönemde Adana'nın neredeyse yarısını teşkil eden en büyük ilçesi Seyhan Belediyesi'nin başkanıydım. Tabi oradaki yaptıklarımızla bütün Adana'nın teveccühünü kazandık. 2014'te Adanalılar büyük bir sesle "Zeydan olsun" dedi. Biz de Büyükşehir Belediye Başkanı olduk. Hem çok ağır ekonomik şartlardan, hem pandemi, hem de depremden çok başarılı biçimde çıkmasını bildik. Ve vatandaşın gönlüne, kalbine girecek, takdirini ve oyunu alacak iş ve işlemler yaptık. Dolayısıyla ikinci dönemde bir kent ittifakı olmamasına rağmen ittifaksız yine çok açık ara seçimi kazandık.
"Varsıl, güvenli, dirençli, keyifli bir Adana olsun dedik"
Şimdi bu dönem farklı bir gözle bir stratejik plan hazırladık. Dedik ki, "Varsıl bir Adana" olsun, yani böyle ekonomik olarak daha güçlü, insanların ekonomik olarak daha güçlü olduğu bir Adana olsun istedik. Tabi belediye burada ne yapabilir, onu çok ayrıntılı konuşabiliriz ama belediyenin de yapacağı işler var. “Güvenli bir Adana” olsun istedik, biliyorsunuz. Afetler, doğal olaylar, depremler filan ülkemizi çok sarsıyor. Dünyayı da çok sarsıyor ama ülkemiz bir sürü felaket yaşamaya başladı.
Afetlere karşı ‘Dirençli bir Adana’ olsun istedik. Sadece güvenlik açısından bir direnci kastetmiyorum. Doğal olaylara karşı bir direnç de olsun. Arkasından ‘Keyifli bir Adana’ olsun istedik. Çünkü Adana gerçekten kültür ve sanatta Türkiye'nin en önemli illerinden bir tanesi. Hem sanatçı yetiştirmesi, hem tiyatrocu yetiştirmesi, bütünüyle çok ciddi sanatçı yetiştiren bir kent olduğu için daha keyifli olmayı hak ediyor. Doğal olarak bunları yapmak için de güçlü bir belediye oluşturmak gerekiyor. Bu temel üzerine oturtturduk.
"Doğa ona hunharca davranmamızın intikamını alıyor"
Başta sorduğunuz soruya dönecek olursak, aslında doğa, yani başta bizim sorduğumuz soruya dönecek olursak, ona hunharca davranmamızın, ona kötü davranmamızın son yıllarda intikamı alıyor. Küresel ısınma, onun getirdiği aşırı yağışlar, onun getirdiği seller, onun getirdiği fırtınalar can kaybına, mal kaybına mal oldu. Eskiden çok aşırı yağışlarda, çok az miktarda mal kaybı olurdu, can kaybı olmazdı ama şu anda artık can kaybına yol açan doğal afetler oluyor. Hakikaten insanlığın doğaya çok vahşice davranmasının bir sonucu. Bunu azaltmak, engellemek noktasında yapılması gereken ne varsa yapmayı hedefliyoruz.
Adana'da yeni dönem: Sera gazını azaltımı, elektrikli otobüs, tramvay, metro, güneş enerjisi, yer altı kaynaklarını kullanmayan enerji santrali...
Sera gazını azaltacak iş ve işlemler, işte yani elektrikli otobüs, tramvay, metro, güneş enerjisi, yer altı kaynaklarını kullanmayan enerji santrali yapıyoruz. Bugün karınca kararınca, elimizden ne gelirse, belediyenin yapması gereken dünyanın geleceğine, olumlu geleceğine katkı koymak. Çünkü biz bir sonraki nesle böyle kötü bir dünya, kötü bir yapı bırakmamalıyız. Bizden sonra yaşayacak nesil bize beddua etmemeli. Onun için çok iş ve işlemler yapıyoruz. Sanırım bu konuda Adana Büyükşehir Belediyesi öncü belediyelerden bir tanesi.
Gökhan Biçici: Evet, siz de daha önce çeşitli girişimlere de öncülük ettiniz, protokoller imzalandı, İklim Eylem Planları... Daha spesifik somut hedefler konuluyor bu dönem açısından. Çünkü önceki dönemlerde daha genel bir hedef vardı ama bugün artık daha somutlanmasını tartışıyorsunuz.
"Sera gazı üretimini ne kadar azaltabilirsek o kadar başarılı olacağız"
Zeydan Karalar: Adana'da ne kadar sera gazı üretiliyor, biz onu ne kadar düşürürsek o oranda başarılı olacağız. Yani bu yaptığımız çabaların tamamı bu. Sadece biz iş ve işlemler yapmanın ötesinde öbür belediyeleri de ve sanayiciyi de uyarıyoruz. Onlarla birlikte de çalışıyoruz. Çünkü sadece belediyenin kendi sera gazını üreten ya da yayan iş ve işlemleri azaltmak yetmez. Sanayisi var, başkası var, tamamıyla birlikte bir iş ve işlemler yapıyoruz.
Gökhan Biçici: Stratejik planını da daha kentsel bir katılımla, toplantılarla hayata geçirdiniz...
Zeydan Karalar: Tabii ki, jüri topladık. Türkiye'de ilk kez halk jürisi toplayıp, onlara anlatan ve öncelik sırasının onayını alan bir stratejik planımız var şu anda.
Gökhan Biçici: Ekolojiyle giderek, daha önceki yıllarda daha çok uzmanların konusuyken artık halkta, sokakta da sorduğunuzda bunu ilk üçte saymaya başladı değil mi?
"Halkı mücadelenin içine çekemezseniz başarılı olma şansınız yok"
Zeydan Karalar: Tabii ki şimdi şöyle, yani siz halka bunu anlatamazsanız, halkı bu mücadelenin içine çekemezseniz başarı olma şansınız yok zaten. Yani bunu tek başına belediye başkanı konuşsun olsun öyle bir şey yok. Bunu uygulayıcı sonuçta bir topluluk. bir insan topluluğu. Onların da bunu anlaması ve ona göre hareket etmesi gerekiyor.