Kentine İyi Bak Program serisi Adana Tufanbeyli Belediye Başkanı Ahmet Aktürk'le devam ediyor. Adana'nın en kuzeyinde olan 200 kilometre mesafede Kayseri ve Kahramanmaraş sınırında yer alan ilçenin iklim şartları da Adana'dan çok farklı. Bu programın yapıldığı sırada kay yağışı vardı.
Adana'da ama 'değil' bir ilçe: Tufanbeyli!
AKP'den 15 yıllık aradan sonra ilk defa belediyeyi alan CHP'nin adayı Ahmet Aktürk, göreve geldiği günden bugüne aradan geçen dokuz ayda bile iddialı işler yapmış. Tufanbeyli aynı zamanda bir Termik Santrali'ne de ev sahipliği yapıyor ve bu yönüyle de kömürden çıkış odaklı enerji dönüşümü sürecinin önemli merkezlerinden birisi. Adana'da bulunan Tufanbeyli Termik Santrali; 450 MWe kurulu gücü ile ortalama 830.814 kişiye düşen tüm elektrik enerjisi ihtiyacını karşılayan bir yapı ve burada 2500'e yakın işçi çalışıyor. Aynı zamanda yan sanayi ile birlikte bölge ekonomisinde de önemli bir yeri var. Termik'ten çıkış süreci ve bu süreçte öne çıkacak olan alternatif alanlar bu söyleşinin öne çıkan konularından oldu.
Tufanbeyli 15 yılın ardından ilk defa CHP tarafından kazanıldı
Gökhan Biçici: Bugün yine Adana'nın uzak bir ilçesinden bir konuğumuz var. Tufanbeyli Belediye Başkanı Ahmet Aktürk, yayınımıza hoşgeldiniz.
Ahmet Aktürk: Hoş bulduk. Teşekkür ediyorum.
Gökhan Biçici: Şimdi Adana Tufanveyli deniyor ama Tufanbeyli ilçesinin Adana ile ne kadar ilgisi var tartışmalı galiba?! Epey uzak bir ilçe değil mi?
Ahmet Aktürk: Evet yaklaşık 200 kilometre,
Gökhan Biçici: 200 kilometre. Oldukça uzak. Hatta Kayseri'ye, Maraş'a daha yakın.
Ahmet Aktürk: Daha yakın. Adana'ya kar yağdı meselesi de sanıyorum bizim buradan gelen bir serzeniştir.
Gökhan Biçici: Peki. 31 Mart seçimleri üzerinden bir dokuz ay geçti. Tabi 15 yılın ardından ilk defa Cumhuriyet Halk Partisi kazandı Tufan Beyli’yi ve siz seçildiniz. Daha önce de iki dönem aday olmuştunuz. Zor oldu mu, bu sonucu bekliyor muydunuz?
"Ben geldim ortada belediye binası yok"
Ahmet Aktürk: Şimdi sayın Biçici, biz 2014 yılında aday olduk, seçimi kaybettik. 2019’da yine aday olduk, yine kaybettik. Hatta çok az bir rakam farkla, 32 oyla kaybettim. Ama yine bırakmadım. İşte 2024’te en son seçim “İnadına” dedik, ciddi bir farkla seçim aldık. Yani halk istesin yeter ki, halkı arkana alırsan mesele yok.
Biz o kaybettiğimiz süreçten sonra da kopmadık halktan. İlçe başkanlığı yaptım o süreçte. Adana Büyükşehir’i 2019’da Zeydan Başkan kazandığında ben o an ilçe başkanıydım. Tufanbeyli’nin kangren olmuş sorunlarını beraberce çözdük. Halk da gördü, bizim mücadeleci olduğumuzu gördü, buna inandı. Çok da ciddi bir farkla seçim aldık. Tufanbeyli öyle kolay da bir alınacak yer değildi. Yaklaşık 13.450 seçmen var. Yani Cumhuriyet Halk Partisi'nin seçmeni 2.500. Cumhur İttifakı'nın seçmeni 11.500. Ama halk Tufanbeyli’de inandı, bizi seçti. Biz de onlara layık olacağız.
Gökhan Biçici: Evet, Adana Büyükşehir'in çalışmalarının bunda önemli bir payı var dediniz. Altını çizdiniz ve tabii ki Türkiye'de özellikle son aylarda, hatta son birkaç yılda damgasını vuran nokta yoksullaşma. Kent yoksulluğu da inanılmaz artıyor ve taşraya da dalga dalga yayılıyor bu. Bu seçim sonuçlarının ortaya çıkmasında halkın yaşadığı yoksullaşmanın ve sizin bu konuda önerdiklerinizin bir etkisi var mı?
Ahmet Aktürk: Tabii ki. Geçmişte baktığımızda rahmetli Demirel’in “Tencere kaynamıyor, dert kaynıyor” dediği gibi bir süreci yaşıyoruz şu anda. Yani yoksulluğun, adaletsizliğin, hukuksuzluğun, eğitim sistemindeki olumsuzlukların hepsi etken oldu. Türkiye'deki genel yönetimin olumsuzlukları ve yerelde bizim söylemlerimiz, “Biz daha iyi yapacağız, başarılı olacağız” dememiz bizi öne çıkarttı.
Gökhan Biçici: 15 yıldan beri AK Parti'nin yönettiği bir belediyeden bahsediyoruz, seçildikten sonra nasıl bir tabloyla karşılaştınız?
Ahmet Aktürk: Çok güzel bir soru. Ben geldim seçildim, 2 ay boyunca belediye yok, bina yok. Sokaktayım, geziyorum.
Gökhan Biçici: Neden yok, onu da konuşalım.
"12 milyon borç vardı, bugün 2 milyona düştü. Söz verdiklerimi yapmak için de param var"
Ahmet Aktürk: Depremde, yani 6 Şubat depreminde bizim belediyenin binası ağır hasar almış. Ve bu vesileyle de o günkü yönetim Bungalov dediğimiz evler var, oraya kendine bir yer yapmış, muhasebeyi, hukuku bilmem neyi oraya koymuş. İşte atıyorum fen işlerini, sosyal hizmetlerini bir konteynere yerleştirmiş. Yani belediyede hiçbir şey yok. Geldim sokakta geziyorum, iki ay boyunca. “Ne yapacağım ben” dedim, bina yok. Bir bina yapacak param da yok. Sonra şu an oturduğum yer, bizim belediyeye ait iki katlı bir yerimiz var, hemen “Buraya bir tadilat yapalım. En azından oturabileceğimiz yer yapalım” dedik işte. Burayı yaptım. Arkasından nedir belediyenin durumu sordum ve çalışan personelleri çağırdım, işte muhasebeyi çağırdım, fen İşlerimizi çağırdım, sosyal hizmetleri çağırdım. Şimdi Tufanbeyli Belediyesinde geçmiş başkan 12 milyon borçla bıraktı dendiğinde yok 5 milyon borç vardı falan dedi. Şimdi kişi başına borca bakalım. Benim nüfusum 17 bin 500 ve 12 milyon TL borcum var. Böylece kişi başına borç ortaya çıkar. Adana Yüreğir Belediyesinin 800 milyon TL borcu var deniyor, nüfusu 450 bin. Böylece herkesin borcu eşit. Benim 12 milyon TL borcum var deyince çok az görüyorlar. Yani işte dert yanmak istemiyorum. Geldim, mali disiplin oturttum. Önce israfı engelledim. Kiralık araçlar vardı, hepsini gönderdim. Fuzuli masrafların hepsini kontrol altına aldım. Ve Belediyeye, şu an oturduğum yeri yaptığım gibi bir yer daha yapıyorum şu anda. Üç güne kadar biter. 1994 yılında yapılan bir bina var ve atıl halde bırakmışlardı. Orada tadilatı bitirdim. Şu anda kar yağdığı için yetiştiremedim ama tüm birimleri oraya taşıyacağım. Belediyenin durumu buydu. 12 milyon borçlar devraldım, şu anda yaklaşık 2 milyon civarında borcum kaldı. Hepsini ödedim. Maliye borcum yok, SSK borcum yok, ödedim. Benden önce burada belediyeden çıkışları verilen işçiler var 17 kişi. Kiminin 10 bin lira alacağı var, kiminin 100 bin lira alacağı var. Hepsini çağırdım, borçlarını ödedim, sıfır borç. Şu anda söz verdiğim projeleri yapmak için de paramız da var.
Gökhan Biçici: Peki Söz verdiğiniz” projelerden devam edelim o zaman. Seçim sürecinde neler var etmiştiniz? Özellikle sizin çok önemsediğiniz bazı projeler vardı. Onları bir izleyicilerimize hatırlatalım.
Seçim sürecinde neler vaat edildi ve bugüne kadar neler yapıldı?
Ahmet Aktürk: Şimdi özellikle çocuklarımızla ilgili var. Bir karı koca, eşiyle iki öğretmen geliyor, Tufanbeyli’ye tayini çıktı diyelim, üç kişi gelmek zorunda kalıyor. Ya kaynanasını getiriyor, ya annesini getiriyor, çocuğa bakmak için. Kreş yapacağım dedim. Ama engellediler tabi şu anda bilmiyorum. Yine de yapacağım. Tufanbeyli’de bir düğün salonu yok. Yani 1958’de ilçe olmuş ama bir düğün salonu yok Tufanbeyli’nin. “Düğün salonu yapacağım” dedim, yapacağım, şu an param var. Tufanbeyli'de gençlere, eğitime yönelik kütüphane ve dershane yapacağım Büyükşehirle ortaklaşa. Şu anda yerini hazırladım. Önümüzdeki yaz yapacağım. İki tane mesire alanımız var. Tufanbeyli’nin doğası, tabiatı çok güzel bir yer. Ne yazık sahiplenememişler, anlatamamışlar. Bununla ilgili üç tane proje çalışmam var. Yani bir Kürebeli Yaylamız dediğimiz orayla ilgili, Toprak Pınarı'nda bir mesire alanımız var ramız var orayla ilgili, bir de bizim bu Tufabeyli, Kuşbakı Sezcan Kale dediğimiz bir, önümüzdeki yaz hepsini halledeceğim. Yine gençlerle ilgili bir spor kompleksi yapacağım.
Gökhan Biçici: Bunların hiçbirisi yok değil mi? Kültür merkezimiz var mı?
Ahmet Aktürk: Hiç yok, hiç. Sadece hamam var bizim burada, başka bir şey yok. Hamam yapmışlar. Başka bir şey yok.
Gökhan Biçici: Hamam yapmışlar ama başka bir şey yok!
Ahmet Aktürk: O da şu anda gelin vereyim bedava işletin diyorum kimse işletmiyor zaten. Hatta başka bir şey söyleyeyim. Belediyeye geldiğimde bisiklet yoktu. Temizlik çöp araçları var. İş makinesi var. Bir tane binek araç yok. Makam arabası yok. Fen işlerinin bineceği araç yok. Kültürün bineceği hiçbir araç yok. Ben şu anda kullandığım kendi makam aracımı çöplükten çıkarttım, tamir ettirdim biniyorum. Ben de alabilirdim bir makam aracı, istesem alırım, ama biniyorum şu anda. Yaptırdım.
Gökhan Biçici: Yani aslında birazcık düzenli ya da istikrarlı, israftan kaçınan bir yönetim sergilendiğinde 9 ay gibi bir süre içerisinde de bir belediyenin bütün borçları kapatılabilir, normalde 3-4 yılda bile yapılmayan çalışmalar hayata geçirilebilir diyorsunuz. Önümüzdeki yaz için de bir takım hazırlıklarınız var. Adana Büyükşehir Belediyesi'nin de iki dönemden beri, CHP'de olmasının, Zeydan Karalar gibi tecrübeli bir belediye başkanı olmasının da faydası oldu herhalde
"AFAD'ın iki tane kamyonu vardı burada Seçildiğim gün alıp götürdüler, kamyonum yok"
Ahmet Aktürk: Ben Zeydan Başkan'la yaklaşık 30 yıldır beraber siyaset yapıyorum. Yani bizim abimiz o. Yani biz yeri geldiğinde “Başkanım” da yok, “Abi” diye konuşuyorum. Yani bizim abimiz. Bir derdimiz olduğunda çözüyor. Mesela bizim şu anda bir tane kamyonumuz yok, kamyon. Burada AFAD’ın verdiği 2 tane kamyon vardı, ben seçildiğim gün aldılar gittiler. Yani düşün, atıyorum bir kum çekilecek, taş çekilecek, ne bileyim hayvan zibili çekilecek kamyonum yok benim mesela. İki tane vardı. Geldiğimiz gün AFAD bizden aldı. Şu anda işte Zeynep Başkan’dan destek istiyoruz. Olmazsa olmuyor. Tek çare bu.
Gökhan Biçici: Peki kültür sanat çalışmaları açısından durum nedir? Adana'nın festivalleri de önemlidir, ünlüdür, ilgi de çeker. Ama Tufanbeyli Adana'ya uzak da bir ilçe. Bu açıdan ne tür çalışmalarınız var?
"Şar (Comana) Antik Kenti Tufanbeyli'de ama tanıtılamıyor"
Ahmet Aktürk: Ondan ziyade başka bir şey söyleyeceğim. Belki siz bile ilk defa duyacaksınız. 'Şar Comana'yı hiç incelediniz mi? Nedir Şar Comana'yı duydunuz mu?
Gökhan Biçici: Yok, hayır, duymadım.
Ahmet Aktürk: Tahmin ettim zaten. Şimdi, kısaca, zamanınız vardır inşallah, benim amcam belediye başkanıymış. Kasım Gülek, buraya geliyor. Tufanbeyli merkezle Şar Comana arası 12 kilometre. “Kasım Ağa” diyor amcam, “Bir Şar'a gidelim” diyor, şurayı bir gez gör diyor. Şar Comana diyor, antik kent burası. O da diyor “Ya Recep Ağa” diyor, amcamın adı Recep. “Nerede gidelim şimdi karda, kışta, çamurda, mamurda” diyor, “Bir ara geldiğimizde gideriz” diyor. Biliyorsunuz Kasım Gülek, Cumhuriyet Halk Partisi ilk Genel Sekreteri, Amerika'ya gidiyor. Kasım Gülek Adana Sanatoru olunca tabi ona soruyorlar, Adana, Tufanbeyli Şar Comana hakkında bilgi istiyorlar. Ve bilgi veremiyor. Dönüyor. Aradan zaman geçiyor. Amcamı arıyor. Diyor ki “Recep abi ben geliyorum. Şu Şar'ı bir gezelim” diyor. Kültür dediniz işte Şar, dünyanın ikinci antik kenti. Ama ne yazık tanıtamamışız.
Biz burayı işte turizme, hem yerli hem yabancı turizme nasıl açabiliriz'in çalışmalarını yapacağız. İnsan artık denizden çok doğa istiyor. Bunlarla ilgili kültür dediniz, turizm dediniz. Bunlarla ilgili çalışmalarımız Allah'ın izniyle olacak. Dört yılda biter mi bilmiyorum. Ömür kâfi olursa biter diye düşünüyorum.
Gökhan Biçici: Peki Tufanbeyli'de bir termik santral var. Yerel yönetimler dendiğinde sosyal belediyecilik, kültür sanat, festivaller, spor etkinlikleri bunların hepsi önemli. Ama bir yandan da İnsanlık bir tehditle karşı karşıya: İklim krizi. Hatta bir yok oluş dahi söz konusu olabilir eğer gerekli tedbirler alınmazsa. Bunun içerisinde kömürden çıkış, enerji dönüşümü, özellikle yeşil enerji diye tarif edilen daha doğa dostu enerji kaynaklarına yönelmek olmazsa olmaz hale gelmiş durumda. Eskiden daha uzmanlarının, aydınların yakın ilgilenenlerin gündeminde olan meseleler artık günlük hayatta sokakta bile insanlara sorduğunuzda “En çok önemsediğiniz sorunlar nelerdi” diye mutlaka ekoloji, çevreyle alakalı gündemlerden de bahsediyorlar. Şimdi Turfanbeyli az bilinen bir yer ama büyükçe bir termik santrale ev sahipliği yapıyor.
"Sabancı Holding ile iş birliği halinde ekonomik anlamda Tufanbeyli nasıl kalkınır diye çalışmalar yapıyoruz"
Ahmet Aktürk: Yaklaşık 450 megawatt enerji üretilen bir yer termik santrallerde. Kömür rezervi de çok fazla olan bir yer. Termik Santralle ilgili şöyle söyleyeyim Sayın Biçici, Sayın Gökhan Bey. 2045 yılında fosil yakıt bitiyor. Dünya ve Türkiye de aynı. Peki bu insanlar, 2045 yılında bizim çalıştırdığımız alt firmalar, çalışan insanlar ne yiyecek, ne içecek diye bir çalışmayı daha yeni başlattılar. İki defa da ben katıldım bu çalışmaya.
Gökhan Biçici: 3000 kişi çalışıyor değil mi aşağı yukarı termik santralde? Epey de bir insan çalışıyor.
Ahmet Aktürk: Yani yaklaşık evet, şu anda 2000-2500 civarında. Bir de alt taşeronlar var. Onlar da ciddi işler yapıyor. Yani milyon dolarlık işler yapıyorlar. E tabi bunlar haklı olarak şunu düşünüyorlar, “bu insanlar ne yiyecek, ne içecek?” Bu projeyle ilgili de tabi bizleri de çok dikkate alıyorlar. Ben de katılıyorum toplantılara. Özellikle Tufanbeyli’de buraya bir otomobil sanayisi kurulacak, fabrikası kurulacak diye bir durum yok. Ne yapabiliriz? Beraberce tartışıyoruz. Küçük ölçekli işletmeler, küçük sanayiler, tarımsal destekler, işte hayvancılık olur bu, bahçe tarımı olur bu, tarla tarımı olur. Tufanbeyli'nin avrupa coğrafi işaretli olan fasulyesi var. Ama tanıtmamışlar bugüne kadar. Ben onunla ilgili ciddi çalışmalar yapıyorum şu anda. Bir Erzurum İspir Fasülyesi 300 lira kilosu. Bizim Tufanbeyli'in fasulyesi 60 lira. İkisini yan yana getir, aynı fasülye. Ama bunu anlatamamışız. Şimdi onunla ilgili ciddi çalışmalar var. Yani “Ekonomik anlamda Tufanbeyli nasıl kalkınır” odaklı çalışmamız var.
Gökhan Biçici: Termik Santral’de çalışan insanların ne kadarlık bir bölümü Tufanbeyli'nde oturuyor?
Ahmet Aktürk: Şöyle söyleyeyim. Ciddi sıkıntı oldu daha önce. Yani dışarıdan gelen mühendisler, teknik adamlar, Tufanbeyli'ne değil, Göksu'na gittiler. Burayı yönetenler yüzünden oldu bu. Buradan giden insanların sağlıkla ilgili sorunu var, çözemediler. Eğitimle ilgili sorunu var. Sosyal çevreyle ilgili sorunu var. Gittiler buradan. Ama “Biz bunları döndüreceğiz” dedim ve şu anda dönüyorlar da. Yani yaklaşık yüzde altmışı merkezdense yüzde yüklü de dışarıdan gelen mühendislik, teknik adam onlar da Göksün’de kalıyordu. Ama şu anda önümüzdeki yılda Allah izin verirse yüzde 100’ünü Tufanbeyli'de döndüreceğiz.
Gökhan Biçici: Sabancı'nın orada yatırımları var ve yerel yönetimle iş birliği halinde çalışıyor dediniz değil mi? Yani bir takım projeler var. Onlardan biraz daha bahsedebilir misiniz? Şimdi Termik Santral’den çıkma, kömürden çıkma stratejisinin altına Türkiye imza attı. Uluslararası bir sözleşmeyle sabit. Dolayısıyla bu bağlayıcı bir imza. Bu sürelerde çok gibi gözüküyor ama aslında bir şey kalmadı şurada değil mi? Bugün neler yapıyorsunuz? Somut olarak ne tür hazırlıklar yapıyorsunuz?
"Tarımsal kalkınmayla Tufanbeyli'nin ekonomisini kalkındaracağız"
Ahmet Aktürk: Somut olarak şöyle söyleyeyim. Sabancı'nın zaten burada meslek yüksekokulu var. Enerjiyle ilgili. Öğrenciler var şu anda. Hem lisesi de var. Bununla ilgili küçük sanayi’yi faaliyete geçireceğiz. Şu anda çalışmalarını yapıyoruz. EnerjiSA'yla ortak çalışıyoruz bunda. Buradan mezun olanlar orada küçük işletmelerde, küçük sanayide çalışacaklar. Bir de çok önemli olan mesela ben şu anda ortak proje yaptım EnerjiSA'yla. Alıç bitkisini bilirsiniz. Alıç.
Gökhan Biçici: Duydum, duydum onu.
Ahmet Aktürk: Alıç çok ciddi bir bitki. Tufanbeyli'de de on numara, ben ziraat mühendisiyim, on numara olacak bir bitki. Şimdi yirmi dönüm arazi hazırladım. “Arazi benden” dedim EnerjiSA'ya. “Pilot beraberce üretelim. Halk görsün, Tufanbey'liliyi tarımına alıştıralım” dedim ve bunu onayladılar. Az önce de söyledim, nohut ve fasulyeyle ilgili yani başka destek olma şansı yok enerjiSA hibimize. İşte bunlara zirai destek, gübre desteği, tohum desteği, çiftçiye bunu da sağlayalım dediler. Ama esas olması gereken, o işsizlik iki bin kırk beş yılda kapattığı anda EnerjiSa, işte bunlarla ilgili şu an iki çalıştay yaptık, devam ediyor, göreceğiz önümüzü.
Gökhan Biçici: Peki, tarıma yönelik yatırım çıkıyor anladığım kadarıyla.
Ahmet Aktürk: Tabi ki.
Gökhan Biçici: Sizin de ziraat mühendisi olmanız belediye başkanı olarak bir avantaj bu noktada. Peki, Büyükşehir'le ortak projeler var mı?
Ahmet Aktürk: Az önce paketleme dedim, yarım kaldı. Şu anda Tufanbeyli'nin de bir paketleme tesisi vardı, daha önceki yönetim yapmış. Eee bu işi geldim baktım. Bir selektör koymuş. Benim işim bu çünkü. Bir tane de paketleme koymuş. İkisini arada entegre eden lazer sistemi yok. Yani şuradan döktüm fasulyeyi. Paketle çıkacağı yerde öyle bir sistem yok. Şu an Büyükşehir Kırsal Kalkınma'yla Zeydan Başkan’ın talimatıyla hatta Zeydan Başkanı “Tufanbeyli'nin fasulyesini dünyaya tanıtacağım” diye televizyonlarda söyledi. Ortak bir çalışma yapıyoruz. Şu anda da son noktaya geldik. Önümüzdeki yıl sözleşmeli ekim yaptıracağız. Yani bizim burada yaklaşık elli bin dönüm nohut ekilirken yaklaşık yirmi bin dönüm, yirmi bin dönüm fasulye biz bunu iki katına çıkaracağız. Biz alacağız çünkü. Garanti edeceğiz. E bizim de zaten büyükşehir belediyelerimizde bizler kent lokantaları kuruyoruz. Buraya kuru fasulye ve nohut lazım. Pazar sorunumuz da yok. Yani Tarımsal Kalkınma’yla Tufanbeyli'nin ekonomisini kalkındırabiliriz.
Gökhan Biçici: Anladım. Yani kömürden çıkış, termik santralden çıkış ve tarıma yönelme...
Ahmet Aktürk: Tarıma dönüş!
Gökhan Biçici: Tarıma dönüş. Sizin de buradaki pozisyonunuz o açıdan önemli. Büyükşehir'le işbirliği yapıyorsunuz. Sabancı öne çıkıyor. Altını çiziyorsunuz. Orada işbirliği yapıyorsunuz. Ama sonuçta imzanın altında, hükümetin imzası var. Merkezi İdareyle, Çevre Bakanlığı'yla, İklim Bakanlığı'yla bu konuda bir ilişki, işbirliği var mı?
"Merkezi idareden destek almadığımız gibi köstek oluyorlar"
Ahmet Aktürk: Tabi ki ben tüm bakanlıklara durumla ilgili yazdım. Mesela Greyder istedim, “Kar bölgesinde yaşıyorum, Greyderim yok” dedim, bir cevap yok. İşte deprem bölgesindeyim şu dedim, bir cevap yok. Sayın Vali'yle görüştüm, yani durumu anlattım, bir cevap yok. Hatta bizim en büyük sorunumuz, Adana ve Tufanbeyli arasındaki yol sorunumuz, kara yol sorunumuz. Yani yaklaşık iki yüz kilometre, bir buçuk saatlik yol ama biz üç saatte zor gidiyoruz. Mesela bu, merkez hükümet bize ne yapabilir?
Gökhan Biçici: Bir destek olmuyor, o kesin.
Ahmet Aktürk: Desteği bırak, köstek olmasın yeter. Biz çözeriz zaten Allah'ın izniyle. Köstek olmasın yeter.
"Belediye olarak kaçak yapıya karşı çok titiz davranıyoruz"
Gökhan Biçici: Adana deprem bölgesi ve hatta 6 Şubat depremi sonrasında, bir sonraki büyük deprem için Adana'yı adres göstermişlerdi. Yani o fay hattının üzerinde olması hesabıyla. Buna dair bir hazırlık, bir çaba var mı? Neler yapıyorsunuz, neler planlıyorsunuz?
Ahmet Aktürk: "İmar Affı çıkarttım, hayırlı olsun Hatay, hayırlı olsun Maraş, imar affı çıkarttım meselesi zaten sonra Allah affetmedi. Biz bu konuda belediye olarak herkes evini yapacaksa zemin etütünü hazırlayacak jeolojik etütlerini hazırlayacak, mühendis inşaat mühendisi veya mimarla projelerini hazırlayacak, şartları uygun, koşulları uygun binaları yapacak diyoruz. Bu konuda çok titizim ben. Yani kaçak yapıyla ilgili müsaade etmiyorum. Herkes ev yapacak ama deprem var, bugün yoksa yarın var. Ona göre yapacaklar. Bu konuda ben titizim, hassasım.
Gökhan Biçici: Depremde belediye binası ağır hasar gördü dediniz, peki ilçedeki diğer binaların durumu nasıldı?
Ahmet Aktürk: (Tufanbeyli’de) yaklaşık 249 binada ağır hasar vardı. Onların hepsi şu anda yıkıldı. Vatandaşın isteğine dayalı olarak çelik konstruksiyonlu evler yapıldı. Bir kısmı da şu anda afet evlerde. Ona da biz imza attık. Eee şu anda 364 tane daire yapılıyor. TOKİ bitmek üzere, yani 1 yılda bitirdi. Orada müteahhit çok hızlı başladı. Biz de ona çok destek olduk. Eğer geldiyse ben de yardımcı oldum. Yani sonuçta memlekete hizmet ettik. Konut sorunumuz yok şu anda.
Gökhan Biçici: Hali hazırda tarıma yönelmenin dışında enerji üretimi açısından alternatif kaynaklara yönelim söz konusu mu? Mesela Zeydan Karalar'la röportaj yapmıştık, yayınladık da. “Adana’da Sera Gazı üretimini ne kadar azaltırsak kendimizi o kadar başarılı sayacağız” diye iddialı bir cümle kurmuştu. Sizin bu konudaki yaklaşımınız ne?
GES yatırımlarıyla ilgili belediyenin tutumu ve nedenleri ?
Ahmet Aktürk: Şimdi GES projesiyle ilgili kendi tüketimin iki katı enerji üretebiliyorsun. Üç megavat enerji tüketiyorsam bir işletmemde altı megavatlık bir GES işletmesi kurabiliyorum. O da bizim şu andaki belediyemizin tükettiği enerji açısından cazip değil bizim için. EnerjiSA şu anda tamamen GES projesine yöneldi. Şu anda kendi sahalarına komple herhalde sanırım 12,5 megawattlık bir tesis kurdular. Arkasından bir 7 megawattlık daha kuruyorlar. Yani termik santralin gidişiyle GES’e geçiş var. Bu da bizim çevre açısından iyi bir şey.
Gökhan Biçici: Somut bir çalışma açısından cazip gelmiyor diyorsunuz.
Ahmet Aktürk: Benim için cazip değil yani. Kendi tükettiğim enerji çok değil.
Gökhan Biçici: Peki. Teşekkür ederim Ahmet Bey. Eklemek isteyeceğiniz noktalar varsa ben temel sorularımın yanıtlarını aldım. Sizin eklemek istedikleriniz var mı?
Ahmet Aktürk: Ben tüm Adana'ya ve tüm Tufanbeyli hemşehrilerime sevgi ve saygılarımı iletiyorum. Dört yıl boyunca halkımın hizmetindeyim. Hepsinin başımın üstünde yeri var. Ne söz vermişsem arkasındayım ve yapacağım Allah'ın izni ile. Kısaca teşekkür ediyorum. Zamanınızı ayırdınız. Saygı ve sevgiler. Tüm dostlara da selam söylüyorum.
Gökhan Biçici: Peki, bir teşekkür ederiz.