dokuz8 TV ekranlarında yeni bir program serisi başladı: "Kentine İyi Bak". Adından da anlaşılacağız üzere "Kent" denilince akla gelen ne varsa bu programın konusu olacak. "Kent" bu programda tüm muhataplarıyla çok yönlü olarak ele alınacak. Muhataplardan söz edince de akla ilk gelenlerin başında yerel yönetimler ve belediye başkanları geliyor ve program serisinde yerel yönetimler ve belediyeler önemli bir ağırlık oluşturacak. Ancak kent ve ekoloji hareketlerinden, "Kent" alanında çalışma yürüten akademisyen ve uzmanlara, sivil toplum kuruluşlarından yurttaşlara kadar kente dair sözü olan her muhatap kendisine bu programda yer bulabilecek.
Kentine İyi Bak başladı: İlk konuk Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce
Program serisinin ilk konuğu Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce oldu. Seçim sürecinde Yılmaz Büyükerşen yerine aday gösterilerek seçilen Ayşe Ünlüce dokuz8HABER Genel Yayın Yönetmeni Gökhan Biçici'nin sorularını yanıtladı. Seçimlerin ardından geçen dokuz aylık zaman diliminde stratejik planın ve bütçenin hazırlanıp kabul edildiğini ifade eden Ünlüce, önümüzdeki 5 yılda 8 ana başlık altında 77 somut projeyi kapsayan bir programa sahip olduklarını dile getirdi ve "Halkımıza önerdiğimiz, halkımıza vadettiğimiz vizyonu "dengeli kalkınma modeli" olarak sunduk. Özellikle büyüme demedik, kalkınma dedik. Çünkü kalkınma ile büyüme arasında biliyorsunuz çok önemli farklılıklar var" vurgusu yaptı. Ünlüce 8 ana başlık içinde öne çıkanlardan olan 'ekolojik denge' başlığını da ayrıntılandırdı ve bu konunun geçen ay kabul edilen stratejik planda önemli bir yere sahip olduğunu ifade eti.
Gökhan Biçici: Hoş geldiniz. 31 Mart seçimlerinin üzerinden 9 ayı aşkın bir süre geçti. İlk seçilmenin telaşı elbette biraz geride kaldı. Bir hazırlık süreci ardından strateji planlar da belediyelerde çoğunlukla geçtiğimiz ay meclislerde kabul edildi. Süreci öngörmeniz artık daha mümkün. Siz aday olduğunuzda, ki Eskişehir adaylık süreci sürprizlerle, tartışmalarla oldu. Şu 9 ayda ne vaat ettiniz, ne öngördünüz, nelerle karşılaştınız ve 2025 için neler öngörüyorsunuz?
Ayşe Ünlüce: Benim tabii biraz şanslı bir yanım var. Ben daha önce Büyükşehir Belediyesi'nde genel sekreter olarak çalışıyordum. Biliyorsunuz Büyükşehir Belediyeleri'nde genel sekreter başkandan hemen sonra gelir ve tüm bürokrasiyi de yönetir. Bürokrasinin de başındadır. O nedenle çok sürpriz bir şey olmadı başkan olduktan sonraki süreç benim için. Ama tabii seçim dönemi biraz sürpriz oldu. Özellikle o dönemde seçim çalışmalarını yürütürken işte adaylık sürecinin hızlıca açıklanmasıyla birlikte, tabii belediyeyi de iyi bilmenin, şehri iyi bilmenin avantajlarını kullanarak güzel bir yol haritası çizdik kendimize.
'Büyüme' değil 'kalkınma' modeli sunuyoruz
Halkımıza önerdiğimiz, halkımıza vadettiğimiz bu vizyonu "dengeli kalkınma modeli" olarak sunduk. Özellikle büyüme demedik, kalkınma dedik. Çünkü kalkınma ile büyüme arasında biliyorsunuz çok önemli farklılıklar var. Eskişehir çok farklı bir şehirdir. Eskişehir'i tek bir noktadan ele alamazsınız. Mesela bazıları gençlik şehri olarak bilir, bazıları turizm şehri olarak bilir. Aynı zamanda çok verimli ovaları var Eskişehir'in. Tarım ve hayvancılık da yaygındır. Yine çok güçlü bir sanayisi var. Türkiye'nin en büyük sanayi bölgelerinden bir tanesi bizde. Yine bugün gibi sayabileceğim pek çok özelliği var.
"Eskişehir gençlik şehri olarak biliniyor ama nüfusun dörtte biri de artık emekli"
Bir de nüfusun artık dörtte biri de emekli. Aslında gençlik şehri olarak bilmiyor ama böyle bir yanı da var. Biz bu tüm özelliklerinin eşit şekilde, dengeli şekilde besleyecek modellerle, projelerle gittik halkımıza. Bunların vaatlerini verdik. Toplamda bu dengeli kalkınma modeli diye bahsettiğimiz modeli sekiz başlıkta ele aldık. Bunlardan işte kimisi gençlikle ilgili, kimisi kıdemli vatandaşlarımızla ilgili, kimisi ekolojik dengeyle ilgili, kimisi ulaşım modellemeleriyle ilgili.
Gençlikten, ekolojik dengeye önümüzdeki beş yıl için 8 başlık altında 77 somut proje önerdik
Ve bu topladığımız 8 başlığın altında da somut 77 tane proje önerdik. Biz dedik bu projelerle beraber bu 8 başlığı besleyeceğiz ve tepede de dengeli bir kalkınma yapacağız diye. Göreve geldikten sonra zaten hızlıca biliyorsunuz yatırım programını hazırlıyoruz, arkadan stratejik plan geliyor ve bu hafta da bütçemiz geçti meclisten. Artık her şeyimizle hazırız yani yatırım programımız var. 5 yıllık stratejik planımızı yaptık ve önümüzdeki dönemin bütçesini de hazırlamış olduk. Biz göreve geldikten sonra bu bahsettiğim 77 projeyi 5 yıla yaydık. Kimisi ilk ayda yapabileceğimiz şeylerdi. Örneğin öğrencilerimize abone ücreti önerdik. "Sınırsız toplu taşıma hizmetini size 250 TL'ye sunacağız" dedik. Bu mesela tek seferde yapabileceğimiz bir şeydi. Yine ama büyük kuşak yollar önerdik. Bu mesela 4-5 yıla yayılarak yapılabilecek bir şey. O yüzden önümüze haritamızı açtık. İşte 5 yıl, 12 ay hangi ay hangisine başlıyoruz, hangi ay hangisini bitiriyoruz, işte yıllara sari olarak yapabileceklerimiz neler bunları planladık bu plan dahilinde gidiyoruz.
Tabii ciddi bir yoksulluk sorunu yaşıyor Türkiye. İnanılmaz bir yoksullaşma var. Yerel yönetimler de belki daha önce çok öngöremediği, ek sorunlarla karşı karşıya kaldı ki bunlar çokça tartışma konusu. Bir yandan da merkezi iktidarıyla ilişkiler meselesinde de çoğu zaman kaynaklarının eskisi kadar çok olmadığı ve planladığı projeleri hayata geçirmekte daha fazla zorlandığı görülüyor pek çok yerel yönetimin. Eskişehir daha köklü, daha oturmuş bir kent. Bir devamlılık da var. Siz bu süreçte nasıl etkilendiniz? Öngöremediğiniz ek zorluklar çıktı mı? Bu sizin hedeflerinizi, planlarınızı nasıl etkiliyor?
"Tasarruf genelgesi ve borçların kaynağından kesilmesi uygulamaları bizi engellemeye yönelik siyasi kararlar"
Biliyorsunuz zaten seçimlerin hemen sonra bir tasarruf tedbirleri genelgesi diye bir genelge yayınlandı. Arkasından da SGK borçları, işte bir takım vergi borçları gibi borçların kaynaktan direkt kesilmesine ilişkin modellemeler yaptılar. Tabi bunların hepsi aslında biraz engellemeye yönelik siyasi kararlar. Ama geçmişte de bu tür şeyler çok yaşandı. Örneğin ben Büyükşehir Belediyesi meclisinde azınlıkta çalıştığımız dönemleri de biliyorum. Şimdi çoğunluktayız, hatta bayağı bir çoğunluktayız. En azından bu tür sorunlarımız yok. Meclise getirdiğimizde kararlarımıza Eskişehir'e yararlı olan pek çok kararı geçirebiliyoruz. Bu bizim için büyük bir avantaj. Yani azınlıktan geldikten sonra onu görmek hakikaten bizim için büyük bir kolaylık oldu. Bunun yanı sıra zaten bu kaynaktan kesintiler geçmişte de zaman zaman yaşadığımız şeylerdi. Aslında bir yapılandırmayla bunları yıllara sari olarak yayıp tahsiline gidebilecekken bunu yapmadan son derece vahşi bir şekilde hesaplarımızdan kesmeye başladılar.
"Artan yoksulluğa karşı sosyal yardımları da arttırıyoruz"
Bunlar tabii ki acımasız ama bir taraftan da borçlarımızı ödüyoruz. Bir taraftan da yapacağımız yatırımlara odaklanıyoruz. Bir taraftan da biraz önce sizin de söylediğiniz halkın yoksullaşması diye bahsettiğimiz konuyla da ilgili sosyal yardımları güçlendirmeye çalışıyoruz. Yani önümüzde ekonomik sıkıntılarımızın yanı sıra bir de daha fazla sosyal yardım yapmamız gerektiren bir süreç var maalesef. Bunu da bir şekilde yürütmek zorundayız. Kent lokantaları açıyoruz bununla ilgili. Yine kreşlerimizi, oyun alanlarımızı çoğaltıyoruz. Yaşlı bakım merkezleriyle ilgili çalışmalarımıza başladık. İşte evde temizlik hizmeti, evde bakım hizmetleri gibi sosyal kartların yaptığımız yardımları daha da artırıyoruz. Aşevinin kapasitesini artırıyoruz, yeni bir aşevi binası yapıyoruz. Yine önümüzdeki dönemde, önümüzdeki sene içinde halk mutfakları kurup direkt orada pişen yemekleri halkımıza uygun fiyatlarla dağıtmak gibi lokanta hizmetinden ziyade bu tip yöntemler üzerinde çalışıyoruz. Bunları da ekonomik sıkıntılarımız olsa da mutlaka yerine getireceğiz, bir çözüm yolu bulacağız.
Peki ekolojik dönüşüm meselesi, ya da iklim sorunlarının, iklim krizinin yarattığı sorunları ele almak istiyorum. Bu sorunların geldiği boyutlar kentler açısından, yerel yönetimlerin bu meseleyi daha fazla gündemine almasını bir zorunluluk haline getirdi. Eskişehir köklü kentlerden birisi olarak bu açıdan öne çıkıyor. Son stratejik planınızda özellikle yeni dönemde Eskişehir olarak iklim enerji verimliliği açısından neler planlıyorsunuz? Özellikle enerji dönüşümünün noktasında hazırlıklarınız var mı?
"Katı atık bertaraf tesisimizde üretilen enerjiyle 45 bin haneye yetecek elektrik üretiyoruz"
Biz zaten güneş enerji santralleri yapmaya başlamıştık. Uzunca bir zamandır bu sorunun farkındayız. Yine bizim katı atıkla ilgili bertaraf tesisimiz de çok uzunca zamandır faal ve bu katı atıktan üretilen gazlardan üretilen enerjiyle Eskişehir'de 45 bin haneye yetecek kadar elektrik üretiyoruz zaten. Bu 5-6 yıl öncesinden bugüne hizmet verdiğimiz bir tesisimiz. Yine bundan çok yıllar yıllar önce 'Su ve Kanalizasyon İdaresi'nin atık su tesislerini kurarken biyogaz ve yine elektrik üretme tesislerini de orada kurmuştuk. Böylelikle o tesisin %50 ihtiyacını karşılayabiliyorduk. Zaten bu bizim hep gündemimizde olan bir konuydu. Aslında ben hala bu konuyla yeterince yüzleşemediğimizi düşünüyorum. Hem ülke olarak hem dünya olarak. Evet, pek çok böyle havalı cümleler kuruluyor, bununla ilgili çok işte güzel projeler üretiliyor ama aslında sorunun ne kadar ciddi olduğunun farkında olduğumuzu düşünmüyorum dünya olarak.
"Elektrikli otobüslere geçiş süremiz var, imzası Cumhurbaşkanı önünde bekliyor"
O nedenle bunun farkında olan bir şehir Eskişehir, Eskişehir'in üniversiteleriyle, aydın halkıyla hakikaten çok dinamik bir yapı var bu konuda. Sık sık bir araya da geliyoruz birbirimizi beslemek, birbirimizi bu konuda daha duyarlı hale getirmek için. Yine elektrikli otobüslere geçiş sürecimiz var. Cumhurbaşkanı'nın önünde bekliyor. İmzalarsa Eskişehir'i işte bu yeni nesil, bu doğa dostu araçlarımızla da tanıştırmış olacağız. Biz zaten uzunca bir zamandır tramvay kullanıyoruz. Bu da işte havayı kirletme karşıtı bir toplu taşıma aracıdır. Eskişehir'in havası temiz bir havadır. Belediye olarak yaptığımız hizmetlerde buna önem veriyoruz. Su açısından bizim tek kaynağımız Porsuk Çayımız. Porsuk Çayımızı korumak için çok yakınlarda bir koruma projesi hazırladık ve bu projeyi halkımıza sunduk. Bunun gibi yine çalışmalarımıza hızla devam edeceğiz. Bu dönemde de RES'ler gündemimizde rüzgar enerjisiyle ilgili gündemimiz var. Yine bu konuda halkımızı bilinçlendirmek anlamında pek çok çalışma yapıyoruz. Eskişehir'de çiftçileri kuru tarıma yönlendirmek için de pek çok bilinçlendirme çalışması yaptık. Biz de kendi arazilerimizde kuru tarıma yönelik ekim biçimi yapıyoruz.
Somut hedefler var mı bunlarla ilgili?
Beş yıllık hedefler arasında kişi başı üretilen karbon ayak izini azaltma planı da var
Tabi somut hedeflerimiz var. Onları karbon ayak izine göre işte bir kişinin ürettiği ne kadarsa, şehrin şu andaki durumu neyse bununla ilgili önümüzdeki hedefleri belirledik 5 yıllık hedeflerimize. Zaten bununla ilgili bizim bir eylem planımız da var. 2 yıl önce eylem planımızı da oluşturduk. O eylem planımıza göre adım adım gidiyoruz.
Bu konuda paydaşlarla işbirliği var mı? Sanayi, tarım ya da ekoloji alanında çalışan kurumlarla işbirliği arayışınız var mı, bu kurumlardan geri bildimi alabiliyor musunuz, istişare organlarınız var mı?
Evet, Kent Konseyinin altında oluşturduk bunu. Zaten eylem planımızı hazırlarken kent konseyinden çok beslendik. Eskişehir'de çok uzun yıllara dayalı bir kent konseyi kültürümüz var ve içinde bu bahsettiğiniz bileşenlerin hepsi var. Sanayi odasından tutun, ticaret odasından, üniversitelerimize ve bütün kamu kuruluşlarına kadar. Oradan eylem planımızı hazırlarken birlikte çok fazla toplantı yaptık. Ve bu da sadece büyükşehirin kendi tesisleriyle ilgili bir konu değil. Bir şehrin eylem planı o şehrin bütün bileşenlerini kapsar. Hepimiz kendimize hedefler belirledik. Fakat şöyle özellikle GES'lerle ilgili son zamanlarda kapasiteyle ilgili sıkıntılar yaşıyoruz. Aslında bununla ilgili yatırım yapmak isteyen kuruluşlarımız var. Fakat illerin kapasitesiyle ilgili sıkıntılar yaşıyoruz. O yüzden biraz daha RES'e, biraz daha başka sürdürülebilir enerji kaynaklarına yönelmeye başladık Eskişehir'de.