Yurttaşların 2021 bütçesi hazırlanırken neler yaşandığını bilmesi, buna göre bir tavır takınması, kanaat oluşturması ve süreçlere etki edebilme kabiliyetine kavuşması büyük önem taşıyor. Böyle bir ortamda, Vergi Araştırmaları Topluluğu’nun bir bilgi aktivizmi projesi olan ve tüm bütçe sürecini yakın takibe alarak kamuoyunu bilgilendiren 'Bütçene İyi Bak' sessizliği bozmaya, kabullenişi sorgulamaya dönüştürmeye çalışıyor. Bütçene İyi Bak’a göre kamuoyunun, medyanın ve muhalefetin bağırarak sorması gereken soru şu: Meclis’te neler oluyor ve bunlar neden bu kadar önemli?
2021 yılı bütçe teklifi yaklaşık bir aydır Meclis’te olmasına rağmen kamuoyunun, medyanın ve muhalefetin ilgisi yeterli düzeyde görünmüyor. Gelecek yıl devlete ne kadar vergi vereceğimiz ve devletin bunları nasıl harcayacağı bütçeyle belirleniyor. Ne kadar ödeneceğine ve nereye harcanacağına parlamentoların sağladığı demokratik temsil sayesinde yine o devletin yurttaşlarının karar vermesi esas. Bu da bütçeyi parlamentoların onaylamasıyla, bütçe hakkıyla oluyor. Oysa sunulan teklif metni Komisyon’da harf oynatmadan kabul ediliyor. Yurttaşlar neler olduğundan haberdar olmadığı gibi, olanlara etkide bulunma kabiliyetinden de mahrum kalıyor. Bu sessizlik ve kabullenme bütçe hakkı ve demokratik temsil bakımından endişe uyandırıcı.
BÜTÇE KOMİSYON’A GELMEDEN ÖNCE YAŞANANLAR
Bütçe tasarısı Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’na gelmeden bütçeyle ilgili iki önemli değişiklik yapıldı: borçlanma limiti geçmişe yönelik olarak artırıldı ve program bütçe sınıflandırmasına geçildi. Borçlanma limitinin, 1 Ocak 2020’den itibaren geçerli olacak şekilde, yani geçmişe yönelik olarak artırılmasının anlamı şu: Hükümet halihazırda yetkisiz borçlanmış ve bu yetkisiz borçlanmayı kanun değişikliğiyle meşru kılmaya çalışıyor. Program sınıflandırmasına geçilmesiyse, eğer programların alt kırılımları detaylandırılmazsa şeffaflığı zedeleme potansiyeli taşıyor. Değişiklikten önceki fonksiyonel sınıflandırmada dört farklı düzey bulunuyordu. Örneğin, savunma hizmetlerine ayrılan bütçeye bakınca, alt kırılımlarında askeri savunma hizmetlerini, sivil savunma hizmetlerini, dış askeri yardım hizmetlerini görebiliyorduk. Alt kırılımlarında daha da detaylı bilgiye ulaşabiliyorduk. Program sınıflandırmasıysa şuandaki haliyle tek düzeyde kalıyor, kırılımları görmek henüz mümkün değil.
BÜTÇE KOMİSYON’A GELDİKTEN SONRA YAŞANANLAR
Bu iki önemli değişikliğin ardından bütçe Meclis’e geldi, peki ama nasıl? Anayasal usule göre Cumhurbaşkanı bütçeyi hazırlayıp kanun teklifi olarak mali yılbaşından en az 75 gün önce Meclis’e sunmalıydı. Mali yılbaşı 1 Ocak olunca, bütçe kanun teklifinin en geç 17 Ekim tarihinde Meclis’e sunulması gerekirdi. Oysa bu yıl teklif 18 Ekim sabahında Meclis’e ulaştı. Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yer alan vekillerin dahi teklif metnine ulaşması mümkün olmadı. Geç de olsa Meclis’e ulaşan bütçe teklifi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye başlandı. Bütçe görüşmelerinin canlı olarak yayınlanmasına ve sivil toplum kuruluşlarının da görüşmelere katılmasına yönelik talepler en baştan reddedildi. Gelecek yıl için bütçe açığı öngörüsünün 245 milyar lira olarak saptanması, yani gelirlerin harcamalardan 245 milyar lira daha az olacağının tahmin edildiğinin görülmesi görüşmelerde ve kamuoyunda endişe yarattı. Üstüne, hesaplamalarda hata yapıldığı tespit edildi. 2021 yılı kamu gelirleri arasında tahsili 2022 yılına ertelenen konaklama vergisinin de bulunduğu gözlendi. Konaklama vergisinin toplanmayacağı 2021 yılında bu vergiden 1 milyar lira gelir elde edileceği tahmin edilmiş. Bu hata düzeltilince tahmini bütçe açığı da 246 milyar liraya yükselmiş oldu. Görüşmeler seyrinde ilerlerken Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak istifa etti ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Lütfi Elvan yeni bakan olarak atandı. Komisyon’un yeni başkanıysa Cevdet Yılmaz oldu. Bütçe görüşmeleri esnasında böyle kritik ve beklenmedik bir değişiklik bütçenin hassasiyetine ve ciddiyetine ilişkin eleştirilere sebep oldu.
... OLDUĞU GİBİ KABUL EDİLDİ
Komisyon’da Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesi görüşülürken Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) borçlarının silinmesi için bütçenin artırılması teklif edildi, reddedildi, bütçe olduğu gibi kabul edildi. Millî Savunma Bakanlığı bütçesi görüşülürken personel açığı konusu ve F-35 programındaki ortaklık durumu gündeme geldi, tartışıldı, bütçe olduğu gibi kabul edildi. Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi görüşülürken, Maarif Vakfı’na ayrılan ödenekte geçen yıla göre artışın, MEB’in bütçesinin geçen yıla göre artışından daha fazla olduğu ortaya çıktı, tartışıldı, bütçe olduğu gibi kabul edildi. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesi görüşülürken, Türkiye’de aşırı yoksulluğun kalmadığı öne sürüldü, kaynakların göreceli yoksulluğu bitirmeye yöneleceği tartışıldı, bütçe olduğu gibi kabul edildi.
BUNLAR NEDEN ÖNEMLİ?
Bütçe hakkı, devletin hangi harcamaları yapabileceğine ve bu harcamaları karşılamak üzere yurttaşlarına ne gibi mali yükümlülükler yükleyebileceğine ilişkin parlamentonun söz sahibi olması demek. Yani ne kadar vergi ödeyeceğimize ve bu vergilerin nerelerde kullanılacağına demokratik temsil yoluyla yine biz karar veriyoruz. Meclis’in onaylamadığı gelirler toplanamıyor, harcamalar yapılamıyor. Bütçe hakkı, Magna Carta’dan bu yana, neredeyse bütün demokrasi öykülerinin ve belgelerinin çıkış noktası. Bugün Meclis’teki, kamuoyundaki, medyadaki ve muhalefetteki sessizlik ve kabulleniş bütçe hakkının unutulduğunu gösteriyor. Belki de Londra’da Kral John’un keyfi vergilerine karşı Magna Carta’yı ilan eden baronlardan, Boston’da ağır vergi yüküne karşı çıkarak ülkelerinin kuruluş hikayesine katılan Amerikalılardan, Bastille’de vergide temsilin sağlanması taleplerini yerine getirmeyen 16. Louis’ye isyan eden Fransızlardan veya İstanbul’da Alemdar Mustafa Paşa’dan vergide adalet sözü alan ayanlardan miras aldıklarımızı haykırmanın tam zamanıdır, ya da zaman gelip geçiyordur. Bütçenize iyi bakın, çok geç olmadan.