Kayhan AYHAN / BirGün
23 yaşındaki Ahmet Atakan, Gezi eylemleriyle başlayan sokak gösterilerinin en uzun süre devam ettiği kentlerden Hatay’ın Antakya ilçesine bağlı Armutlu Mahallesi’nde, 2013 yılında 9 Eylül’ü 10 Eylül’e bağlayan gece gerçekleşen ODTÜ’ye destek eylemleri sırasında polisin attığı gaz fişeği ile yaralanıp yaşamını yitirdi. Hatay Valiliği, önce ölümünün gaz fişeği ile ilgisi olmadığı gerekçesiyle soruşturma izni vermedi. Atakan ailesi ve avukatları Hatice Can’ın uğraşları sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda, gaz fişeklerinin üzerinden çıkan kanın Atakan'a ait olduğu yüzde 99,9 oranında kanıtlandı. Bu yeni delil üzerine Hatice Can, ikinci defa soruşturma izni verilmesi için başvuru yaptı. Ancak Hatay Valiliği yeni delili yok saydı ve ikinci defa soruşturma izni vermedi. Olayın soruşturulmasına izin verilmezken, Ahmet Atakan’ın annesi Emsal Atakan hakkında “Devletin askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılama” suçlamasıyla dava açıldı. Emsal Atakan 13 Şubat 2020 tarihinde hakim karşısına çıktı.
BirGün’e konuşan anne Atakan, dosyanın Anayasa Mahkemesi’nde olduğunu söyleyerek, “Katiller belli. Kimler emir verdi, kimler katletti her şey bilinmesine rağmen soruşturma dahi açılmadı. Üstünü kapatmaya çalışıyorlar. Oğlumun dosyası üzerinden bir savcı değişti” diyerek yargı sürecini anlattı.
KATİLLER ELBET HESAP VERECEK
24 yaşındaki Dilek Doğan'ın 18 Ekim 2015'te Küçükarmutlu'daki evinde yapılan aramada polis kurşunuyla yaşamını yitirmesi nedeniyle 'katiller, alçaklar' diye bir tweet attığını ve bu yüzden yargılandığını söyleyen anne Atakan, “Çünkü ‘Dileği de katledenler oğlumun ve diğer çocukların katilleri de hep aynı’ diye yazmıştım. Apar topar benim için bir soruşturma açıldı, gözaltı yapıldı. Mahkeme başlatıldı. İstedikleri gibi at koşturuyorlar. Ama bu devran dönecek ve katiller elbet bir gün hesap verecek. Ben oğlum ve tüm oğlum gibi katledilmiş tüm gençler ve çocuklar için adelet istiyorum. Çünkü bizim çocuklar hayatlarını yaşamadan genç yaşta hayatlarından koparıldılar” diye konuştu.
"ADALET YÜREĞİMİZE SU SERPER"
“Ağlamaktan sesim çıkmıyor” diyen anne Atakan, “Biz 9 yıldır aynı süreci yaşıyoruz. Çocuklarımız bu ülkede özgürlüğü, barışı, demokrasiyi istediler. Kimseyi katletmediler. Kimseyi dolandırmadılar. Bu ülkede hırsızlar, katiller dışarıda geziyor. Düşüncelerinden dolayı tutsak insanlar. Avukatımız Can Atalay, ablamız Mücella Yapıcı'yı da tutkladılar. Acımız çok büyük. Bu ülkede aydın insanlardan korkuyorlar. Biz biat etmeyeceğiz. Ne olursa olsun adaleti, demokrasiyi talep etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Adalet yerini bulduğunda yüreğimize bir damla su serpilir. Başka çocuklar öldürülmesin diye biz adalet istiyoruz. Yoksa benim çocuğumu mezardan getirmeyecek bu karar. Ama mutlaka bir gün hak, adalet ve barış bu ülkeye gelecek. Bu faşist düzen elbet yıkılacak” ifadelerini kullandı.