AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Suriye Devlet Başkanı Esad ile görüşme talebinin arkasında, göçmenleri evlerine gönderme amaçlı bir plan olduğu iddia edildi.

Gazete Pencere yazarı Nuray Babacan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan öncülüğünde İçişleri ve Genelkurmay Başkanlığı'nın iki aşamalı bir plan hazırladıklarını belirtti.

"Kaos İktidarı Korkutuyor"

"Göçmen krizinin geldiği nokta ve ileride varacağı kaos, sonunda Erdoğan’ı da ikna etti" diye yazan Babacan'ın "Suriye ve göçmen krizi, çok başlıklı Esad planı" başlıklı yazısında şu ifadeler yer aldı:

"Şimdi, çok bileşenli bir göçmen çalışması yapılıyor. Dışişleri, İçişleri ve Genelkurmay Başkanlığı’nı da kapsayan yeni bir proje var. Cumhurbaşkanlığı bünyesinde göç yönetimi konusunda bir koordinasyon kurulu oluşturması söz konusu.

Bu hazırlıkların koordinasyonunun Cevdet Yılmaz tarafından yapıldığı ifade ediliyor. Hükümet göçmen krizi ve yaratacağı sorunlar konusunda tüm ilgili bakanlıkları içine alan yeni bir yol haritası çıkarmaya hazırlanıyor. Bu kapsamda iki aşamalı yeni bir eylem planı olacak. 1-Entegrasyon politikaları 2- Sığınmacıların geri gönderilmesi…

Ekonomik kriz ve göçmen krizi bileşeninin oluşturacağı kaos iktidarı korkutuyor. Plan, Suriye yönetimiyle kurulacak iyi ilişkilere bağlı. Bu görüşmelerin sadece Suriye merkez hükümetiyle sürdürülmesi de yeterli olmayacak. Türkiye sınırında oluşturulan güvenli bölgedeki muhaliflerin, her an Türkiye’yi de karşılarına alma potansiyeli yakın zamanda görüldü. Esad yakınlaşmasını ‘bizi sattınız’ diye yorumlayanlar var.

Türkiye yol kazasına uğramadan Suriye yönetimiyle masaya oturursa, alacaklarından çok vereceklerinin hesabını yapmak zorunda kalacak. Partide, Suriye sorununa kafa yoran kurmayların sıkça dile getirdiği başlıklara gelince. Başta Suriye’nin toprak bütünlüğü olmak üzere; 1- Göçe zorlanan insanların güvenli bir şekilde ülkelerine dönmesi ve buna ilişkin koşullarının sağlanması. 2-Bu Suriyelilerin mülklerine el koyan rejimin bundan vazgeçmesi, mülkiyet sorununun çözülmesi. 3-Suriye genelinde alan hâkimiyeti elde etmiş farklı terör örgütlerinin tasfiye edilmeleri…

Özellikle mülkiyet konusundaki sıkıntıların giderilerek, Türkiye’de bulunan sığınmacıların Suriye’ye gönderilmesi için teşvik mekanizmasının kurulması da tartışılıyor. Kalan sığınmacıların entegrasyonu konusunda da yeni bir plan yapılması gerektiği dile getiriliyor. Kayıt dışı çalışan sığınmacıların kayıt altına alınarak çalışma ve oturma izinlerinin belli koşullara bağlanması da önemli bir başlık.

Ve tabii dış politika uzmanları, böylesine çok boyutlu ve sıkıntılı bir konuda, sürece AB’nin de dahil edilmesini savunuyor. Türkiye’yi göçmenler için bir tampon bölge olarak kullanan Avrupa ülkelerinin bu planının işlemesi için yeni bir fon oluşturmalarının sağlanması gerekiyor. Aksi durumda bu sığınmacı dalgasının kendilerini vurma olasılığı yüksek."