Modern at kim tarafından ve nerede evcilleştirildi? Araştırmacıları uzun süre yoran bu muamma, arkeoloji, paleogenetik ve dilbilim alanlarında uzmanlaşmış 162 kişilik bilim insanı sayesinde sonunda aydınlatıldı. 273 atın genomları elde edilen fosillerden dizilendi ve evcilleştirilmiş modern atın nereden yayıldığı konusu netliğe kavuşturuldu.

Geçen hafta Lesechos gazetesinde yayımlanan ve Leïla Marchand tarafından kaleme bir yazı, Nature Dergisinde ortaya konan modern atın evcilleştirilmesi üzerindeki sır perdesinin kaldırıldığı çalışmaları okurla buluşturdu. Metnin tamamı şöyle devam ediyor: "Yarışlarda kullanılan gururlu İngiliz safkanı, boyu ancak bir metre altında olan küçük Shetland midillisi veya ağırlığı bazen bir buçuk tonu bulan yük atı arasında herhangi bir ortak nokta bulmak zordur. Yine de bu farklı ırkların yanı sıra Dünya'da kaydedilen 400'e yakın diğer ırk, gerçekten de tek ve aynı türe aittir: Equus caballus veya modern kullanımıyla AT."

Bu tür ne zaman ve hangi insanlar tarafından evcilleştirildi? Bu soru, bilim insanlarını onlarca yıldır meşgul ediyor. CNRS ve Toulouse Üniversitesi direktörü Ludovic Orlando “ilginçtir ki, 20. yüzyılın başına kadar neredeyse her gün yanımızda olan bir hayvanın nereden geldiğini bilmiyorduk!», diyor. 162 araştırmacının arkeoloji, paleogenetik ve dilbilim alanındaki iş birliği sayesinde bu muamma nihayet çözüldü. Prestijli Nature dergisinde yayınlanan bu çalışmanın baş yazarı Ludovic Orlando, "bulgularımız atın kökeninin Rusya'nın bozkırlarının güneybatısında yani Kafkasya'nın kuzeyinde bundan 2000 yıl önce var olduğunu gösteriyor” diye yazdı. Bu bölge aslında diğer araştırmacılar tarafından düşünülen olası yayılım yerlerinden biriydi. Atın evcilleştirilmesinin belirtilerini tespit etmek başlangıçta çok zordu. Orlando, “At, örneğin inek kadar belirgin olan morfo-anatomik değişikliklerden geçmedi. İneğin atası yaban öküzüdür. Harika bir hayvandı, çok şişmandı. Onu evcilleştirdiğimizde, boyutu değişti. Atın evcilleştirilmesinde boyut değişikliği yaşanmadı” diyor. Kısacası, ineklerin evcilleştirilmesini araştırmak için kazılarda bulunan kemiklerin boyutunu ölçmek "basitçe" gerekliyken, at için mesele karmaşıktır.

Orlando "Bazı arkeologlar atın Orta Asya, Anadolu, Portekiz ve İspanya gibi bölgelerinden geldiğine bahse girerler. Örneğin bazılarında mezarlara gömülü atlara benzeyen figürler bulunmuş, bu da insanın ata bir şekilde yaklaştığının işareti” diye ekliyor.

At bir değil, en az iki kez evcilleştirildi. Atın evcilleştirilmesinin ilk kanıtı, Orta Asya bozkırlarında, Botai'de yaklaşık 5500 yıl öncesine dayanmaktadır. Ludovic Orlando, "Orada 300.000 at kemiği, seramikler üzerinde kısrak sütü izleri ve ayrıca eski çitlerin izleri bulduk" diye hatırlatıyor. Bu Botai atlarının modern atlarımızın ataları olduğuna inandıktan sonra, 2018'de yapılan yeni bir genomik çalışma, onların aslında Przewalski'nin atlarının doğrudan ataları olduklarını ortaya çıkardı. Dünya üzerindeki son vahşi atlar olduğu varsayılan bu sonuncu tür bu nedenle aslında evcilleştirilen ilk atların vahşi torunlarını temsil ediyor.

Uzmanlar arasında oldukça hararetli olan bu tartışmayı sona erdiren şey paleogenetikteki ilerlemedir. Ludovic Orlando, "Yirmi yıl önce, hatta on yıl önce bu tür bir çalışma düşünülemezdi. Bize yol gösteren çalışma, çağımızdan 50.000 ila 200 yıl önce yaşamış 273 atın genomunun dizilmesine dayanıyor. Bu türün insanlığın bu alandaki en büyük çalışması."

Avrasya'yı dolaşarak ince dişli bir tarakla toprağı taramak için İspanya'dan Moğolistan'a kadar 162 bilim insanından oluşan dev bir ekip oluşturmak da gerekiyordu. Orlando “Çok farklı dillerin konuşulduğu 15.000 kilometre uzunluğundaki bir bölgede arkeolojik kalıntılar elde etmek gerekiyordu” diye açıklıyor. “Bu nedenle, tüm bu ülkelerdeki birçok aktör ile on yıldır iş birliğine girdik ve bu da elimizde çok sayıda fosil olmasını sağladı. Diş ya da kemik parçaları, eski kazılarda yeni keşfedilen ya da topraktan çıkan fosiller... Araştırmacılar her şeyi toplamışlar. "Bu çok önemli, çünkü fosillerde eski DNA bazen yeterli olmuyor!” Moleküler arkeologlar toplanan bu 273 at genomuna ulaşmak için 2.000'den fazla analiz yapmak zorunda kaldılar.

AT GENOMU: 2,5 MİLYAR HARF

Yöntem bu fosillerin küçük bir kısmının geri kazanılması ve birkaç küçük toz haline getirilmesinden ibaretti. DNA molekülleri daha sonra laboratuvarda moleküler biyoloji teknikleri kullanılarak bu tozdan tuz parçacıklarını çıkarttı. Sonra onları çok yüksek hızlı sıralayıcılarda sıralayabilmek için dönüştürdüler. Bu son teknolojik makineler birkaç gün içinde milyarlarca dizi üretme yeteneğine sahip. Böylece, bilim insanları iki bin yıl önce yaşamış birkaç atın tam genomunu elde etmeyi başardılar. Orlando “A, C, G ve T harflerinden oluşan 2,5 milyar harflik bir metin elde ettik” diyor.

Bu genomlar daha sonra birbirleriyle ve modern evcil atlarınkiyle karşılaştırıldı. "Hemen yanındakine en çok benzeyen metin hangisidir?" diye sorarak ilk keşfedilen atadan başka olası ataların olmadığı ortaya çıktı.

Araştırmacılar modern atın evcilleştirilmesinin göz kamaştırıcı bir fenomen olduğunu fark ettiler. Avrupa’da bir zamanlar genetik olarak farklı at popülasyonları mevcutken, durum MÖ -2.200'de dramatik bir şekilde değişiyor. Orlando "Bu evcilleştirilmiş atın genetik profili, Dünya'da var olan tüm vahşi atların yerini alarak bir orman yangını gibi hızla yayıldı. İspanya, Fransa veya Anadolu’da pek çok vahşi at öldü ve bu yeni tür derhal onların yerini aldı” diyor.

Sadece birkaç yüzyılda evcilleştirilmiş Kafkas atı türünden binlerce yetiştirildi ve böylece Avrasya'nın geri kalanını fethetti. Muhtemelen kullanım alanlarına göre bir avantaj haline geldiler ve pek çok pazarlığın konusu oldular.

At evcilleştikten sonra küresel anlamda ünlenir ve kendi kaderini kendi yazar: hızlı hareket etmeyi sağladığı gibi, savaşların da değişilmez kahramanı oldu. Araştırma ayrıca bu atın savaş arabaları, telli tekerlek ve Hint-İran dilleri ile Asya'ya yayıldığını ortaya koyuyor. "Avrasya'da evcilleştirilen son büyük memelilerden biri attır ve medeniyetlerimizin ve toplumlarımızın dinamiklerini değiştirdi" diyor Orlando ve ekliyor; “Atı incelemek, insanlık tarihini incelemektir.”

KAYNAKÇA:

https://www.lesechos.fr/idees-debats/sciences-prospective/le-secret-de-la-domestication-du-cheval-enfin-perce-1357767