24 ve 25 Haziran tarihinde gerçekleşecek olan Avrupa Birliği Konseyi toplantısına hazırlık vesilesiyle Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Almanya Şansölyesi Angela Merkel 18 Haziran tarihinde A...

24 ve 25 Haziran tarihinde gerçekleşecek olan Avrupa Birliği Konseyi toplantısına hazırlık vesilesiyle Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Almanya Şansölyesi Angela Merkel 18 Haziran tarihinde Almanya’nın başkenti Berlin’de bir araya geldi. İki lider, yapılacak Avrupa Konseyi'ne birlikte hazırlandılar. Şansölye, Almanya’daki 26 Eylül'deki seçimlerinin ardından 16 yıl sonra bayrağı devretmeye hazırlanırken, uzmanlar Almanya ve Fransa arasındaki görüşmenin özel bir görüşme olduğuna işaret ediyor. Nitekim, zirvede AB devlet ve hükümet başkanları Pandemi, ekonomik toparlanma, göç ve Türkiye ve Rusya ile gerginlikler de dahil olmak üzere dış ilişkileri tartışırken Almanya ve Fransa’nın ağırlığı önemli olacak. Peki iki liderin görüşmesinden ne çıktı ve Türkiye açısından AB Zirvesinden ne beklemeliyiz? Ayrılmasından birkaç ay önce Merkel, Macron’u uzun süredir ayrışan Avrupa meselelerine adanmış bir görüşme için baş başa bir akşam yemeği için kabul etti. Fransa Devlet Başkanı, sağlık krizi nedeniyle bu yıl Almanya'nın başkentine davet edilen ilk yabancı lider oldu. Almanya Başbakanı ve Fransa Cumhurbaşkanı, 24 ve 25 Haziran'daki Avrupa zirvesi öncesinde Fransız-Alman yakınlaşmasını gösteriyor. Hatta öyle ki, Bu sene Almanya’da gerçekleşecek olan seçimlerle birlikte Merkel döneminin bitmesiyle, aşırı sağın gündemden düşmediği Fransa tarafında da paralel bir değişim söz konusu olup olmayacağı bilinmezliğini koruyor. Peki bu durum Merkel sonrası AB’yi ve AB içinde Türkiye’nin konumunu nasıl belirler? Bu sorunun cevabını bu AB zirvesinden almak çok mümkün görünmüyor. Yine de Almanya-Fransa yakınlaşmasını Türkiye açısından çok da yabana atmamak lazım.

 AB ZİRVESİ İÇİN KRİTİK GÖRÜŞME

 İki liderin görüşmesi sonrasında düzenlenen basın toplantısında Macron, Avrupa savunmasının ve AB'nin stratejik özerkliğinin Transatlantik Örgütü'ne alternatif bir proje değil, Avrupalıların da kendi paylarını almaları gerektiğini kabul ettikleri sağlam bir bileşeni olduğu fikrini yerleştirmeyi başardıklarını düşündüğünü dile getirdi. Bu da gösteriyor ki, Almanya’nın mevcut dış politikasına Fransa onay veriyor. Başka bir deyişle, bugün Almanya’nın izlediği politikalar doğrultusunda Macron kendi iktidar süreci boyunca bayrağı devralıyor.

AB-ABD İŞBİRLİĞİNDEN DÖNÜŞ YOK

 İki lider için ABD’nin AB’ye yüklediği siyasi hassasiyetin de büyük önem taşıdığı görüşmelerden anlaşıldı. Emmanuel Macron ve Angela Merkel, ABD Başkanı Joe Biden'ın son günlerde Avrupa'ya yaptığı ilk ziyarette sergilediği işbirliği ruhuna övgüde bulundu. Konu ile ilgili olarak Angela Merkel, "Amerika Birleşik Devletler bir kez daha herkesin üzerine düşeni yapması gereken bir işbirliği ortamı yarattığı için hepimiz mutlu olabiliriz" dedi. Macron da “Biden’ın ABD’nin siyasi olarak AB'ye saygı duyduğunu ve AB ile ortak olarak çalışma isteğini dile getirmesinden oldukça memnun olduğunun” altını çizdi.

 TÜRKİYE VE RUSYA MESELESİNDE ORTAK FİKİRLER

 Macron ve Merkel, Türkiye ile ilişkileri değerlendirmelerinde de hemfikir bir tablo sergiledi. Görüş ayrılıkları olmasına rağmen belli konuları beraber şekillendirmek için Türkiye ile birçok konuda birbirlerine bağımlı olduklarının altını çizen Angela Merkel, özellikle göç meselesi, Libya konusu ve Suriye'nin geleceği gibi meselelerde görüş ayrılıklarına rağmen birlikte çalışmanın gerekliliğine değindi. Macron da Türkiye ve Rusya meselelerinde Merkel ile hemfikir olduğunu vurgulayarak Türkiye ile ilişkilerde AB üyeleri Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti kadar, AB'nin Doğu Akdeniz'deki, Libya'daki ve Kafkasya'daki stratejik tutumunun dikkate alınması gerektiğini belirtti. Türkiye ile ilişkilerle ilgili olarak geçtiğimiz aylarda belirlenen şartların ele alınacağını ifade ederek, söz konusu bölgelerdeki stratejik pozisyonları görüşeceklerini aktardı. AB liderler zirvesinde son dönemde gerilen Türkiye ve AB arasındaki ilişkilerin de ele alınması gündemde. AB, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki faaliyetlerinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu savunarak Türkiye'ye aşamalı yaptırım kararı almıştı. Fakat ek yaptırım uygulanıp uygulanmayacağının tartışması ise bu zirveye ertelenmişti. Rusya ile AB ilişkilerine yönelen Angela Merkel, Ukrayna ve Suriye'deki güvenlik sorunları ve çatışmalardaki büyük farklılıklara rağmen bloğun Moskova ile diyaloğu sürdürmesi gerektiğini söyledi. “Avrupa Birliği'nde güvenlik ve istikrar istiyorsak, bu ne kadar zor olursa olsun, Rusya ile diyalog içinde kalmakta çıkarımız var,” dedi. Emmanuel Macron da, ortak bir çizginin bulunması gerektiğini vurguladı.

İYİLEŞEN İLİŞKİLER

AB Zirvesi’ne birlikte hazırlanmalarından ve Berlin’e pandemi başlangıcından beri bir akşam yemeği için davet edilen ilk lider olmasından anlaşılıyor ki Almanya ile Fransa arasındaki iyileşen ilişkiler AB zirvesine damgasını vuruyor. İki lider arasındaki görüşmeden Türkiye açısından çıkan sonuç ise AB ile Türkiye arasındaki meseleleri şekillendirme konusunda birbirine bağımlı olduklarının teyit edilmesi. Zirve öncesi, Almanya Başbakanı Merkel ve AB Komisyonu Başkanı von der Leyen Türkiye ile mülteci mutabakatının geliştirilmesini talep etmelerini ve Gümrük Birliği ve üst düzey temaslara yeniden başlanmasının da AB liderler zirvesinin gündeminde olduğunu göz önünde tutarsak, gelecek günlerde Türkiye ile Fransa arasında daha işbirliği odaklı meselelerin masaya yatırılacağını yorumlamak çok da yersiz sayılmayacak.