MHP lideri Devlet Bahçeli, Meclis açılışında DEM Partililerle tokalaşmasına ilişkin, “DEM’e evvela düşen sorumluluk, uzanan bu samimi elin kıymetini anlaması, dahası Türkiye partisi olma yönünde bir eşik olarak değerlendirmesidir” dedi.
Bahçeli, partisinin grup konuşmasında açıklamalarda bulundu. Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Doğru siyasete sımsıkı bağlıyız. Mücadelemizi ahlak zemini üzerinde yürütmeyi sürdürüyoruz.
Nereye gideceğimizi bilmiyorsak takip edeceğimiz herhangi bir yolun hiçbir ehemmiyeti yoktur. Attığımız adımlar geriye gitmeden sürekli ileriye doğru olmalıdır. Bunu yaparken sağ duyunun yörüngesinden ayrılmamak lazımdır.
Bütün ayrılıkları bir kenara koyalım. Kutupları aşındıran siyaset doğrudur. Bekamıza namlu çevrilmişken birlik içinde olmalıyız. Sınıflı bir toplum yapısını reddediyoruz.
Kutuplaşmayı giderme hedefindeyiz. Siyaseti menfaat ekseni üzerinde görenlerden olmadık, olmayız. Doğru siyaset, toplumu uzlaştıran ahlaklı siyasettir.
Siyasette hiçbir partiyle kategorik olarak alıp veremeyeceğimiz bir şey yoktur. Sert veya yumuşak tavrımız fertlerin fikir ve düşünce kapasiteleriyle sınırlıdır.
Siyaset bir savaş biçimi değildir. Konuşup çözemeyeceğimiz hiçbir şey yok.
Bu Meclis mazlum halkların umududur. Cumhurbaşkanımızın Meclis açılışındaki sözleri dikkate değerdir.
‘DEM’E UZATTIĞIMIZ EL, ‘GELİN TÜRKİYE PARTİSİ OLUN’ TEKLİFİDİR’
DEM sıralarına giderek elimi uzattım. Doğaçlama olmayan bu iyi niyetli tutumumu siyasi nezaketten öte önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı çarpışması ve yeni Anayasa için cephe genişletme çabası olarak görenler mayın tarlasında söğüt gölgesi arayan zavallı biçarelerdir.
Uzattığım el ‘gelin Türkiye partisi olun, gelin teröre cephe alın’ temenni ve teklifidir. Biz durduk yere el vermeyiz. Uzattığımız el, milli birlik mesajıdır.
DEM’e düşen sorumluluk bu ele karşılık Türkiye Partisi olmasıdır.
Özgür Özel hakkındaki iddialar hakkında
Bel altı olan FETÖ taktiklerinin tamamı ile karşısındayız. Özgür Özel’in özel hayatı ile ilgili iddialar bizim siyasi malzememiz olamaz. Bel altı vuruşlar, itibar suikastları bizim ne işimize gelir ne de gündemimize gelir.
Basit ve bayağı tartışmalara esir düşersek mahşer günü ne yapacağız. Günlük siyasi kaygılara düştük mü diyeceğiz? Söyler misiniz ne diyeceğiz? Böylesi bir meçhule saparsak bunu tarihe nasıl anlatacağız.
Türkiye böylesine karanlık ve karmaşık dönemleri vahim bedeller ödeyerek geride bırakmıştır. Siyaseti mertçe, adam gibi yapma tarafındayız. Siyasi komplolar ayağımızın altındadır. Siyasete yönelik her türlü entrikanın karşısındayız.”