CHP Konak İlçe Başkanlığı Basın ve Gündem Komisyonu, Konak’taki Hasan Tahsin İlk Kurşun anıtı önünde basının sorunlarına dikkat çekti ve CHP iktidarında yapılacakları aktardı. CHP Konak Basın Komisyonu Başkanı Barış Özdil, basın özgürlüğünün önündeki en büyük engelin AKP hükümeti olduğunu dile getirdi.
"BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ SIRALAMASINDA 154'ÜNCÜ SIRADAYIZ"
2002 yılında dünya basın özgürlüğü sıralamasında Türkiye’nin 99’uncu sırada yer aldığını hatırlatan Özdil, “Bugün geldiğimiz noktada 180 ülke içerisinde 154’üncü Sırada yer almaktayız. Pakistan, Kamboçya, Myanmar, Zimbabve, Tanzanya, Nikaragua, Kenya gibi ekonomik ve sosyal kültürel olarak çok büyük sıkıntılar yaşayan ülkeler bile bu liste içerisinde bizden iyi noktalarda yer almaktalar” diye konuştu.
“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ KONUSUNDA FELAKETE İMZA ATILDI"
Özdil, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu’nun yapmış olduğu araştırmaya değinerek, “Maalesef dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi konumunda yer alıyoruz. İkinci sırada yer alan Çin’de ise Türkiye’nin yarısı kadar bile gazeteci tutuklu konumda değil. Kısacası 2002 yılından bu yana basın özgürlüğü konusunda tam anlamıyla bir felakete imza atmış durumdayız” dedi.
Binlerce gazeteci işsiz olduğunu kaydeden Özdil, “Hapishanelerde sadece gazetecilik yaptığı için tutuklu yüzlerce gazetecinin hakları gasp ediliyor, hem muhalif gazeteciler hem gazetecilik mesleğinin kendisi iktidar tarafından hedef alınıyor” açıklamasını yaptı.
"GAZETECİ, SENDİKADAN GÜÇ ALARAK HABERİNİN ARKASINDA DURABİLMELİ"
CHP iktidarında gazetecilere yönelik yapılacak çalışmalardan bahseden Özdil, Basın Kartı sorununa da değindi ve ekledi:
“Öncelikle herhangi bir medya sahibi, kim olursa olsun bu faaliyeti dışında yani medya faaliyeti dışında başka bir ticari faaliyette bulunamayacak. Temel işi sadece medya olacak. Çünkü böyle bir yapılanma, medya sahibini siyasal baskılar karşısında daha güçlü kılar. Birinci kuralımız bu. Gazetelerin dağıtımı bütün medya sahiplerinin ortak olduğu bir şirket tarafından yapılacak. Çünkü bir gazetenin patronajına gazetelerin dağıtımı teslim edildiğinde, dağıtım konusu rakip gazeteler için tehdit olarak kullanılıyor. Bütün gazete sahipleri bir dağıtım şirketi kurarlar hepsi eşit şekilde, eşit payda ortak olurlar dağıtımı burası yapar. Böylece hiçbir sorun çıkmaz ve adil bir sistem oturmuş olur. Medyada sendikalaşma şart olacak. Yani zorunlu olacak. Her gazeteci mutlaka bir sendikanın üyesi olmalı. Çünkü gazeteci, patronuna karşı da özgür olmalı. Sendikadan güç alarak haberinin arkasında durabilmeli. Gazeteciye bu güven mutlaka verilmeli.”
“YEREL MEDYAYA POZİTİF AYRIMCILIK YAPILACAK”
Özdil, RTÜK’ün yeniden yapılandırılacağına dikkat çekerek, “RTÜK’ün, üye yapısını meslek örgütleri ile üniversitelerin temsilini sağlayacak doğrultuda değiştireceğiz, siyasi partilere tanınan kontenjan sayısını düşüreceğiz. CHP iktidarında RTÜK, cezalandırmayı değil, evrensel yayıncılık ilkeleri çerçevesinde hareket etmeyi amaçlayan yönlendirici bir kurul olacak. Basın İlan Kurumunu, internet medyasını da kapsayacak şekilde yeniden yapılandıracağız. meslek örgütlerinin temsil sayısını arttıracağız. Gazete tirajlarının ve internet sitelerinin izlenme trafiğinin bağımsız denetim kuruluşları tarafından denetlenmesini sağlayacağız. Basın İlan Kurumu’nun ilan kesme yetkisine son vereceğiz. Basın İlan Kurumunun, yerel medyanın desteklenmesi konusunda pozitif ayrımcılık yapmasını sağlayacağız. Evrensel kriterlere uygun, şeffaf ve denetlenebilir bir rayting ölçüm sistemine geçilmesini sağlayacağız” ifadelerini kullandı.
“DEVLET BU ALANDAN TÜMÜYLE ÇEKİLMELİ"
Kimin gazeteci olup olmadığına devletin değil, gazetecilerin karar vermesinin sağlanacağını belirten Özdil, “Basın kartı, meslek örgütlerinin ortak katılımıyla oluşturulacak bir kurul tarafından verilmelidir. Devlet bu alandan tümüyle çekilmeli" dedi.