kose moda

Kafalar epeyce karışık. Soru basit: Moda Sahnesi destek alamadığı için mi aykırı, aykırı olduğu için mi destek alamıyor? Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, HaberTürk’te Gündem programında ilginç açıklamalar yaptı. Bakan 11 Mayıs’taki programda özetle şöyle söyledi:

“- Özel tiyatrolara verilen destek içinde “enerji kaynaklı gelirleri artıracak bir önlem” olarak dolaylı enerji desteği verdik.

- Özel tiyatroların destek almak için “Tiyatro Belgesi” alması gerekiyor, kriterleri özel tiyatrolarla birlikte belirliyoruz.

- Özel tiyatrolarla ilgili kararları sektörden tiyatrocularla birlikte alıyoruz, komisyon istediği zaman toplanıyor.

- Basında sadece 1 tiyatronun ismini görüyorum. Hep aynı tiyatro. 490 tiyatro uymuş, 491.’de mi sıkıntı çıkmış?

- Aykırı bir hareket içinde durmuş, bizden belge almamakta inat ediyor. Niyeti siyasi geliyor. Sorunun tiyatro olduğunu sanmıyorum orada.”

MESELE NASIL BAŞLADI?

Hafıza bu tip durumlardaki en iyi ilaç. Öncelikle mesele nasıl başladı, ona bakalım. Moda Sahnesi her yıl olduğu gibi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na destekten yararlanmak için başvurdu ve “yetersiz” bulunarak reddedildi. Ret gerekçesi ilgili yönetmeliğin 8. maddesi olarak açıklandı. Moda Sahnesi haliyle, “neyin yetersiz bulunduğunu” açıkça sordu, süreci daha önce BGST Tiyatro’nun yaptığı gibi mahkemeye taşıdı.

Moda Sahnesi yalnız da değildi. 8 tiyatro için böyle bir karar verilmişti. Desteklerle ilgili komisyonda yer alan Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Başkanı Ragıp Ertuğrul, bu süreci daha sonra bir röportajda şöyle anlattı:

Moda Sahnesi, BGST, İkincikat, Milli Sanat Tiyatrosu, Baksa Sanat Tiyatrosu, Glow Tiyatro Topluluğu, Özkaya Yapım ve SıfırNoktaİki Prodüksiyon. Biz bu 8 tiyatronun “neden reddedildiğini” sorduk. 8 tiyatroyu ayrıca masaya yatırdık. “Bu 8 tiyatroyu biliyoruz, çok güzel işler yapıyorlar yıllardır” dedik. Değerlendirme Komisyonu’nun Özel Tiyatroları temsil eden diğer iki üyesi ret gerekçelerini şöyle açıkladılar: “Evet, biz de bunu kabul ediyoruz, ama duygularımız hayır diyor. Çünkü Türk örf ve adetlerine, geleneklerine aykırı oyunlar sergiliyorlar.” BGST için ise başka bir gerekçe sundular: “BGST zaten Kültür Bakanlığı’nı destekler konusunda mahkemeye verdi, dava hala devam ediyor. Bu dava ortadayken onlara destek verilemez, bu nedenle onu da reddediyoruz” dediler. Evet, aynen böyle söylediler!”

Röportajın tamamını Tiyatro... Tiyatro Dergisi’nden okuyabilirsiniz.

Hani “siyasi” değildi? Hani tüm kararlar mutabakatla alınıyordu? Komisyona iktidar yanlısı temsilciler alıp, onlar eliyle muhalif tiyatroları susturmak, desteksiz bırakmak değil mi bu? Hele hele “dava açtı” gibi bir gerekçeyle “intikam” almak?

ENERJİ DESTEĞİ MESELESİ NE OLDU?

Sonra ne mi oldu? Özel tiyatrolara verilen destekten “istemediği” ya da “belge almadığı” için değil, komisyonun “yetersiz” kararı ve komisyon üyesinin aktardığı “açık siyasi tutum” ile mahrum bırakılan Moda Sahnesi çalışmalarına devam etti, hukuki süreç başlattı.

Yıl başında gelen zamlarla elektrik faturası 7 bin liradan 20 bin liraya çıkınca, Moda Sahnesi’nin adını bir kez daha gündeme geldi. #Ödemiyoruz dediler. Elektrikleri defalarca kesildi, elektriksiz oyunlar sahnelediler. Kamuoyunda tepkiler yükselince, Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy 25 Şubat’ta “özel tiyatrolara enerji desteği vereceklerini” ilan etti.“Kimlere, ne zaman, nasıl?” gibi sorular havada kaldı. Sonrası derin bir sessizlik.

Şimdi Bakan Ersoy diyor ki; “özel tiyatrolara verilen desteğin içindeki enerji gelirlerini artıracak” bir önlem almışlar. Böylece enerji desteği vermişler. Kime, ne kadar verildi? Nasıl bir formül uygulandı, bilgi yok.

ASLANLARIN TAKTİĞİ VE SARI ÖKÜZ HİKAYESİ

Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, çok eski bir yönteme başvuruyor. 490’ı uyumlu, 1’ini aykırı ilan ediyor. Bunu yaparken de “490 tiyatronun şahitliği”ne sığınıyor. Videosunu izleyin, bunu yaparken çok da iddialı. Açıkçası bu konuda Moda Sahnesi, özellikle de Kemal Aydoğan çok konuştu. Ben yazılar yazdım, programlar yaptım. An be an izlemeye çalıştım. Varılan noktada “Kemal Aydoğan’a “Tiyatro Belgesi nedir? Sizde var mı? Aykırı mısınız?” diye sorasım yok hiç. “Sözün tamamı aptala söylenir” derler. Öyle bir aptallıkla karşı karşıya olduğumuzu sanmıyorum. O yüzden sadece bir hikâye anlatacağım; ibretlik temaşa olsun diye, “Sarı Öküz”ün hikâyesini:

“Vakti zamanında geniş otlaklarından birinde bir öküz sürüsü yaşarmış. Çevredeki aslanların gözü sürekli öküzlerdeymiş. Ancak öküzler saldırıyı hissettikleri an, bir araya gelir, aslanların hevesi kursağında kalırmış. Gel zaman git zaman, aslanlara küçük havyanlar yetmez olmuş. Sonunda aslanlar bir hinlik düşünmüş. Topal bir aslan yanına bir iki aslanı da alıp, beyaz bayrakla öküzlere yanaşmış. Öküzlerin lideri Boz Öküz’e ve yanındakilere dönüp tatlı dille anlatmaya başlamış: ‘Saygıdeğer öküz efendiler. Bugün buraya sizden özür dilemeye geldik. Biliyorum bugüne kadar sizlere zarar verdik. Ama inanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. Bütün suç hep o Sarı Öküz'’de. Onun rengi sizinkilerden farklı ve aklımızı karıştırıyor. Biz de saldırganlaşıyoruz. Sizinle bir sorunumuz yok. Verin onu bize, siz kurtulun, yine barış içinde yaşayalım.’

Öküzlerin başı Boz Öküz ve heyeti bu sözler üzerine aralarında tartışmış ve teklifi haklı bulmuşlar. Sonuçta 1 öküze karşı, kalan tüm öküzlerin çıkarı! Sarı Öküz''ü vermişler aslanlara. Bir tek Benekli Öküz karşı çıkmış ama kimseye derdini anlatamamış.

Biraz vakit geçmiş, bu sefer aslanlar yine beyaz bayrakla gelip, Uzun Kuyruk’u istemişler: ‘Gördünüz mü ne kadar barış severiz. Sizi de kararınızdan dolayı kutlarız. Ancak, şu sizin Uzun Kuyruk var ya, kuyruğunu salladıkça aklımızı başımızdan alıyor. Kendimizi zor tutuyoruz. Verin onu bize, barış içinde yaşayalım.’

Boz Öküz ve heyeti, Uzun Kuyruk'u da vermiş. Yine sadece Benekli Öküz karşı çıkmış. Uzun Kuyruk aslanlara yem olmuş. Her seferinde yok boynuzu, yok kulağı, yok boyu posu derken öküzler birer birer aslanlara yem olmuş. Öküzlerin sayısı iyice azalınca aslanlar artık bahane de söylemez olmuş, ‘Verin bize şunu...’

Sonunda Boz Öküz ve birkaç öküz kalmış geride. İçlerinden biri “Ne oldu bize, nerede kaybettik biz bu savaşı? Oysa, vaktiyle ne kadar güçlüydük” diye sormuş. Boz Öküz, Benekli Öküz’ün çırpınışlarını hatırlamış ve demiş ki: Sarı Öküz’ü verdiğimiz gün kaybettik.”

SON SÖZ NİYETİNE...

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un canlı yayında söyledikleri ortada. Sezonun başından beri, pandeminin başından beri gün be gün yaşananlar ortada. O öyleymiş, bu böyleymiş; bir büyüğümüzün dediği gibi "umrumda değil" açıkçası.

Aklımda bir çift soru var; ona soracağım, Benekli Öküz nerede?