Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel konuk olduğu Fatih Altay'lının programında;İ Türkiye'deki sığınmacı meselesiyle ilgili olarak, "Suriye ile arka kapı diplomasisi yürütüyoruz Önümüzdeki günlerde eğer ayarlayabilirsek, bu yaz içinde gidip Esad ile görüşmeyi düşünüyorum. Ülkelerinin dönüşe rıza göstermesi, teşvik etmesi, bizim teşvik etmemiz ve kaynak bulmamız lazım" dedi.

"Suriye ile arka kapı diplomasisi yürütüyoruz" 

Suriye ile sempatik kanaldan temas ediyoruz. Arka kapı diplomasisi yani... Önümüzdeki günlerde eğer ayarlayabilirsek, çok uzun vadede değil, bu yaz içinde gidip Esad ile görüşmeyi düşünüyorum. Aslında Erdoğan da 'istihbaratçılarımız görüşüyor, bunu diplomatik temaslara çevirebiliriz' diyordu. Biz de burada kilitli kapıyı açabilir miyiz diye bir arka kapı diplomasisi üzerinden temas yürütüyoruz, olumlu da gidiyor. Önümüzdeki 1-1,5 ay içinde olabilirse Esad ile bir görüşme yapacağım. Öncesinde de Sayın Erdoğan ve Dışişleri Bakanı ile de görüşebilirim. Türkiye ile bir masaya oturulsun ve sığınmacı sorunu, senin de iç savaş sorununu çözecek adımlar atılsın. Bir Rusya bir de Amerika tarafı var tabii ki, onu da AB katkısı ile hep beraber çözeriz. 

Türkiye'nin de özendirici şeyler yapması lazım. Belki, Türkiye'de doğan 1 milyon çocuklar için vizesiz dolaşım hakları verilebilir. Bugünden baktığında zaten 10 milyon kişi burada kalırsa 25 milyon olacaklar. Bu çocukların Türkiye'de okuma, gezme, tatil yapma hakkı olsun. Bir çare düşünülmeli, bir paket hazırlanmalı. Biz bu paketi hazırlıyoruz. Trenlere bindirip yollayacağız diyorlar, yok öyle bir şey. Ülkelerinin buna rıza göstermesi, teşvik etmesi, bizim teşvik etmemiz ve kaynak bulmamız lazım. Esad ile görüşmeden olmaz. Sen sürüyorsun onları o da dedi ki gelirlerse kimyasal silah kullanacağım, nasıl göndereceksin?

"Esad'dan da olumlu sinyallar geliyor"

İktidar olmadan çözmeye hazırızı, 4 yıl sonra çok daha çözülemez bir hale gelecek. Burada bir ulusal mutabakat kuralım. Esad'dan da olumlu sinyallar geliyor. Hiç değilse bunu denemek istiyoruz.

"Bir kez daha kayıp yaşatırsak, toparlanmak imkansız"

(Gönlünüzde aday olmak var mı?) En doğru aday ben olsam geri durmam. Ama ben yapı olarak partiyi iyi yönetebilecek, sosyal demokratları, solcuları çok daha rahat konsolide edebilecek, sözüne kendi mahallesinin çok inandığı yapıda bir siyasetçiyim, ama bizim biraz daha geniş toplum kesimlerine açılabilecek bir adaya ihtiyacımız var. Ama yarın bu konuda bambaşka biri var denilirse döner hep beraber bakarız. Ekrem Bey de Mansur Bey de 'hayır ben aday olacağım' diyecek biri değil. Türkiye'nin nereden döndüğünü görüyoruz biz. Hukuk ayaklar altında, beka sorunları uyduruyorlar, gençler gidiyorlar. Biz bu ülkeyi bambaşka bir noktaya getirebiliriz. Yeniden demokrasiye kavuşturduğumuzda ülkeye, küçük hesaplarla belki de bin yıl kaybettiririz. 28'inde çok büyük bir felaket yaşadık. Seçmende duygusal kopuş vardı. Ekrem Bey dedi ki 'Ben İstanbul'a bile aday olmam değişim olmazsa' dedi. Ben de, 'İzmir'i bile kaybederiz' dedim. Türkiye'de AKP iktidarı mutlaklaşırdı. Önce değişim, sonra 31 Mart seçimleri gençlerin gözlerini yeniden ışıldattı. Ama bir kez daha bir kayıp yaşatırsak, bir daha toparlanma imkanı yok. Mucize yaşadık hep birlikte.