Siyaset

Erdoğan'dan emekli zammına gelen tepkilere karşılık: Bunların sırtında küfe yok

Kuzey Kıbrıs ziyareti dönüşü konuşan Erdoğan, muhalefete emekli zammına gelen eleştiri üzerinden yüklendi. Erdoğan, "Muhalefet düşünmeden, görüşmeden, konuşmadan 'asgari ücret 17 bin' diyor. Bunların sırtında maalesef küfe yok. Biz ölçüyoruz, biçiyoruz" dedi.

Abone Ol

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs ziyareti dönüşü basın mensuplarının sorularına cevap verdi. İsrail saldırılarından emekli zammına dek Erdoğan'dan sorulara yanıt geldi.

Erdoğan, en düşük emekli aylığına yapılan sefalet ücretini eleştiren muhalefeti hedef alıp, "En düşük emekli maaşının 12 bin 500 lira olacağını açıkladı. Bütün bunlara rağmen muhalefet bakıyorsunuz düşünmeden, görüşmeden, konuşmadan 'asgari ücret 17 bin' diyor. Bunların sırtında maalesef küfe yok. Biz ölçüyoruz, biçiyoruz. Nasıl bu işi ekonomik dengeleri bozmayacak biçimde götürürüz? Buna bakıyoruz, adımlarımızı da buna göre atıyoruz" dedi.

Dendias'a Tepki

Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias'ın Türkiye ile ilgili açıklamalarına tepki gösteren Erdoğan şunları söyledi:

"Zaman zaman Yunanistan’daki popülist figürlerin bu tür söylemlerle iki ülke arasındaki ilişkileri dinamitleme gayretlerine şahit oluyoruz. Biz Yunanistan ile iyi komşuluk anlayışıyla ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz. Tabii bu durum, böylesi hezeyanlara sessiz kalmamızı gerektirmiyor.  Herkesin çok iyi bildiği gibi Türkiye, Kıbrıs Barış Harekatı’nı adından da anlaşılacağı gibi barış için yapmıştır ve bu müdahale neticesinde huzur tesis edilmiştir. O tarihte Kıbrıs’ta hem Rum kesimi hem Yunanistan’daki darbeciler tarafından başlatılan soykırıma Türkiye, net ve keskin bir son vermek için bu harekatı yapmıştır. Yani uluslararası hukukun bize tanıdığı garantörlük hakkı kapsamında bu müdahale yapılmıştır. Türk askeri düşmanına bile zulmetmeyen ama mazlumun hakkını asla çiğnetmeyen şanlı bir maziye sahiptir. Aynı anlayışla bugün de gelecekte de hareket etmeye devam edecektir. Bilsinler ki Mehmetçiğin ayak bastığı topraklarda işgal kültürü değil, huzur hakim olur. Son NATO zirvesinde Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ile konuştum. “Aynı gün ben Kuzey Kıbrıs'ta bulunacağım, orada Kuzey Kıbrıs halkına hitap edeceğim. Öğrendiğime göre siz de Güney’de olacakmışsınız, orada hitap edecekmişsiniz. Herhalde birbirimizi rahatsız edecek herhangi bir açıklama yapmayız” dedim. O da benim gibi düşündüğünü söyledi. Fakat Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias ne yazık ki; farklı bir havada, belli ki Miçotakis ile yaptığımız görüşmeden haberi yoktu, ileri geri açıklamalar yaptı. Onun bir defa kalkıp da Türklerin orada işgalci olduğunu söylemesinden daha densiz, edep dışı bir ifade olamaz. Dolayısıyla, Sayın Miçotakis’in bu bakanına haddini bildirmesi lazım. Bizim çok daha fazla konuşmamıza zaten gerek yok. Konuşacaklarımızı bugün zaten konuştuk. Yolumuza da aynen devam ediyoruz.

Kuzey Kıbrıs Konusu

Kuzey Kıbrıs ile ilgili Erdoğan şunları kaydetti:

"Şu anda Ada’da Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı binasıyla, Kuzey Kıbrıs Parlamento binası inşaatı yapıyoruz. Onları bir göreyim, durum nedir dedim. Her ikisi de muhteşem birer bina oluyor. Allah nasip ederse en geç Kasım ayı ortalarında bitecek. Bu iki bina, başkanlık binasıyla parlamento binası bittiği zaman, yanında da oraya hizmet verecek gayet güzel bir mescit yapılıyor. Herhalde bu üslerden daha önemli bir şey yok. Onlar askeri üs yapıyor, biz siyasi üs yapıyoruz. Çalışmayı en güzel şekilde devam ettireceğiz. Bu arada, tekrar bir kontrole gidip inşaat ne durumda onu görmem lazım. Gördüğüm kadarıyla Kıbrıs taşından hakikaten muhteşem bir eser meydana geliyor. Yani Türkiye gerektiği zamanda gereken adımları atar, yapılması gerekenleri yapar. Adanın huzuruna asla katkı sağlamayacak, gerginlikleri artıracak ve uluslararası hukuk ihlallerine yol açacak adımlardan özenle kaçınmak gerekir. İsrail’deki katliama ortak olmak ne Rumlara ne Yunanistan’a fayda sağlar. Ayrıca gerekirse deniz üssü ve deniz yapılarını Kuzeyde yaparız. Bizim de denizimiz var. Mesela yeni bir doğalgaz gemisi alıyoruz. Sakarya Gaz Sahası’ndaki gaz üretiminde kullanılacak, yüzer gaz işletme platformu gemisi. Yaklaşık 2 ay sonra Türkiye'de olacak. 300 metre boyunda 58 metre genişliğinde. 5 milyon hane halkına yetecek kadar doğalgazı üretecek bu platform belki orada 15-20 yıl kalacak. Adeta bir üs gibi. Önümüzdeki hafta yola çıkıyor ve Türkiye'ye gelecek. Zaten o üssü gördükleri zaman yeter onlara."

Operasyonlara İlişkin Açıklama

"Milli Savunma Bakanlığı uzun süredir 'kilit kapanıyor' başlığıyla Kuzey Irak'a ilişkin operasyonları paylaşıyor. Siz de dönem dönem Irak’ın kuzeyinde PKK varlığının tamamen bitirileceğini belirttiniz. Bu konuda neredeyiz? Bu yaz döneminde bu iş biter mi, ne dersiniz" sorusuna Erdoğan şöyle yanıt verdi:

"Terörle mücadele bir matematik olayı değil. İki kere iki dört diyemezsiniz. Örneğin Pençe Kilit Harekat bölgesinde Piyade Yarbay Abdullah Cem Demirkan kardeşimiz yaralandı. 15 gün yaralı olarak kaldı ve maalesef şehit oldu. Bunların hepsinin intikamını alıyoruz. Faturayı çok ağır ödüyorlar, ödemeye de devam edecekler. Ama bilsek ki terörle mücadele bir matematik olayıdır, kalkarız açıklamayı da ona göre yaparız. Dolayısıyla da terörle mücadelemiz sonuna kadar devam edecek. Önünde sonunda kazanan inşallah yine biz olacağız. Artık onları bekleyen son yakındır. Bu ülkenin insanlarına çektirdikleri acıların hesabı soruluyor. Terör meselesini kökünden bitireceğiz. Sağa sola koşturmaları, destek arama çabaları da bu yüzden. Ne yaparlarsa yapsınlar fayda göremeyecekler. Bu ülkenin insanlarına yaşattıklarının hesabını öyle ya da böyle veriyorlar. Askerimiz, polisimiz, istihbaratçılarımız sahada ve onların güçlü nefesini sürekli enselerinde hissediyorlar. Burunlarını dahi çıkartamadıkları mağaralar onları koruyamayacak."

İsrail Saldırıları

İsrail saldırıları için Erdoğan şunu söyledi:

"Uluslararası Adalet Divanı aynı zamanda İsrail’i tazminata mahkum etti. Miktarını henüz açıklamadılar. İsrail zaten bugüne kadar Uluslararası Adalet Divanı'nın verdiği kararların hiçbirini uygulamadı. Çünkü yanında başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere, Batı var. Biz şu anda Uluslararası Adalet Divanı'na karşı dünyanın değişik birçok ülkesiyle birlikte gerekli baskıyı yapıyoruz ve buna devam edeceğiz. İspanya'nın duruşu burada çok çok önemliydi. Finlandiya'nın, Norveç'in tüm bunların duruşları önemliydi. Biz bu işi takip edeceğiz, kovalayacağız ve en sonunda inşallah burada bir netice alacağız diye düşünüyorum. İsrail durdurulmalıdır. Bunu sağlamak hepimizin görevidir. İsrail’e destek olarak, mazlum Filistin halkının yıllardır yaşadığı sistematik zulmü görmezden gelerek bir yere varmak mümkün değildir. İsrail yaptıklarının cezasını çekmeli, bu ceza bir daha kimsenin böylesi bir zulmü aklından geçirememesini sağlayacak kadar ibretlik olmalıdır. Umarım bu karar ve bundan önce alınan ve İsrail tarafından uygulanmayan kararlar uluslararası toplumda bir uyanışı beraberinde getirir. Filistinlilerin acılarına alışmamalı, onların durumunu olağan görmemeliyiz. Her yeni günde daha çok artan bir tonda sesimizi zulme karşı yükseltmeliyiz. Bu bizim insani görevimiz, tarihe borcumuzdur. Bugün takınılan ya da takınılmayan her tavır tarihe geçmektedir. Herkesi tarihin doğru tarafında durmaya bir kez daha davet ediyorum."

ABD ile İlişkiler

"Trump zaten daha önce bir dönem görev yaptı ve siz onunla çalıştınız. Sonrasında da Biden seçildi ve onunla da bir süre çalıştınız. Şimdi Trump'ın yeniden anketlerde önde gittiğini görüyoruz, ki siz de kendisiyle görüştünüz. Türkiye-Amerika ilişkileri bağlamında önümüzdeki süreçle ilgili, Türkiye için iyi günler gelecek ifadesi kullandığınız için soruyorum. Daha iyisini bekliyor muyuz bugünkünden" sorusu üzerine şunları kaydetti:

"Bu konuya şimdi girmem pek doğru olmaz. Çünkü yapacağımız çok ilginç çalışmalar var. Geçen hafta çarşamba günü Macar Başbakanı Viktor Orban konuğumuzdu. Görüşmemizden sonra da “Trump'la bir akşam yemeği yiyeceğiz” dedi. Bu arada aynı zamanda da NATO zirvesi devam ediyordu. Ertesi gün Viktor Orban’ı yoğun bir şekilde eleştirmeye başladılar. “Yok şöyle dedi, yok böyleler, biz Viktor'un dediklerine katılmıyoruz, söyledikleri doğru şeyler değil” dediler. Sayın Orban malum Moskova'ya gitti, eleştirdiler. Çin'e gitti aynı şekilde eleştirdiler. Ardından Şuşa'daki toplantıya katıldı, eleştirdiler. Şimdi de Macaristan’ı AB dönem başkanlığından nasıl alırız, bunun hesabı içindeler. Bize de düşen şu anda sabır. Bu sabırla birlikte de inşallah gereğini vakti saati geldiğinde birlikte yaparız. Sayın Trump ile kendisine yapılan suikast girişimini konuştum. Kendilerini alçakça saldırı karşısında demokrasinin yanında durmaları nedeniyle tebrik ettim. Biz demokrasinin tarafındayız ve ülkelerin geleceklerine halkların özgür iradelerinin karar vermesinden yanayız."

Emekli Zamlarına Eleştiri

Muhalefetin emekli zamlarına ilişkin eleştirisi için Erdoğan şunları söyledi:

"Bizler toplumumuzun her kesimi gibi emeklilerimizin de daima yanındayız. Emeklilerimizi enflasyona ezdirmemek için azami gayret gösteriyor, elimizden gelenin daha fazlasını imkanlar nispetinde yapıyoruz. Eldeki imkanlar dahilinde en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Engelleri aşmayı kendimize şiar edinmiş bir iktidar olarak sürekli tüm vatandaşlarımızın refahını artırmak için sürekli yeni yol haritaları oluşturuyoruz. Ekonomik istikrardan taviz vermeden, popülizm tuzaklarına düşmeden en rasyonel adımı nasıl atarız anlayışı içinde hareket ediyoruz.

Aslında Grup Başkanımız Abdullah Güler gerekli açıklamaları yaptı. En düşük emekli maaşının 12 bin 500 lira olacağını açıkladı. Bütün bunlara rağmen muhalefet bakıyorsunuz, düşünmeden, görüşmeden, konuşmadan “asgari ücret 17 bin” diyor.

Bunların sırtında maalesef küfe yok. Biz ölçüyoruz, biçiyoruz. Nasıl bu işi ekonomik dengeleri bozmayacak biçimde götürürüz? Buna bakıyoruz, adımlarımızı da buna göre atıyoruz. Onun için de yeni yasama döneminde inşallah bu konuyu gündeme alacağız. O şekilde de yola devam edeceğiz. Grup başkanımız ne açıkladıysa gündemimizde o konular var, gerisi söylentiden ibaret."