MEDYA

Gazeteciler, “Basın Özgürlüğünün Türkiye Sorunu Çalıştayı”nda buluştu

Gazeteci Dayanışma Ağı, Şişli Nazım Hikmet Kültür Merkezi Abidin Dino Salonu'nda 'Basın Özgürlüğünün Türkiye Sorunu' Çalıştayı düzenliyor.

Abone Ol

HABER: FATOŞ ERDOĞAN

Çalıştayın açılış konuşmasını yapan gazeteci Derya Kap, Türkiye’de basın özgürlüğü sorununun Osmanlı’dan bugüne basın tarihi ile yaşıt olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“Ancak son yıllarda basın özgürlüğü karnemiz giderek kötüleşiyor; tablo fecaat… Önümüzde yasalaşma ihtimali olan ve dezenformasyonu önlemeyi amaçladığı iddia edilen ama aslında halkın haber alma hakkını elinden alma riski olan Sansür Yasa teklifi var. Keza, gazetecilerin özlük hakları ve çalışma koşulları sorunu var. Gazeteciler, artık ‘Nasıl daha iyi gazetecilik yapabiliriz?’ kaygısının yanında, ‘Nasıl hayatta kalabiliriz?’ tedirginliğiyle mesleklerini icra etmeye çalışıyor. Gazeteciler mesleklerini icra ederken şiddete maruz kalıyor; gazetecilik faaliyetlerinden ötürü yargılanıyor, tutuklanıyor; koğuşlarda kamera ile izleniyor. 16 Kürt gazeteci arkadaşımız gazeteci oldukları için 3 aydır tutuklu. Özellikle kadın gazeteciler, daha da çok şiddete ve tacize maruz kalıyor. Yine, medyanın sermaye yapısında yaşanan dönüşüm, bağımsız medya için bizi alternatif finans modellerini düşünmeye zorluyor.

Tüm bu sorunlara ek olarak, son yıllarda artan etik dışı uygulamalar, nefret söylemi ve ırkçı dil, bizim bu Çalıştay’da konuşmak ve tartışmak istediğimiz 4 temel başlığı oluşturuyor. Bugün, çok değerli konuşmacılar ve siz değerli katılımcılarla bu sorunları masaya yatıralım; Ekim’de Meclis açılmadan önce Basın Yasası’nda yapılacak değişiklikler için siyasilere çözüm önerilerimizi hep beraber sunalım istiyoruz. Burada yer alan siz değerli katılımcıların çeşitliliği sayesinde umuyoruz ki verimli bir çalıştay olacak ve buradan somut önerilerle ayrılacağız.”

‘SEDAT PEKER KONUŞACAK İKTİDAR DEĞİŞECEK DİYE BİR BEKLENTİ VAR’

Sosyal Medya Yasası konulu ilk oturumda TİP Milletvekili Ahmet Şık, Akademisyen Can Ertuna, Av. Veysel Ok konuştu.

TİP Milletvekili Ahmet Şık, ekim ayında Meclis gündemine gelecek olan sosyal medya yasasını değerlendirdi.  “İyi bir şey gelmeyecek çünkü bu rejimden halk yararına bir şey çıkmayacak” ifadelerini kullanan Şık, “Meclis kapanmadan önce çok tartışıldı. Ne yaptığımıza dair sorular sormamız gerekiyor. Son haftaya kadar kimse ses çıkarmadı. Meslek örgütleri de öyle. Bir mücadele sonucu iktidar bunu ertelemedi. Kendi çıkarları doğrultusunda hareket ediyor. Bu yasa haber alma hakkının önüne geçmeyi önleyecek bir yasası tasarısı. Bu yurttaşları da ilgilendiriyor. Yurttaşın her türlü haber hakkını gasp ediyor. Buna benzer uygulamalar büyük bir sessizlikle karşılaşılıyor. İnsanların güveneceği bir odağı olmaması da sorun” dedi.

Sosyal medya yasa tasarısı çıkması halimde iktidar yanlısı haberler yapan medyanın da etiketleneceğini belirten Şık, şöyle devam etti: “Herkes tutuklanır. Buna rağmen niye ihtiyaç duyuluyor. Sosyal medyada bir dolu şey ortaya seriliyor ama bir şey olmuyor. Sedat Peker konuşacak iktidar değişecek diye bir beklenti var. Sosyal medya yasası, bu ifşaatları haberleştiren ya da buna ilişkin sosyal medyada yorum yapanlar gözaltına alınacak. Ne yaparız kısmını kendimize sormamız lazım. Basın meslek örgütleri son haftaya kadar ses çıkmadı. Türkiye’de bir mesele olup bittikten sonra refleks gösterme hali var. Mesele olana kadar sessizlik hali var. Artık haber yapma hakkı değil, yurttaşlar için artık haber olma hakkının kasvetli olacağı bir dönem başlıyor.”

‘DEZENFORMASYON YASASI BİR NOKTADAN SONRA KONTROL EDİLEMEZ BİR CANAVARI DOĞURACAK’

Gazeteci ve akademisyen Can Ertuna, dezenformasyon yasasının dezenformasyonun artıracağına dikkat çekti. Ertuna şunları sözlerine şöyle devam etti:

“Bunun bugünün olayı olmadığımı görmek gerekiyor. Tuğla tuğla tamamlamam bir duvar. Büyük bir paketin bir parçası. Dezenformasyon yasası seçimlerde engel teşkil edebilir ama bir noktadan sonra kontrol edilemez bir canavarı doğuracak. İnternetin fişini çekmek haberleştirmeyi engellemez, haberleşmenin şeklini değiştiriyor. Bilgi akışı yine olacak. Bilgi akmaya devam edecek. Bilgi yer altına inebilir ve bu daha tehlikeli. Bunları doğrulamak, editoryal biz süzgeçten geçirmek, kamu yararı haline getirmek zor olacak. Burada oturan herkes sosyal medya paylaşımı bu madde kapsamında soruşturmaya uğrar. Basın kartları meselesi önemli bir tartışma konusuydu. Bundan yetkili olan iletişim başkanlığı Tuğrul Eryılmaz’ın kartını iptal etti.”

‘SADECE GAZETECİLER İÇİN ÇIKAN BİR KANUN DEĞİL’

Medya ve Hukuk Çalışmaları Eş Direktörü Veysel Ok, sosyal medya kullanıcıların nasıl etkileneceğini şöyle anlattı:

“Kanunu incelediğimizde burada herkes etkilenecek. Sadece gazeteciler için çıkan bir kanun değil. Ama sadece gazeteciler itiraz ediyor. MLSA olarak tüm ifade özgürlüğü davalarını izliyoruz ve raporluyoruz. Bu raporlar bile dezenformasyon kanununa tabi olacak. Adalet Bakanlığı bize siz yanlış bilgi veriyorsunuz, yargıyı aşağılıyorsunuz diyebilir ve MLSA’yı kapatabilir. Türkiye İnsan Hakları Vakfı işkence raporları yayınlıyor. Bu da o kanun kapsamına girecek. Kılıçdaroğlu kendi Twitter’ında video yüklüyor bu videolar da bu kanun kapsamında olacak. Ama sadece gazeteciler buna karşı çıkıyor. Bilgi alma hakkının tabutuna son çivi çakılacak. Tasarıda iktidar ile sosyal medya şirketleri arasında muhataplık geliştirecek ve olağanüstü bir durumda ortak karar almayı planlayacak. Nedir bu. Bana göre iktidar aleyhi olan bir durumda ‘kapatın’ diyecek. Budur. Benim aklıma başka bir şey gelmiyor. Bu şirketlerle ortaklaşma sansürün bir parçası olmak demek. Türkiye’de çekilme durumu var ve umarım çekilirler. Bu kanun kurulursa burada olmanızın hiçbir anlamı yok.

Tekzip meselesi var. Biz haber okuyamayacağız. Üç gün boyunca aynı sayfada kalacak. Artı Gerçek. Gazete Duvar bunlar hepsi tekziple dolacak. Seri tekzipler uygulanacak. Bu çok ciddi bir mesele. Bu kanun çıkarsa yolsuzluk videosu ya da dosyası yayınlayamayacak. Hepimizin damarı kesilecek. Akademi de bitecek çünkü tez yayınlanamaz. Basın İlan Kurumu büyük bir rant merkezi. Trol siteler olacak ve bu pastadan pay alacağını göreceğiz. Bir nevi rant paylaşma aracı olacak. BİK kimin gazeteci olduğunu kimin gazeteci olmadığına karar verecek. Herkesin gözü kılacağı açık olsun. Siyasi partiler baskı yapması gerekiyor.”

Çalıştay Programı şöyle:

1. Oturum: Sosyal Medya Yasası

Moderatör: Nurcan Çalışkan

Konuşmacılar:

Ahmet Şık | TİP Milletvekili, Gazeteci

Can Ertuna | Akademisyen, Gazeteci

Veysel Ok | Avukat, MLSA

2. Oturum: Özlük hakları ve Çalışma Koşulları 

Moderatör: İzel Sezer 

Ülkü Şahin | TGS Avukatı 

Faruk Eren | DİSK Basın-İş Genel Başkanı 

3. Oturum: Medya Mahallesinde Dönüşüm: Bağımsız Gazetecilik ve Medya Finansmanı 

Moderatör: Sezgin Kartal 

Atakan Sönmez | Gazeteci 

Çağrı Sarı | Gazeteci 

Gökçer Tahincioğlu | Gazeteci 

4. Oturum: Etik ve Medyada Irkçılık

Moderatör: Derya Kap

Prof. Dr. Yasemin Giritli İnceoğlu | Akademisyen, Yazar

Prof. Dr. Süleyman İrvan | Akademisyen

Doç. Dr. Erkan Saka | Akademisyen