Independent Türkçe'nin haberine göre; gök cisminin buzlu kabuğunun üzerinde yumuşak ve tüy benzeri malzemeler tespit edildi. Araştırmacılar bunların kar benzeri parçacıklar olduğunu söylüyor.
Yaklaşık 500 kilometre çapında küçük ve donmuş bir gök cismi olan Enceladus büyük bir yeraltı okyanusuna sahip.
Öte yandan gök cismi, Güneş'ten çok uzakta yer aldığı için bu okyanusların üstü kalın bir buz tabakasıyla örtülü.
Ancak yeni araştırmaya göre bu okyanusu örten tek tabaka, buz tabakası değil. Cismin yüzeyi aynı zamanda kar benzeri yumuşak parçacıklarla dolu.
Bu parçaların, gök cisminin derinliklerine uzanan devasa buzlu gayzerlerden fışkırdığı düşünülüyor. Buna göre söz konusu fışkırmalar, yüzeyde çok miktarda yumuşak parça biriktirdi.
Gayzerlerden fışkıran daha küçük ve hafif parçacıkların da uzaya fırlatıldığı ve Satürn'ün devasa halkalarına katkıda bulunduğu belirtiliyor.
Hakemli bilimsel dergi Icarus'ta yayımlanan bulgular gök cisminde tahmin edildiğinden daha fazla tektonik aktivite olduğu anlamına geliyor.
Öte yandan araştırmacılar, bu yumuşak parçaları kar olarak adlandırmak yerine "regolit" diye tanımladı.
ABD'deki Ulusal Hava ve Uzay Müzesi'nden gezegenbilimci Emily Martin, bunlara "bildiğimiz anlamıyla kar denemeyeceğini" belirtti.
Aynı zamanda araştırmanın da başyazarı olan Martin, "Enceladus'un yüzeyinde tespit ettiğimiz malzeme, Dünya'daki karın aksine atmosferden üretilmedi" ifadelerini kullandı: "Ancak, bu parçacıkların yüzeye düşme şekli karı andırıyor ve bence uygun bir benzetme."
Bunun yanı sıra Enceladus'taki yumuşak malzemenin Dünya'daki karla aynı bileşime sahip olmama ihtimali de var.
Fütürizm'e konuşan Martin, "Bu malzemenin fiziksel özellikleri halen tam olarak anlaşılamadı" dedi.
Gökbilimcilere göreyse Enceladus'taki bu tuhaflıkların daha iyi anlaşılması son derece önemli.
Zira uyduyu kaplayan okyanusta yaşamın oluşması için gereken materyallerin bolca bulunduğu tahmin ediliyor.
Bu da Enceladus'un mikroskobik ölçeklerde de olsa Dünya dışı yaşam barındırabileceği anlamına geliyor.