TEKİRDAĞ

"Siyasi iktidarın takdirine bırakacak hiçbir canımız yoktur"

Tekirdağ'da sokak hayvanlarına yönelik yasa tasarısına karşı düzenlenen eylemde, hayvanları asılsız bahanelerle öldürme yolunu açan yasanın TBMM Genel Kuruluna gönderilmemesi ve derhal geri çekilmesi çağrısında bulunuldu.

Abone Ol

Haber: Serap Cömertoğlu İşcan

Tekirdağ'da hayvan hakları savunucuları sokak hayvanlarının uyutulmasına yönelik yasa düzenlemesine karşı eylem gerçekleştirdi.

Süleymanpaşa ilçesinde Köprübaşı mevkiinden Hasan Ali Yücel Meydanı'na  pankatlarla, sloganlar eşliğinde yürüyen yüzlerce hayvan hakları savunucusu, yasanın geri çekilmesini talep etti.

Grup adına konuşan Tekirdağ Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Bedia İlerler, çözümden, vicdandan ve hakkaniyetten uzak, kan kokan bir tasarı üzerinden hayvanların yaşam hakkını tartışma konusu yapanların tarihte utançla anılacağını ve hiçbir zaman affedilmeyeceğini söyledi.

TEK SORUMLU YASAYI YERİNE GETİRMEYEN BAKANLIK VE BELEDİYELER

Artış gösteren popülasyonun tek sorumlusunun yasayı yerine getiremeyen ve getirmek istemeyen Bakanlık ve belediyeler olduğunu aktaran İlerler,  söz konusu bedelin hayvanlara ödetilmeyeceğini vurguladı.

" Bakanlığından belediyesine, siyasetçilerinden memurlarına 20 yıldır hiçbir sorumluluğunu yerine getirmemiş siyasi iktidarın takdirine bırakacak hiçbir canımız yoktur, vermediğiniz canı alamazsınız" diyen İlerler, bahanelerler öldürebilmenin yolu açıldığına dikkat çekti.

İlerler, "mevcut yasada sokaklarda, kamusal alanlarda gönüllülerin kontrolü altında bakılan hayvanlar sahipsiz hayvan sayılmamışken, bu yasa teklifinde  sokakta, kamusal alanda bakılıp beslenen hayvanlar sahipsiz hayvan kabul edilerek teklifin devamı maddelerinde yapılan düzenlemeler gereği, sağlıklı, kimseye bir zararı olmayan, insanlarla dostça yaşayan bu hayvanların da sokaklarda bakılması yasaklanmış, sahipsiz hayvan sayıldıkları için belediyeler tarafından toplatılıp çeşitli bahanelerle öldürülebilmelerinin yolu açılmıştır" dedi.

SOYKIRIM BOYUTUNA ULAŞACAKTIR

Sokaklarda hayvansever yurttaşların bakım ve kontrolü altındaki zararsız  köpeklerin de sahipsiz hayvan sayılarak, barınaklara hapsedileceğini aktaran İlerler,  "yeterli kapasitede barınak bulunmadığı için de çeşitli bahanelerle topluca öldürülebilecektir.  Yani bugün yaşananlar soykırım boyutuna ulaşabilecektir. Geçici hayvan barınakları, ömür boyu kalacakları hapishaneler haline getirilecektir" şeklinde konuştu.

 Tekirdağ genelinde barınakların kapasitesinin bin 955 olduğunu hatırlatan İlerler,  kentin tamamında, kısırlaştırılmış köpek sayısının 6 bin 514, kısırlaştırılmamış köpek sayısının ise 14 bin 352 olduğunu belirterek, " Yani barıkanlara toplayın dedikleri köpek satısı 20 bin 866’dır.

Toplam kapasiteyi düşersek, 18 bin 911 köpeğin toplanıp, barınaklara kapatılması istenmektedir. 18 bin 911 köpeği, bin 955 kapasiteli barınaklara nasıl sığdıracaksınız?Hiç kimse bize yaşamı boyunca barınaklarda bakılacak demesin. Hiç inandırıcı değil. Öldüreceksiniz" dedi.

TOPLUMSAL BARIŞI ZEDELEYECEK

Alt yapısı hazırlanmadan TBMM’ye sunulan, yaşatma temelli iyi niyetli çözüm yolları hiç uygulanmadan ortaya atılan yasa değişikliğinin, toplumsal barışı da ağır şekilde zedeleyeceğini vurgulayan İlerler, şunları paylaştı: "Yasa gerekçesinde sokak hayvanı karşıtı ve yandaşı olan insanlar arasında çatışma olduğu ileri sürülmüş olup, bu yasa hayata geçirildiği takdirde bu çatışmanın boyutları kontrol edilemez hale gelebilecektir. 

İki  gün önce arayan bir arkadaşım kendisini şikayet eden yan komşusu yüzünden Zabıtanın geldiğini söyleyerek beni aradı. Ağlayarak; “benim köpeklerimin chipleri var. Aşıları var. Karneleri var. Bir şey olmaz değil mi? Ne olur bana yardım edin” dedi. Hatta gelen Zabıtaya , üstelik sokaktakileri de besliyor diye şikayetini katmerlendirmiş.   Yasa henüz çıkmamış olmasına rağmen, şimdiden insanları karşı karşıya getirmiş durumda"

Evlerde bakılan hayvanlar için de bir düzenleme yapılmadığına dikkat çeken İlerler, "Unutulmamalıdır ki kediler ve köpekler evcil hayvanlardır, insanların desteği ve bakımı olmadan yaşamlarını sürdürmeleri imkansızdır.  Onların evleri doğdukları, bakıldıkları sokaklardır. Sokaklarda kontrol edilebilir sayıda kedi ve köpek olmasının hiç kimseye zararı olmadığı, tam tersine onların sokaklarımızın koruyucusu oldukları dikkate alınmalıdır" dedi.

 “Ötanazi kelimesinin Türk Dil Kurumundaki sözlük anlamının ölme hakkı  olduğunu sonradan fark etmiş olacaklar ki, bu sözcüğü kaldırıp, Veteriner Hekimler Yasası çerçevesinde uygulama yapılacağını belirterek hafifletmeye çalıştılar. Ama sonuç yine ölüm olacaktır"  diyen İlerler, ama Türk Veteriner Hekimleri Birliği yaptığı açıklamada, yasa çıksa bile uygulamayacaklarını altını çize çize söylediğini hatırlattı.

KATLİAMA DAVETİYE ÇIKARTMAK

Mevcut yasada hayvan öldürmek yasak olmasına rağmen bazı belediye barınaklarındaki katliam haberleri ayyuka çıkmışken, amacı zaten hayvanlardan kurtulmak olan kötü niyetli belediyelere öldürme yetkisi verilmesinin tam anlamıyla katliama davetiye çıkartmak olduğunu aktaran İlerler, şunları kaydetti:

"Ayrıca, toplum içinde sokak hayvanlarına karşı nefret duygularıyla dolu olan, şiddete eğilimli belli zümrelerin durumdan vazife çıkararak hayvanları öldürmeye başlamaları uzak bir ihtimal olarak görülemez. Toplumun belli kesimlerinde hayvanlara yönelik bir sürek avı başlatılması, buna karşı olan grupların da karşı eylemde bulunarak toplumu bir çatışma ve kaos ortamına sürüklemesi tehlikesi de göz ardı edilmemelidir.   

Hiçbir yasa ile sokaklarda sıfır hayvan sayısına ulaşılması mümkün değildir. Hele de öldürerek sokaktaki hayvan nüfusunu yok etmek imkansızdır. 

Ne tezattır ki, popülasyonun en önemli artış sebeplerinden olan yasal ve yasa dışı üretime dair hiçbir düzenleme yapılmamıştır 9/7/2021 tarihli 7332 sayılı Yasa ile getirilmiş olan ve bakımevi kurulması için Büyükşehir belediyelerine, il belediyelerine ve nüfusu yetmiş beş bini aşan belediyelere 31/12/2022, diğer belediyelere ise 31/12/2024 tarihine kadar süre tanıyan Geçici 4. Maddedeki bu süreler 31.12.2028 tarihine kadar uzatılmıştır.  

Kedi-köpek sahiplerinin hayvanlarını kimliklendirmesi süresi 31.12.2025 tarihine kadar uzatılmıştır. 

Söz konusu maddelerde Kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiş olup, alt yapı kurulması için bir hazırlık süresi dahi konulmadan, yasa değişikliğinin derhal yürürlüğe girmesi ile öldürme yetkisini yasal olarak ele geçiren belediyelerin büyük bir çoğunluğunun yapacağı tek şey bu hayvanları öldürmek olacaktır. Oysa,  yerel yönetimlere bakımevi kurmaları için 2028 yılına kadar süre verilmiştir. Bu Kanunun amacı gerçekten de hayvanların barınaklarda rehabilite edilmesi ve sahiplendirilinceye kadar barınaklarda bakılması olsa idi, yürürlük tarihinin de 2028 yılına kadar ötelenmesi gerekirdi.

 Bütün gerekçeleri haksız ve dayanaksız olan ve kötü niyetli yerel yönetimlere ve kötü niyetli insanlara hayvanları asılsız bahanelerle öldürme yolunu açan bu yasa TBMM Genel Kuruluna gönderilmemeli ve derhal geri çekilmelidir.

Bir an önce yasayı meclisten geçirebilecekleri göz önüne alınarak;

 Gönüllü kuruluşlarla iş birliği yapılarak, bütçeden pay ayrılarak ve bağış kampanyaları düzenlenerek ülke çapında derhal kısırlaştırma, aşılatma ve sahiplendirme seferberliği başlatılmalıdır.

Kat Mülkiyeti Kanunu başta olmak üzere hayvan sahiplenilmesine engel olan tüm yasal mevzuatta değişiklik yapılarak sahiplenme engellerinin ortadan kaldırılması sağlanmalıdır. Ve en önemlisi gönüllüler ile yerel yönetimlerin birlikte hareket ederek, güvenli yaşam alanları oluşturmak için bir an önce harekete geçmeleri gerekmektedir

Bizler kimseye merhamet dersi vermek istemiyoruz sadece insan olmaya çağırıyoruz. Bugün mahallede yolunuzu gözleyen dostlarınızın gözlerinin içine bakın her türlü mücadeleye hazır olduğumuzu söyleyin. Onları toplatmayacağımızı söyleyin.


Onları hapsettirmeyeceğimizi söyleyin. Onları öldürmelerine müsaade etmeyeceğimizi söyleyin. Onlara sevgiyle sarılın ve hep sevgiyle kalın."