TEKİRDAĞ

Tekirdağ, katliama karşı yaşam hakkı için tek ses oldu

Tekirdağ’da sendikalar, sivil toplum kuruluşları, Tekirdağ Kent Konseyi ve hak savunucuları, sokak hayvanlarının uyutulmasına ilişkin yasa tasarısı ve Filistin’de ki katliama ilişkin meydanlarda tek ses oldu.

Abone Ol

Haber: Serap Cömertoğlu İşcan

Tekirdağ Kent Konseyi, sahiplenilmeyen sokak köpeklerinin bir ay içinde uyutulması kapsamında planlanan yasal düzenlemeyle ilgili, KESK ise İsrail’in Filistin’deki katliamına ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. Her alanda yaşam hakkının öneminin vurgulandığı basın açıklamasında, Türkiye’de ki yargı pratiği ve yasa yapma pratiğinin, halkı dışladığına dikkat çekildi.

Tekirdağ Barosu, sendikalar, dernekler, çok sayıda sivil toplum kuruluşu, hak savunucuları ile birlikte Tekirdağ Süleymanpaşa Belediye Başkanı Volkan Nallar’ın da yer aldığı basın açıklaması, Hasan Ali Yücel Meydanı’nda düzenlendi.

"KANUNUN RUHUNA TERS"

Tekirdağ Kent Konseyi adına konuşan Tekirdağ Hayvanları Koruma Derneği Başkanı ve Tekirdağ Kent Konseyi Çevre Komisyonu Üyesi Bedia İlerler, hayvanların uyutulmasına ilişkin isteğin, Hayvanları Koruma Kanunun ruhuna ters olduğuna dikkat çekti.

“ İsmi Hayvanları Koruma Kanunu peki bu kanunun neresine öldür emri yerleştireceksiniz?” diyen İlerler, mevcut kanunun uygulanmadığına, denetimlerin yapılmadığı ve yerel yönetimlerin, yükümlülükleri yerine getirmediğini vurguladı.

YEREL YÖNETİMLER KANUNLARA UYMUYOR

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununa göre, yerel yönetimlerin geçici bakım evi kurması, sahipsiz hayvanların tedavisi ve rehabilitasyonunu gerçekleştirmesi, kısırlaştırıp, aşılayıp iyileştikten sonra yaşadığı bölgeye bırakması gerektiğini, yerel yönetimlerin hayvanların sağlığından ve refahından sorumlu olduğunu hatırlatan
İlerler, “Kanuna rağmen ülkemizde yerel yönetimlerin çoğu bu yükümlülüklerini ve hayvanlara, dolayısıyla insanlara karşı olan bu sorumluluklarını yerine getirmemişlerdir. Bizim kentimizde bile verilen yasal süre dolmuş olmasına rağmen, Saray ve Ergene’de barınak henüz yapılmamıştır. Asıl mesele de bu ya, kanun çıkarılmış, sorumluluk verilmiş ama denetim yapılmamış, bütçe ayrılmamış, kanunun gereğini yerine getirmeyenlere yaptırım uygulanmamıştır” dedi.

UYUTMAK ÇÖZÜM DEĞİL SORUN DEVAM EDECEK

Popülasyonun hızının önüne geçilemeyince, tüm günahsız canların katledilmesi için yasal düzenleme yapılmaya çalışıldığını belirten İlerler, şunları paylaştı:
“Çözüm müdür? Değildir. Tüm hayvanları katletseniz bile, kısa bir süre sonra aynı manzarayla karşılaşacaksınız. Çünkü sokak hayvanı diye bir cins yoktur. Kendi eğlencesi, çocuğunun isteği, sürüsünün korunması, fabrikasının korunması vs. için büyük paralar verip, alınan köpekler, insanlar sıkılınca veya artık işlerine yaramayınca sokağa bırakılmış ve birbirleriyle çiftleşerek çoğalmışlardır. Yani sokak hayvanı dediğiniz, bu gün öldürmeye karar verdiğiniz köpekler, bir zamanlar sizin dileye isteye evinize aldığınız, hatta çiftleştirerek yavru sahibi olduğunuz, sonrasında sattığınız, satamadığınızı sokağa saldığınız veya korunmak için aldığınız, elden ayaktan düşünce sokağa attığınız hayvanların soyundan gelmektedir. Ayrıca, merdiven altı üretim durdurulmadıkça, ithalatın önüne geçilmedikçe, bu problemi yaşamaya devam edeceğiz”

MEVCUT UYGULAMA DEVAM ETMELİ

“Topla, kısırlaştır, aşıla, geri bırak” uygulamasının devam etmesini istediklerini aktaran İlerler, “Kısırlaştırmanın pahalı olduğunu söyleyip, öldürmenin yolunu arayanlar bilsin ki, katliam iğnesinin fiyatı kısırlaştırmanın çok üstünde. Bu da, ötenazi uygulamasından daha vahşi uygulamalar yapılabileceği kuşkusu uyandırmaktadır” şeklinde konuştu.

Çözüm önerilerini de aktaran İlerler, şunları aktardı: “Yerel yönetimlerde Veteriner İşleri Müdürlükleri kaldırılarak, Sağlık müdürlükleri bünyesine alındı. Bunun düzeltilmesi gerekli, Büyükşehirlerde, Veteriner İşleri Daire Başkanlığı, diğer belediyelerde Veteriner İşleri Müdürlükleri derhal yeniden kurulmalıdır.Sahipsiz kedi ve köpeklerin sokaktan sahiplenilmesi özendirilmeli, kimlik alınması sırasında yaşanan zorluklar ortadan kaldırılmalıdır. Sokağa terk edilen hayvanlara ilişkin hayvan sahiplerine ciddi yaptırımlar uygulanmalıdır. Kırsal alanlarda tarim işletmelerindeki hayvanlar denetim altına alınmalı, yaşlanınca kente atılmalarının önüne geçilmelidir. Barınaklar, yaşam alanı haline getirilmeli, hayvanları öldürmek yerine güçten düşen, zayıf, engelli hayvanlar hayatları boyunca bu yaşam alanlarında kalmalıdır. Sözün özü, yasalar öldürmek için değil, yaşatmak için çıkartılmalıdır.Makul başka çözümler olduğunu biliyoruz, biliyorsunuz. İçinde bir damla vicdanı olan herkes bu yasa tasarısındaki vahşeti görüyor. Öldürmek çözüm değil. Yaşam hakkı tüm canlılar için kutsaldır. 21. Yüzyılda ülkemizde çözüm diye katliam planlamak ne demek? Hayatlarını zaten dar ettiğimiz sokak canlarının sorununu ortaçağ karanlığını andıran yöntemlerle çözmek istemek , bunu dile getirmek en büyük merhametsizlik ve vicdansızlıktır. Sokaklarımızda yaşayan kent hayvanlarımızın katledilmesine göz yummayacağımızı bilin.Öldüren değil, yaşatan yasa istiyoruz”

Tekirdağ Barosu Başkanı Egemen Gürcün de konuşmasında, Tekirdağ Barosu olarak yaşam hakkının savunucusu olmaya devam edeceklerini vurguladı

“Türkiye’de ne yazık ki yargı pratiği ve yasa yapma pratiği, halkı dışlamaktadır” diyen Gürcün, “Fikirlerimizin, sesli bir şekilde demokratik hak kullanımı çerçevesinde burada toplanılarak ifade edilmesini ben çok kıymetli buluyorum.Burada bulunan Tekirdağ halkını duyarlılığından ötürü kutluyorum. Tekirdağ Barosu’nun her zaman yaşam hakkının savunucusu olduğunu söylemiştik. Biz bu uğurda gereken mücadeleyi emin olun yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Şubeleri adına ise  Eğitim Sen Tekirdağ Şube Başkanı Oktay Özçelik basın açıklamasını gerçekleştirdi.


“FİLİSTİNLİLERİN HAK EŞİTLİĞİNİ TANIMAYAN HİÇBİR ‘ÇÖZÜM’ KABUL EDİLMEMELİDİR”

Savaşı kazananın sadece savaş tüccarları, halkın sırtından zenginleşenler, ülkeyi savaşla, çatışmalarla, toplumsal kutuplaşmalarla ve baskıyla yöneten rejimler olduğunu belirten Özçelik, şunları kaydetti:
“İnsanlık bu barbarlığı durdurmak sorumluluğu ve göreviyle karşı karşıyadır. Ya bu katliamlar ve barbarlık durdurulacak ya da işlenen savaş suçlarına ortak olunacaktır.
Yeni katliamların yaşanmaması, sivillerin ölümüne yol açan saldırıların talimatlarını verenlerin savaş suçları mahkemesinde yargılanmaları için derhal girişimlerde bulunulmalıdır.
İsrail hükümetinin saldırıları durdurulmalı, ateşkes sağlanmalı, insani yardımlara yönelik engellemeler kaldırılmalı, sorunların barış ve diyalog yoluyla çözümü esas alınmalıdır.Halkların güvenlik ve refah içinde yaşamasının tek yolu kalıcı ve adil barıştır.Bunun için; Filistin halkına yönelik abluka derhal kaldırılmalıdır. İsrail işgal ettiği topraklardan geri çekilmelidir. İsrail ile yapılan siyasi, askeri ve ekonomik tüm anlaşmalar iptal edilmelidir. Filistin halkının eşit, özgür bir Filistin’i yaratmak için işgalci Siyonist İsrail’e ve emperyalizme karşı yürüttüğü bağımsızlık mücadelesinin yanındayız. Filistin halkına ekonomik, sosyal her türlü destek sağlanmalıdır. Filistinlilerin hak eşitliğini tanımayan hiçbir ‘çözüm’ kabul edilmemelidir”