Hatay, 6 Şubat depremlerinin ardından neredeyse yok oldu. Kentte yurttaşlar, bir yılı aşkın süredir konteynerlerde yaşıyor. Konteyner kentler düzenli olarak sel baskınlarına maruz kalıyor. Hijyen problemleri de hala devam etmekte. Kendileri gibi depremzelerin yardımına koşan iki bin beş yüz TYP'linin sözleşmesi uzatılmadı. Hatay'dan TYP'lilerin durumunu paylaşan Gazeteci Mustafa Dilek, "Depremin hemen ardından şehri terk etmeyen, eşini, çocuğunu, akrabasını dostlarını evini yurdunu kaybetmiş ve şehrin ayağa kalkması için çalışan 2 Bin 500 personeli işten çıkarmak depremzedeye vurulan onlanca darbe arasında en büyüklerinden biri olacaktır" dedi.

Dilek, Hatay Valisi Mustafa Masatlı'nın TYP'lilere yanıtını da paylaştı. Masatlı, ""İşten çıkartmıyorlar, süreniz bitti, süreniz bitti." ifadelerini kullandı.

TYP'li bir  depremzede, yaşadıkları mağduriyeti de şöyle anlattı:

"Depremin ilk gününden beri tırılardan su mu indirmedik? Gece 9'da 10'a kadar mı çalışmadık? Verilen her görevi başımızda beraber yaparız dedik, yaptık. Hiçbir zaman gocunmadık. Bütün bunlara rağmen ulaşım sıfırken otostopla gidip gelirken kadın olarak çocuklarımızı sokakta bırakmış olmamıza rağmen, çadırda bırakmamıza rağmen karşılığı bu olmamalıydı. Ben vefa ekibindeyim. Vefa ekibi 65 yaş üstü ve engelli vatandaşların hizmetiyle meşgul. Saha çalışanı olarak benim ekibimdeki çoğu anne babasız çocuk büyütüyor şu anda. Hepimizin kadın olarak ayakta durmak zorunda olduğumuz şartlar altındayız biz. Ve bütün o kadınların arkasındayız ve bütün kadınların yanındayız. Çünkü o kadınlar sadece ekime giderdin 6 Şubat'tan depremden beri biz hala sahalardayız. Hiçbir zaman pes etmedik. İşimize gidip gelirken otostop çektik yeri geldi. Yeri geldi çocuklarımızı çadırda sokakta bıraktık. Bunu hak etmiyoruz. Biz burada kadro beklerken bizi buradan işten çıkartıyorlar. Bu demek oluyor ki biz bir hiç sayılıyoruz maalesef. Biz işimizi istiyoruz. Ne yapacağız çoluk çocuğumuzu nasıl yedirip nasıl doyuracağız? Yani imkansızlıklar içerisinde imkan yaratmaya çalışırken yüz üstü bırakıldık. Tek isteğimiz işimiz. İşimizden vazgeçmeyeceğiz. Her ne olursa olsun emeğimizin karşılığını istiyoruz sadece. İstediğimiz tek şey işimiz. Ekmek istiyoruz"