Haber: Sabri Kırdar

Attalos Heykeli önünde yapılan eylemde basın açıklamasını KESK Antalya Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü İlhan Karakurt yaptı. Karakurt gazetecilere, sosyalist partilere ve kurumlara dönük gözaltı - tutuklamalar ile belediyelere yönelik kayyum uygulaması ile halkın korkutulmak ve sindirilmek istendiğini ve asıl amacın tek adam rejiminin geleceğini tahkim etmek olduğu ifade ederek baskılara boyun eğmeyeceğiz dedi.

İlhan Karakurt açıklamasının devamında şunları belirtti;

"KAYYIM BÜTÜN TÜRKİYE'YE ATANMIŞTIR"

2016 yılından bu yana kayyım atamaları bir devlet politikası haline geldiğine tanık oluyoruz. "Bu mesele sadece KAYYUM atanan parti ve belediye başkanlarının sorunu değildir. Bu ülkede yaşayan 85 milyon yurttaşın meselesidir. Aslında  Kayyım Siirt şahsında bütün Türkiye'ye atanmıştır. Her bir yurttaşın seçme ve seçilme hakkına atanmıştır. Bu nedenle birlikte olmak, birlikte itiraz etmek, birlikte mücadeleyi örmek gibi tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyayız. Bu sorumluluğu hisseden bir yerden bugün emek ve Demokrasi güçleri olarak buradayız, birlikteyiz. Bu kayyım siyasetine de baskı siyasetine de gazetecilerin gözaltına alınıp tutuklanmasına da bu ülkedeki her bir yurttaşa yönelik yapılan zulme de Bolu'daki yangın kıyımına karşı da yanyanayız, omuz omuzayız. Bundan sonra da her türlü bu ay içinde 14 gazeteci gözaltına alındı. Son dönemde gazetecilere verilmek istenen gözdağı sadece basın değil, tüm halkımız için büyük bir tehdittir. Özgür medya, demokrasinin temel direğidir. Ancak AK Parti iktidarı, eleştirel ve bağımsız gazeteciliği susturmak için devletin tüm imkânlarını seferber etmiş durumda. Saray rejiminin hoşuna gitmeyen haberleri yapan, yolsuzlukları ve hukuksuzlukları ifşa eden gazeteciler gözaltına alınıyor, yargı sopasıyla tehdit ediliyor. Bu uygulamalar, hukukun üstünlüğünü yok sayan otoriter bir yönetim anlayışının göstergesidir. Buradan açıkça ifade ediyoruz: Gazetecilik suç değildir! Özgür basın susturulamaz! Bu baskılar karşısında ne gazeteciler susacak ne de bizler geri adım atacağız! Türkiye’yi karanlığa sürüklemek isteyen bu otoriter zihniyete karşı, demokrasiye ve basın özgürlüğüne sahip çıkmaya devam edeceğiz. Gazetecilere yönelik gözaltılar derhal son bulmalı, halkın haber alma hakkını savunan tüm basın mensupları özgür bırakılmalıdır. Onlar sadece gazeteci değil; halkın haber alma hakkıdır, hakikattir, ifade özgürlüğüdür! Demokratik bir Türkiye ancak özgür bir basınla mümkündür! Unutulmamalıdır ki, basın özgürlüğü yalnızca gazetecilerin hakkı değil tüm yurttaşlarımızın hakkıdır." karşı ortak mücadeleyi yürütmek büyütmek boynumuzun borcudur. Türkiye'nin kayyımlara, gözaltı ve gazetecilerin tutuklanmasına değil, demokrasiye, barışa ve özgürlüklere ihtiyacı vardır.

Bu ihtiyacı karşılamak için mücadele etmekte en temel insan hakkı olarak boynumuzun borcudur.

Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri: Baskıya boyun eğmeyeceğiz!Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri: Baskıya boyun eğmeyeceğiz!

BASKINIZA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

 "Ovacık', Esenyurt, Siirt'te yargının sopaya dönüştürüldüğünü, gazetecilere, sanatçılara, belediye başkanlarına, siyasi parti başkanlarına yönelik baskı ve tutuklamaları ile halkın korkutulmak ve sindirilmek istendiğini ve asıl amacın tek adam rejiminin geleceğini tahkim etmek olduğu açıktır.  Biz ne istersek onu konuşabilirsiniz, biz kimi işaret edersek onu seçebilirseniz, onun dışında yaptığınız ve yazdığınız  her şeye karşı yargı sopasını kullanmayı  kendisi için bir hak gören iktidarla karşı karşıyayız.

KESİNLEŞMİŞ BİR HÜKÜM YOK AMA KAYYIM VAR!

Siirt Belediye Eş Başkanı Sofya Alağaş hakkında kesinleşmiş bir mahkeme kararının bulunmamasına rağmen ve "İlgili belediye başkanın bir buçuk yıldan beri hakkındaki bir  dava devam ediyorken de belediye başkanlığı yaptı. Siirt'te de herhangi bir olumsuzluk meydana gelmemişti. Bugün ilk derece mahkemesinin verdiği karar bir kesin hüküm değildir. Hakkında kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmayan herkes kanunlar önünde suçsuzdur. Esenyurt'ta milletin seçmiş olduğu meclis üyeleri kendi başkanını seçemezken, 20-30 kilometre ötedeki Beşiktaş Belediyesi ise kendi meclisi içerisinden bir başkanvekili seçti. Şimdi 20-30 kilometre uzakta 2 farklı demokrasiyi siz Türkiye’ye nasıl izah edeceksiniz? Beşiktaş'ta ayrı demokrasi, Esenyurt’a ayrı demokrasi olabilir mi?”

KARANLIĞA TESLİM OLMADIK! BİRLEŞEREK MÜCADELE EDECEĞİZ

Hayat pahalılığı, Zamlar ve yoksulluğa karşı "Halk  artık yeter’ diyor. Biz de Antalya'dan ‘artık yeter’ sözünü birlikte yükseltmek için bir aradayız. Tek adam rejimi, demir yumruğuyla ağzını açan herkesi susturmak istiyorsa, bizde işçilerin emekçilerin, ezilenlerin sesini yükseltmek ve birleştirmek için buradayız.

Baskılar, tutuklamalara, kayyumlara karşı hak hukuk ve adalet demeye devam edeceğiz.