Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in 30 Aralık 2022'de Ankara’da silahlı saldırı sonucu öldürülmesiyle ilgili davada dün karar açıklandı. 11 sanığa hapis cezası verildi, bu sanıklardan beşi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Ayşe Ateş, öldürülen eşi Sinan Ateş'in karar duruşması sonrası X hesabından açıklamalarda bulundu.

Ateş, eşinin davasına ilişkin hazırlanan iddianame hakkında "Davamızı yargılamak için kuyruğa girdiler. Bakalım hukuki süreç Ankara'da mı bitecek yoksa Pensilvanya'ya mı dayanacak?” diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yanıt vererek şunları söyledi: "Meclis’ten yapılan o çıkışta “Ucu Pensilvanya’ya mı çıkıyor, yoksa başka bir yere mi?” cümleleri de sarf edilmişti. Yine aynı iddianamede kiralık katil Eray Özyağcı’yı Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’a tahsisli 06 AT 5021 plakalı araçla Ankara’dan İstanbul’a kaçırmakla suçlanan Ülkü Ocakları Genel Merkez Yöneticisi Tolgahan Demirbaş ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alırken Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel ise 18 yıl hapse mahkûm edildi. Yani yargılama sonucunda bu siyasi cinayetin ucu Balgat’a çıktı. Oysaki ben daha en başında çok uzağa bakılmaması gerektiğini vurgulamıştım."

'CAN GÜVENLİĞİMİZ YOK'

Duruşma günü, adliye önünde Sinan Ateş'in kardeşi Selma Ateş'e yönelik gerçekleştirilen saldırının faili Mertcan Kılıç'ın Gölbaşı Ülkü Ocakları üyesi olduğunu belirten Ateş, " Malumunuz olduğu üzere önümüzdeki dönemde Sinan Ateş’in ailesinin, çocuklarının, yakınlarının ve sevenlerinin başına geleceklerin habercisi niteliğinde bir saldırı dün Sincan Adliyesi’nde gerçekleşti. Saldırıyı gerçekleştiren ve şu anda tutuklu bulunan Mertcan Kılıç’ın Gölbaşı Ülkü Ocakları mensubu olduğu belgeleriyle birlikte basına yansıdı. Eğer adalet eksiksiz bir biçimde tesis edilmezse, suçluların tamamı yakalanıp hak ettiği cezayı almazsa yeni saldırıların artan bir şiddetle gerçekleşeceği korku ve kuşkusu taşıyoruz" dedi.

Can güvenlikleri konusunda endişe duyduklarına vurgu yapan Ayşe Ateş şöyle devam etti: "İddianamede yer alan çocuk takip ettirme, sosyal medyada kendilerini eleştiren bir şahsın Emniyet üzerinden yerinin tespiti, bir selamla bütün kişisel bilgilere anında erişim ve bu erişimin ardından gerçekleştirilen fizikî saldırılar gibi gerçekler önümüzde dururken bizi can güvenliğimiz olduğu hususuna hiç kimse ikna edemez. Benzer şekilde hedef gösterilen gazetecilerin ve siyasilerin de can güvenliği tehdit altında."

'SORUNUN CEVABI AYRILAN DOSYADA'

Aralarında Ülkü Ocakları Başkanı ve MHP'li yöneticilerin olduğu isimlere dair başlatılan ancak tamamlanmayan soruşturma dosyasını da hatırlatan Ateş, sözlerini şöyle noktaladı: "Her zaman dile getirdim: "Bu yargılama bizim için eksik iddianame ile kurulmuş yarım bir mahkeme ile yürütüldü. Netice itibarıyla mahkeme süreci sonlanmasına, 'azmettirici' sıfatıyla yargılanıp ceza alanlar olmasına rağmen Sinan Ateş’in neden katledildiği sorusu cevapsız kaldı. Bu sorunun cevabı ise ayrılan dosyada saklı. Ben ayrılan dosyada yer alan bilgi, belge ve delillerin bu siyasi cinayetin siyasi ayağını hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya koyacağından, gerçek azmettiricileri gün yüzüne çıkaracağından şüphe duymuyorum. Bu yüzden de şu andan itibaren ayrılan dosyadaki şüpheliler hakkında yürütülen soruşturmanın tamamlanıp kovuşturma aşamasına geçilmesi için canla başla mücadele edeceğimin kamuoyu tarafından bilinmesini istiyorum."