Ulusal basın,  yandaşlar ile muhalifler olarak ikiye bölünmüşken, yandaşlar bir de yanlarına boyun eğenleri ekleyince ciddi bir güç elde ettiler. Bu ayrım da ortamı iyice gerdi. Üzerine siyasilerin bu gerginliği körüklemesi ile ortalık iyice bir birine girdi! Yurttaşlar başındaki bu yandaş algı yönetimine karşı birer yurttaş haberci gibi sosyal medya hesaplarından direnmeye başladı. Son 20 yılda her politik birey bir haberciye dönüştü! 

Yerel basın birçok insanın genel medya kadar kafa yormadığı ve aynı zamanda yeterli desteği vermediği bir olgu. Bu konuda söz söylemek genel siyasette atıp tutmak kadar kolay olmuyor. Çünkü bazı sözde gazetecilerin yaptığı gibi işin içine çıkar ve menfaat girince, insan kendini sevdikleri ile savaşırken, siyasal anlamda baş rakipleri ile sevişirken bulabiliyor. Bu sözde gazetecilerin  cebinde her partinin rozeti olması bundandır.

Farklı fikirlere elbet saygı duyulması gerekir. Ancak saygı duyulabilmesi için bu fikirlerin de ideolojik bir temeli olması şarttır. Menfaatçi duruşunu, siyasal lafazanlıklar ile kılıfına uydurmaya çalışanlara itiraz ediyorum.

Esas itirazım, kalemini rantçı bakış açısıyla kullanıp, eleştirdiği kişiden bir şeyler koparınca da susanlara! Hatta bir anda dün eleştirdiği kişinin amansız savunucusu olanlara!

Ben bir yazar değilim. Ama iyi bir okur olduğumu düşünüyorum. Neden şimdi yazmaya başladığıma gelince durum çok açık sessiz kalmamak!

Önümüzdeki ilk genel seçim tüm yurttaşlar gibi beni de ilgilendiriyor.Gelecek seçim ülkemiz  için yerel seçimlerden sonra bir dönüm noktası niteliğinde. Ben de onurlu duruşunu kalemine yansıtan yazar gazeteci arkadaşlarıma destek için yazmaya karar verdim.

Haydi başlayalım... 

Ülkenin umut dolu geleceği,genel seçimleri kazanarak başlayacak. Kurtuluş ellerimizde, bilincimizde ve en önemlisi yüreğimizde...