Orman yangınlarında ikinci haftayı geriye bırakırken acı tablo ile yüzleşmeye devam ediyoruz. 9 Ağustos Pazartesi gecesi verilerine göre 53 ilde çıkan 270 orman yangınının 267’sinin kontrol altına alındığı açıklandı.
Devam eden yangınların bir an önce sona erdirilmesi ve bölgesel rehabilitasyon çalışmalarının başlaması asıl dileğimiz. Ancak devlet iletişiminin iktidar iletişimi ile bütünleşmesi sonucu oluşan güven kaybı devleti yeni önlemler almaya sürüklüyor. Gönüllüler ve bölgeden düzenli yayın yapan kanaat önderleri, ünlüler, gazeteciler ve toplumsal dayanışmayı büyüten algı tek merkezli olması hayali kurulan oto sansürlü iletişimi tam da gövdeden böldü. Doğru habere olan ihtiyacın devletin varlığına tehdit olarak algılanması paranoyası maalesef yine kendini gösterdi.
LİBERATE TUTE ME EX INFERIS
"Liberate tute me ex inferis" (Kendini cehennemden kurtar) deyimi Mahfi Eğilmez’in son kitabına da ismini veren Latince bir deyim. Bulunduğumuz çağı ve zamanı oldukça iyi anlattığına inandığım bu deyim Roma İmparatorluğu’nun son döneminde devletin yozlaşması ve çöküşe işaret etmesi açısından da çok değerli.
Yaşanılan gerçekliğin dışında devletin olası yetersizliğinin ortaya çıkması tehlikesini engellemek için sürdürülen yayın politikaları devleti güçlendirmekten çok uzak. Cumhuriyet sonrası milli menfaatlere hizmet etmek için kurulan Anadolu Ajansı ve TRT’nin özellikle haber kanallarının içinde bulunduğu durum artık itibardan tasarruf edildiğini de bize gösteriyor.
Sadece bir örnekle açıklamak gerekirse Marmaris - Hisarönü yangını tüm hızı ile devam ederken hatta bölgenin boşaltılması kararı alınmışken TRT Haber’in her şey kontrol altında yayını bölge sakinlerini çileden çıkartmıştı.
TOPLUMSAL #DAYANIŞMAYAŞATIR
Devletin yeni bir hamlesi var; Gönüllüler’in sahadaki etkinliğini bitirmek. Yangın süreci boyunca gördüğümüz gibi güvenilir ve gerçek bilgi ihtiyacı artık had safhada. Devlet iletişimi sansürlü bilgi vermeyi tercih ettiği sürece de bu ihtiyaç artarak devam edecek.
Bu sırada gündemin gerisinde kalan bir felaket ile de boğuşuldu. Van’da meydana gelen sel afeti onlarca ailenin evsiz yurtsuz kalmasına neden oldu. Yangın gündeminden dolayı sınırlı olarak haber alabildiğimiz bölgeye ise yardım eli yangının merkezinden uzandı. Marmaris Belediyesi, orman yangınlarının başından beri Köyeceğiz Döğüşbelen köyünde bulunan Düşbelen platolarını yardım üssüne çeviren Beşiktaş Kültür Merkezi (BKM) ile birlikte Van’a yardım elini uzattı. Sanatçı Yılmaz Erdoğan liderliğindeki ekip ilk günden beri gece gündüz demeden Köyceğiz’in dağ köylerine, çevre ilçelerine yardımları ulaştırmaya devam ediyor. Yangınla mücadele eden resmi ekiplere ve gönüllüler ile koordinasyon halinde gece gündüz destek oluyor.
Şunu unutmamak gerekli; Gönüllü organizasyonlar asla Devlet’i aciz gösteren girişimler değildir. Tam tersine doğru iletişim stratejisi ve koordinasyon ile devlet-yurttaş bütünleşmesi için, yaraların hep beraber sarılması için fırsattır. Asıl ihtiyacımız olan bu ülkede birlikte yaşama kültürünü doğusundan batısına her zaman savunmak.
İşte bu yüzden "Toplumsal dayanışma yaşatır".