Amerika Birleşik Devletleri'nde üç siyah ABD'linin öldürülmesi ile başlayan, sıklıkla 46 yaşındaki George Floyd'un beyaz bir polis tarafından işkence ile öldürülmesinin görüntüleri ile fitili ateşlenen yaygın eylemler birinci haftasını doldurdu. Dünya çapında ses getiren eylemler Minneapolis'te başladığından bu yana en az altı eylemci orantısız şiddet uygulanan müdahalelerde yaşamını yitirirken, yüzbinlerce kişi ise ABD çapında sokaklarda Floyd'un son sözleri olan "Nefes alamıyorum" şeklinde sloganlarla yürümeye devam ediyor.

Son aylarda üç siyah ABD'li Ahmaud Arbery, Breonna Taylor ve George Floyd'un öldürülmesi sonrasında başlayan protestolar, ABD'de sıklıkla görmeye alışık olmadığımız bir dizi önlemleri ve Başkan Donald Trump'ın şaşırtıcı açıklamalarını da beraberinde getirdi. 25 Mayıs tarihinden bu yana onlarca eyalette, yüzlerce farklı noktada yüzbinlerce kişinin kitlesel katılım gösterdiği bu eylemlerde şu ana dek altı kişinin öldüğü, yüzlerce kişinin yaralandığı bilgisi medyada paylaşılıyor.

25 Mayıs: George Floyd'un tutuklanması ve polis müdahalesi ardından yaşamını kaybetmesi

ABD'nin Minneapolis kentinde 46 yaşındaki güvenlik görevlisi George Floyd, sigara almak için gittiği Cup Foods adlı mağazada 20 dolarlık bir alışveriş sonrasında sahte para ile ödeme yapmak istemesi üzerine Filistin-kökenli mağaza sahibi Mahmoud Abumayyaleh'in ihbarı üzerine, dükkan önünde beklerken dört polis tarafından gözaltına alınmıştı. Dükkan işletmecisi Abumayyaleh, "Çoğunlukla sahte para veren müşterilerimiz paranın sahte olduğundan haberdar bile değildir, sahte olduğunu söylediğimizde uzaklaşırlar, neden mağaza önünde beklediğini bilmiyorum" açıklamasında bulunmuştu.

Derek Chauvin adındaki beyaz polisin Floyd'u tutuklamak üzere kelepçeledikten sonra bir polis aracı arkasında yere yatırıp boynuna dizi ile bastırması sonucu siyah adam hayatını kaybetmişti. Floyd'un polis tarafından 8 dakikadan uzun bir süre boğulmasını kaydeden 17 yaşındaki Darnella Frazier'in yayınladığı video internette büyük yankı uyandırdı. Videoda, George Floyd'un defalarca kendisini tutuklayan polis Derek Chauvin'e "nefes alamıyorum" demesine rağmen Derek'in Floyd'un boynuna dizi ile bastırmaya devam ettiği görülüyor. Floyd'un işkence ile polis tarafından öldürülmesinin videosu, sosyal medyada yaygın olarak paylaşıma girdiğinde, öfkeli paylaşımları da beraberinde getirdi. Olayla ilgili sonradan açıklama yapan dükkan işletmecisi Abumayyaleh ise, polisin davranışını "yargısız infaz" olarak nitelerken, ilk protestolar Cup Foods adlı dükkanın önünde başladı, eş zamanlı olarak Filistin kökenli ABD'liler de polis şiddetine karşı tepkilerini sosyal medya üzerinden paylaştı.

26 Mayıs: Minneapolis'te protestolar başladı

George Floyd'un 25 Mayıs'ta hayatını kaybetmesinin ardından Minneapolis'te siyah vatandaşlara yönelik polis şiddetini kınayan protestolar başladı. Yüzlerce kişinin katılımıyla kentte başlayan protestolar hızla büyüdü ve yer yer şiddet olaylarının görüldüğü eylemlerde polis araçları graffiti ile hedef alınmaya başlandı.  Şehrin Polis Şefi Medaria Arradondo, George Floyd'un tutuklanmasında rol oynayan dört polisi de açığa aldı ve FBI'dan olayı incelemesini talep etti. Minneapolis Polis sözcülerinden John Elder ise açığa alınan dört polisin görevli olduğu polis karakolunun da hedef alındığını açıkladı. Birçok işyeri ateşe verildi ve yağmalandı. Protestolar boyunca polis kentte yoğun bir şekilde plastik mermi ve göz yaşartıcı gaz kullandı.

27 Mayıs: Protestolar Minneapolis kentinin dışına taştı

Minneapolis'de başlayan protestolara polisin sert müdahalesi sonrasında şiddetli bir hal almaya başlamasının ardından, eylemler Memphis, Lousville, Brunswick ve Los Angeles'a da taştı.

 ABD'de eylem noktaları

ABD'nin diğer kentlerinde de son aylarda öldürülmüş olan siyah kişiler için başlayan eylemlerde, protestocular siyah ABD vatandaşlarının şiddet mağduru olmasını kınadı. Eylemlere önlem olarak polisin yoğun plastik mermi ve göz yaşartıcı gaz kullanmasının üzerine ayrıca yolları kısmen trafiğe kapatması protestoları önlemenin aksine, daha da büyüttü; polis barikatını aşan eylemciler polisin orantısız müdahalesine karşı farklı kentlerde otoyolları trafiğe kapadı.

28 Mayıs: Eyalet Muhafızları devrede

Minnesota valisi Tim Walz, Adalet Bakanlığı'na yaptığı çağrıda, kentte vandalizm ve şiddetlenerek büyüyen protestoların önlenmesinde eyalet dışından bir müdahale gerektiğini belirtti. Adalet Bakanlığı yanıtında, George Floyd'un ölümünün federal bir soruşturmada en öncelikli konu olarak ele alındığını belirtti.

Şiddetlenerek büyüyen protestoları ve vandalizmi kontrol altına alma gerekçesi ile Minnesota Valisi Tim Walz, Eyalet Muhafızlarının devreye sokulduğunu açıklarken, ABD Ordusunun Askeri Polis Birliklerini bölgeye sevk etmesini kabul etmediğini fakat takviye olarak binlerce Eyalet Muhafızı birliğinin sevkiyatını onayladığını belirtti.  Ulusal Muhafızlar Minnesota'da

 Vali Walz konuşmasında ayrıca, "Minneapolis'deki durum artık George Floyd'un katledilmesi ile ilgili değil. Durum artık sivil halka saldırmak, korku yaymak ve güzel şehirlerimizi bozmak" ifadelerine yer verdi. Öte yandan Minneapolis Belediye Başkanı Jacob Frey, huzur ve güvenliğin tesis edilmesi için çalışıldığını belirtti.

29 Mayıs: ABD Başkanı Donald Trump, Twitter'da göstericiler için "haydutlar" ifadesini kullandı

ABD Başkanı Trump, Minneapolis belediye başkanı Frey ile ilgili, "Büyük Amerika'nın güzel kenti Minneapolis'e bunlar yaşanırken arkama yaslanıp bir şey yokmuş gibi bekleyemem, fazlasıyla zayıf aşırı sol belediye başkanı Jacob Frey ya işleri yoluna koyar ya da ben Ulusal Muhafızları gönderip işi olması gerektiği gibi yaparım" şeklinde bir tweet paylaştı. Trump paylaştığı ikinci bir tweet ile de göstericilere karşı şiddet açıklamasında bulundu, "bu haydutlar Floyd'un anısına saygısızlık yapıyor, ben buna izin veremem. Herhangi bir zorlukta kontrolü sağlarız fakat yağma başlarsa kurşun yağar." Başkan Trump'ın "kurşun yağar" şeklindeki paylaşımı, Twitter tarafından şiddeti özendirdiği gerekçesiyle gizlendi, Başkan Trump Twitter'a karşı "Amerikan tarihindeki en tehlikeli anlardan birinde ifade hürriyetini savunmak" şeklinde gerekçelendirdiği bir kararname imzaladı. Kararnamede Trump, "bir avuç sosyal medya tekeli kamı ve hususi iletişimin kontrolünü elinde tutuyor; kontrolsüz bir sansür yetkileri var, iletişimi her şekilde gizleyebiliyorlar, algıyı yönlendirebiliyorlar" iddiasında bulundu. İddialara hem iktidar hem muhalefet temsilcileri, onlarca yılda oturuşmuş olan hukuk düzenini bozma girişimi olarak niteleyerek tepki gösterdi. "Kurşun yağar" paylaşımını takiben, ayrıca ABD ordusuna ait CB104 kodlu Predator tipi silahlı insansız hava aracı, Minnesota üzerinde altıgen şeklindeki yönergede birkaç saat boyunca uçuş gerçekleştirdi. Silah yüklemesi yapılmamış olan SİHA, ABD ordusunun diğer ülkelerdeki terör şüphelilerini infaz amacıyla kullandığı bir silah.  Minneapolis'te George Floyd'u öldüren açığa alınmış 44 yaşındaki polis memuru Derek Chauvin tutuklandı ve ABD'nin bazı eyaletlerinde geçerli olan kanunlarına göre en hafif cinayet seviyesi olan üçüncü derece cinayetle suçlandı. Buna göre Chauvin, "öldürme amacı gütmeden gerçekleştirdiği eylem sonucu ölüme sebebiyet vermek" suçu ile hakim karşısına çıkıyor. Bu suçun karşılığı olarak şüpheliler, 25 yıla kadar hapis cezası ya da 40 bin dolara kadar para cezası ödemek ile karşı karşıya kalabilir. 

George Floyd'u öldüren ihraç polis memuru Derek Chauvin Minnesota'da eylemciler bu suçlama üzerine 8 dakika 46 saniyelik işkence ile boğulma videosunu kanıt olarak sunup, Chauvin'in güne Floyd'u öldürmek amacıyla başlamamış olsa bile müdahale süresince davranışlarının ölüme sebebiyet verebileceğinin farkında olduğunu öne sürdü. ABD'nin diğer kentlerinden biri olan Atlanta'daki protestolar ise hız kesmeden şiddetlenmeye devam etti. Protestocu gruplar öncelikle Centennial Park'ta bir araya gelip barışçıl bir gösteri düzenledikten sonra, saat 6 sularında polis tarafından çevrelenmiş olan Atlanta CNN haber merkezine yürüdüler. Basının eylemleri doğru yansıtmadığı şeklinde sloganlar atan gruba karşı çevik kuvvet ekipleri bölgeye sevk edildi, o esnada protestocuların bir kısmı CNN binasına saldırırken görüldü. Saat 7.40'ta CNN binası dışında konuşlandırılmış olan polis araçlarına da saldıran eylemciler, daha sonra CNN binasındaki bazı camları da kırdı. Atlanta Belediye Başkanı Keisha Lance Bottoms, düzenlediği basın toplantısında doğrudan protestoculara seslendi, "40 yıl önce kent olarak bize inanan Ted Turner burada CNN'i kurmuştu; bugün sizler CNN'i tahrip ettiniz" dedi. Aynı gün, Minneapolis'teki eylemlerde canlı yayında bulunan siyah CNN muhabiri Omar Jimenez ve yayın ekibi basın kartlarını göstermesine rağmen polis tarafından şiddetli bir biçimde gözaltına alındı; bir saat kadar sonra serbest bırakıldı.

Minneapolis'te bulunan kamu okullarının yönetim kurulları yazılı bir bildiri ile tek taraflı olarak Minneapolis Polis Amirliği ile sürdürülen okulda güvenlik anlaşmasını tek taraflı feshettiğini duyurdu. New York'ta da binlerce eylemci Brooklyn ve Manhattan'da bir araya geldi. Şiddetlenen gösterilerde polise su şişesi atılması üzerine polis biber gazı sıkarak karşılık verdi ve bir çok göstericiyi göz altına aldı. Başkent Washington'da ise Beyaz Saray etrafında toplanan göstericiler, kısa süreliğine Gizli Servis'in idari binaları kapamasına sebep oldu. Başkan Trump, Beyaz Saray'ın altında bulunan yeraltı sığınağına yerleşti. Detroit kentinde de protestoculara karşı şiddet eylemine yönelen bir Trump destekçisi, kalabalığın üzerine ateş açarak 19 yaşındaki genç bir erkeği öldürdü.

30 Mayıs: Belediye Başkanı Frey, gösterileri ‘yerel terör faaliyeti' olarak niteledi

Dört gün boyunca Minneapolis'te devam eden eylemler ardından, halka evinde kalmasını söyleyen Minneapolis Belediye Başkanı Frey, "George Floyd için başlayan barışçıl protestolar, bölgemizde düpedüz yağma ve yerel terör eylemlerine dönüştü" açıklamasında bulundu ve "An itibari ile beyaz ırkçılar, organize suç örgütleri, eyalet dışından provokatörler ve büyük ihtimalle şehrimizi ve bölgemizi yok etmeye çalışan dış aktörler ile mücadele veriyoruz" ifadelerine de yer verdi. Akşam saat 20.00 itibariyle sokağa çıkma yasağı ilan edilen kentte, belediye başkanı ayrıca "yasağı ihlal etmeniz Minneapolis'e zarar vermek ve toplumunu yok etmek isteyen kişilerin kalabalığı kullanmasına hizmet eder, lütfen evinizde kalın" çağrısı yaptı. St. Paul kenti belediye başkanı Melvin Carter da, eylemlere karşı Eyalet Muhafızları'nı harekete geçirdi. George Floyd'un ölüm anına dair, üç polis memurunun Floyd'un üzerinde dakikalarca diz çöktüğünü ve bir diğerinin de başlarında durduğunu gösteren başka bir video sosyal medyada paylaşıldı. Bir polis memurunun tutuklanmasını yeterli bulmayarak George Floyd'un ölümünün sorumlusu olarak nitelenen dört polis memurunun tamamının hakim karşısına çıkmasını talep eden binlerce kişi, 30 kentte sokağa çıktı. yedi kentte valiler ve belediye başkanları haftasonu geçerli olacak şekilde, hava karardıktan sonra sokağa çıkma yasağı ilan etti. Polis müdahalesi öncesi Philadelphia[/caption] Yağmalamayı önlemeye çalışan 12 polis yaralandı, bir tanesinin kolu kırılması nedeniyle Philadelphia'da hastanede tedavi altına alındı. Minnesota, Georgia, Ohio, Colorado ve Kentucky'de Ulusal Muhafızlar devreye girdi. Detroit'te eylemler sırasında kimliği belirlenemeyen bir grup tarafından protestoculara açılan ateş sonucu eylemlere katıldığı tespit edilemeyen 21 yaşında bir erkek vuruldu, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. New York'ta polis tarafından gözaltına alınan eylemciler, kent içi ulaşım otobüsleriyle karakollara nakledilirken, otobüs şoförleri polisle işbirliğini reddederek kontak kapadı ve eylemcilere katıldı.

ABD Adalet Bakanı William Bar, herhangi bir veri ya da kanıta dayandırmadığı açıklamasında "Şiddet olayları planlı ve örgütlü bir anarşist ve solcu radikallerin taktiklerini işaret ediyor. Aşırı sol ve Antifa gibi gruplar dışarıdan gelerek şiddeti körüklüyor. Barışçıl protestolar radikal unsurlar tarafından ele geçiriliyor, bunların amacı kendi gündemlerine hizmet etmek" dedi. Yetkililer, şiddetin kaynağı olarak ima edilen grupların ya da kişilerin kim olduklarına dair herhangi bir bilgi paylaşmadı.

31 Mayıs: Protestolarda en az altı kişi yaşamını yitirdi

ABD çapında yüzbinlerce kişi sokaklarda barışçıl eylemlere katıldı, kentlerde yüzlerce kişi gözaltına alındı. 20'den fazla kentte Ulusal Muhafızlar polise destek olmak için konuşlandırıldı. Onlarca belediye başkanı gece sokağa çıkma yasağı süresini uzattı.

Indianapolis'de göstericilere açılan ateş sonrası bir kişi yaşamını yitirirken üç kişi yaralandı. St. Louis'de ise protestocuların Interstate 44 Otobanını kapatmasının ardından bir kişi hayatını kaybetti. FedEx kargo şirketine ait traktör yağmalanırken, otoban ateşe verildi. Chicago'da ise altı kişi vuruldu. Vurulan altı kişiden biri hayatını kaybetti. ABD İç Güvenlik Bakanlığı Sekreter Yardımcısı Ken Cuccinelli, protestoculara ateş açılmasını "yerel terör faaliyeti" olarak niteledi. Başkent Washington DC'de siyah bir çocuk Beyaz Saray etrafındaki güvenlik çemberini aştı; çocuğun polis müdahalesine maruz kalmaması için beyaz bir çocuk da bariyeri aşarak kendini siper etti. Çevredekiler polise "ateş etmeyin" diye bağırdı.

Atlanta'da gerçekleştirilen barışçıl protestoda, göstericilere orantısız şiddetle müdahale eden iki polis memuru meslekten men edildi.

Minneapolis'te protestocuların üzerine TIR süren Bogdan Vechirko adlı bir şoför gözaltına alındı ve ertesi gün cinayete teşebbüsle suçlandı. George Floyd'un kardeşi, Philonise Floyd polis şefine sorumlu polislerin hepsi tutuklanacak mı sorusunu yöneltti. Polis şefi, aileye taziyelerini iletirken, bu sorunun yanıtını kentteki savcılığın verebileceğini belirtti.

Başkent Washington'da St. John Kilisesi'nin mahzeninde bir yangın çıktı; bu kilise Beyaz Saray'dan yalnızca birkaç yüz metre mesafede bulunuyor ve "Başkan Kilisesi" olarak anılıyor. Protestolar esnasında bu kilisede birden fazla yangın çıktı. Washington'da gece 11 ve sabah 6 saatleri arasında sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Washington'da ayrıca Pride At Work adlı LGBTI+ kuruluşunun merkez binası da eylemler süresince yakılan binalardan biri oldu. Kurum idarecileri ve çalışanları "George Floyd için adalet, Siyahların Yaşamları Değerlidir hareketi, herhangi bir binadan daha önemlidir" açıklaması yaparak protestolara destek verdi. Beyaz Saray çalışanlarına, binaya giriş için gerekli olan kimlik kartlarını Gizli Servis kontrol noktaları haricinde saklamaları ve diğer kişilere göstermemeleri konusunda bir uyarı verildi.

Ohio'nun Cleveland kentinde gece sokağa çıkma yasağı salı gününe kadar uzatıldı. Belediye başkanı Frank Jackson, Sivil OHAL ilan etti. Kentte ayrıca çıkan yangınlarda ve şiddet eylemlerinde birden çok sağlık çalışanı da yaralandı. Boston Belediye Başkanı Marty Walsh, barışçıl protestolara katılan yurttaşlara teşekkür etti, "Şehrimize gelip şiddete başvuranlar ve yıkıma öncülük edenleri görmek öfkelendiriyor, protestoların amacından sapmasına sebep oluyorlar. Bu eylemler haklı gerekçelerle, eşitlik, adalet ve sorumluların hesap vermesi arzusuyla düzenlenmekte. İfade hürriyetini kullanan kişilere teşekkürlerimi iletiyorum" açıklamasında bulundu. [embed]https://www.youtube.com/watch?v=5p9-kzdT_Co[/embed] Devam eden protestolarda polis müdahalesi sonucu en az 6 eylemci yaşamını yitirdi.

1 Haziran: George Floyd'un otopsi raporu yayınlandı

George Floyd'un ailesi tarafından açıklanan otopsi raporunda, Floyd'un boynuna ve sırtına yapılan baskı sonucu oksijensiz kaldığı ve beynine giden kan dolaşımının engellenerek olay yerinde hayatını kaybettiği açıklandı. Bu sırada ülke çapında yayılan protestoları haberleştirmek için görev başında bulunan muhabirlere sert polis müdahaleleri de kameralara yansıdı. Muhabirlere müdahalelerde bulunan polislerin plastik mermiler ile medya çalışanlarına müdahale ettiği görüldü.

Washington DC Durumun kontrol altına alınması için polislere ‘hükmetmeleri' gerektiğini söyleyen ABD Başkanı hakkında konuşan Houston Polis Şefi Art Acevedo, ABD Başkanı Donald Trump'ın bu sözleri hakkında "Eğer yapıcı bir şey söylemeyeceksen çeneni kapa" yorumunda bulundu. Teknoloji firmalarından protestoculara destek ise gecikmedi. Apple CEO'su Tim Cook şirketin çeşitli sivil kuruluşlara maddi yardımda bulunacağını belirtirken, Twitter ile Amazon protestocuları destekleyen açık mesajlar verdiler. Kurumsal olarak eylemlere desteğini açıklamayan Facebook'ta çalışanlar bireysel olarak protestolara destekleyici yaklaşmış olsalar da şirket halen resmi bir açıklamada bulunmadı ve Twitter'ın aksine ABD Başkanı Donald Trump'ın "Eğer yağma başlarsa, kurşun yağar" mesajının şiddet-övme kategorisine alınarak kısıtlanmasına karşı çıktı. Portland, Oregon'da protestocular yere yatarak "Nefes alamıyorum" diye bağırıyor. George Floyd'un kardeşi Terrence Floyd, ağabeyinin öldürüldüğü noktada diz çöktü ve "Ben burada çileden çıkmıyorsam, ben burada bir şeyleri patlatmıyorsam, ben burada yaşadığım yeri mahvetmiyorsam siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Bu yaptıklarınız ağabeyimi geri getirmeyecek" diyerek protestolar esnasında mağazaları yağmalayan kişilere tepki gösterdi.   Terrence Floyd

 Minneapolis, George Floyd'un öldürüldüğü nokta Başkan Trump, eyalet valilerine hitap ettiği konuşmada "Çoğunuz zayıfsınız, aptalsınız" dedi ve ABD ordusunu ülkede kontrolü sağlamak için sokaklara intikal ettirmeye hazır olduğunu belirtti. Ayrıca gece boyu askeri helikopterler alçak uçuş gerçekleştirdi; bu uçuşların müdahale değil güvenlik için gözlem amacıyla gerçekleştirildiği açıklandı. Amerikan Medeni Hürriyetler Birliği (ACLU), valiler, belediye başkanları ve Emniyet teşkilatlarına yapmış olduğu çağrıda, Başkan Trump'ın yorumlarını ve direktiflerini gözardı etme ve ciddiye almama çağrısı yaptı, "Bu ülkede muhalif sesleri susturmak için askeri sokağa indirmek gibi otoriter yöntemlere ihtiyaç yoktur. Kurumlarımızın -özellikle de polis teşkilatının- damarlarında kol gezen derin köklü ırkçılık ve eşitsizlikle mücadele etmek için ihtiyacımız olan siyasi iradedir" açıklamasında bulundu. Buna rağmen bazı valiler Başkan Trump'ın mesajları doğrultusunda protestoları sonlandırmak amacıyla Ulusal Muhafız birliklerini harekete geçirdi. Daha fazla sayıda kentte ise sokağa çıkma yasakları ilan edildi. Omar Jimenez, CNN Gazetecileri Koruma Komitesi CPJ, 30 Mayıs - 1 Haziran tarihleri arasında 125 basın özgürlüğü ihlali yaşandığını, 20 gazetecinin görev başındayken gözaltına alındığını, birçok diğer basın çalışanının da protestolarda haber yaparken biber gazı, göz yaşartıcı bomba, plastik mermilerin doğrudan hedefi olduğunu açıkladı. CPJ gazetecilerin hedef alınmasına bir son verilmesini isterken, Uluslararası Basın Enstitüsü IPI ve Uluslararası Af Örgütü de aynı şekilde gazetecilerin hedef alınmamasını isteyerek yaşanan ihlallere dair kınamalar yayınladı. Atlanta'da polis orantısız güç kullanarak otomobili içindeki iki üniversite öğrencisini şok cihazıyla etkisiz hale getirdi; polis daha sonra yaptığı açıklamada öğrencilerin silahlı olabileceğinden şüphelendiği için aracı durdurup öğrencilere elektrik şoku verdiğini açıkladı. Erkek öğrenciden kimliğini istedikten sonra, öğrencinin elini cebine götürdüğü anda silah çıkarmasından şüphelendiğini, diğer kadın öğrencinin ise elleri havadayken çevreden birinin "silah" dediğini iddia eden polis memurları görevden ihraç edildi.

Minnesota'da yetkililer, Başkan Trump'ın Antifa'yı terör örgütü ilan etmesiyle birlikte, eylem karşıtı sağcı beyaz üstünlükçülerin Antifa kılığına girerek eylemlerin odağını şiddete sevk ettiğini tespit ettiklerini açıkladı. Oklahoma'da gece 10'dan sabah 5'e kadar sokağa çıkma yasağı ilan edildi; eyalet polisi yaptığı açıklamada herhangi bir toplaşmanın hukuk-dışı ilan edildiğini ve protestocuların evlerine dönmesi gerektiğini açıkladı. Floyd'un öldürülmesi nedeniyle tutuklu ihraç edilmiş polis Deren Chauvin, güvenlik nedeniyle Minnesota'da Oak Park Heights'taki bir hapishaneye nakledildi. Daha önce tutulduğu hapishanede çok sayıda protestocu da tutuklu bulunuyordu.

2 Haziran: ABD Başkanı Donald Trump ülkenin başkentinin sokaklarına binlerce asker yollayacağını söyledi

ABD'de başlayan eylemler Birleşik Krallık, Almanya, Fransa, Danimarka, İtalya, Brezilya, Avustralya, Yeni Zelanda, İrlanda, Suriye, Meksika, Kanada, Polonya ve bir dizi ülkeye daha yayıldı; bu ülkelerde yaşayan insanlar ABD temsilcilikleri etrafında protestolar gerçekleştirdi ve "Nefes alamıyorum" sloganları eşliğinde yürüdü.

Aşırı sağ beyaz üstünlükçü sosyal medya kullanıcıları, profillerini değiştirerek Antifa amblemleri yerleştirdi ve "Yoldaşlar, gün gelmiştir, bu gece her yeri yakıp yıkıyoruz. Beyazların evlerine gidip bizim olanı alma zamanı" şeklinde paylaşımlar yaparak şiddet çağrısında bulundu. Twitter, aşırı sağ troll ağları tarafından yapılan şiddet çağrılarını engelledi ve yalan haberlerin dolaşımdan kaldırılması için çalışma başlattı. Twitter ayrıca yüzlerce hesabı da askıya aldı ve benzer şekilde istenmeyen içerik paylaşan kişilerin yine engelleneceğini belirtti. Twitter'ın en çok konuşulan konular listesindeki etiketlerin bazılarını "koordineli yanıltıcı içerik girdisi" nedeniyle engellemesi üzerine hem protestocular hem aşırı sağcılar sansürlendiklerini öne sürdü. Protestocular "Black Out Tuesday" (Salı Karartması) etiketiyle duruma tepki gösterdi. Eş zamanlı olarak birçok eyalette takipçisi olmayan yeni açılmış hesaplar üzerinden internet kesintisi yapıldığına dair iddialar dile getirildi. Bu iddiaları öne çıkarak etiketler de, gerçeği yansıtmadığı için en çok bahsedilen konular listesinden çıkarıldı.

Facebook üzerinde örgütlenen sağ grupların, silahlı biçimde protestolara baskın düzenleme hazırlığı tartışmalarının yapıldığı hesaplar ve sayfalar kapatıldı. Yahudilere karşı yapılan saldırıları raporlayan Hakaret Karşıtı Birlik, ABD'de örgütlenen Odin'in Askerleri ve Amerikan Müdafa, gibi açık şekilde ırkçı ve göçmen karşıtı yapıların Facebook üzerindeki gruplarının, bu tür şiddet vakalarını çoğalttığını açıkladı. Facebook ayrıca 'Gururlu Çocuklar' adlı bir sayfayı da kapattığını açıklarken "Hangi tarafta olduğundan bağımsız olarak şiddeti öven tüm grupların sayfalarını kapatacağız" diye ekledi. Yanlış bilgiye dayalı iddianın kaynağı olarak Oklahoma'da yaşayan, onaylı Twitter kullanıcısı Jason Elia'nın hesabı saptandı. Elia'nın hesabının kısa süreliğine hacklenerek kendisi dışında biri tarafından bu paylaşımın yapıldığı belirtildi. ABD'nin eski başkanlarından George W. Bush yaptığı yazılı açıklamada, George Floyd'un polisler tarafından öldürülmesinin videosunu izlediğini, ve vahşice boğulmasından acı duyduğunu belirtti. Bush ayrıca, "Ülkeyi boğan adaletsizlik ve korku ortamından" rahatsızlık duyduğunu da ekledi. ABD Savunma Bakanı Mark Esper, toplumsal olaylara müdahale konusunda askerlerin rolünü savunarak "Savunma Bakanlığı çalışanları ABD anayasasını korumak için bir yemin ederler; bu yemin kapsamında da Amerikan halkının ifade hürriyeti ve barışçıl bir araya gelmesini korumakla yükümlüyüz. Personelimiz ülke çapında halkımızı, işyerlerimizi, anıtlarımızı ve ibadet yerlerimizi korumak için görevi başında" dedi. Başkent Washington DC'de, Martin Luther King'in 1963 yılında efsanevi "Benim bir hayalim var..." şeklinde başlayan ırkçılık karşıtı konuşmasını yapmış olduğu Lincoln Anıtı'nda yüzlerce protestocunun toplanması üzerine, onlarca güvenlik memuru konuşlandırılarak adalet talebiyle bir gösteri düzenlenmesinin önüne geçti.

Lincoln Anıtı / Martha Raddatz Lincoln Anıtı / Martha Raddatz[/caption] ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'ın yakınlarında binaların ve tarihi anıtların yağmalandığı Washington D.C.'de "ağır silahlı" askerlerin ve polislerin protestoların büyümesini engellemek ve yağmalamayı durdurmak adına başkentte sokağa intikalin başlayacağını belirtti. Protestolar sırasında zarar gören St. John Kilisesi önünde elinde İncil ile fotoğraf çektirmeye giden ABD Başkanı Donald Trump'ın çekimi öncesi Beyaz Saray önünde toplanan bir grup barışcıl göstericiye polis biber gazı ile müdahale etti. St. John Kilisesi Papazı Gini Gerbasi, Trump'ın yoğun polis varlığı öncülüğünde plastik mermi ateşleyerek girdiği kilisede, "kutsal bir alanı fotoğraf pozu vermek için savaş alanına çevirdi ve dinimize hakaret etti" açıklamasını yaptı. Papaz Gerbasi, "200 yıllık kutsal toprağımızı savaş alanına çevirdi, böyle bir manzarayla karşılaşacağımı asla hayal bile etmezdim. Bu dinimize hakarettir, şaka yapmıyorum, başkanın söylediği sözlere uygun davranması gerekir, kendisi iyileşmeden, bütünleşmeden, aşktan, barıştan bahsetti. Bunları konuşurken kiliseyi savaş alanına çevirmek, kutsal mabede girip fotoğraf pozu vermek bir hakarettir" şeklinde açıklamasına devam etti. ABD'de, protestolara karşı Trump'ın askerleri sokağa sürmesiyle eylem noktalarına giden askerlerden bir kısmı #BlackLivesMattter eylemine dahil oldu. Hollywood'un Sunset Boulevard bölgesindeki askerler, protestocuların talebi üzerine diz çöktü.

Texas Valisi Greg Abbot, "Burada gerçekleştirilen bir protestoda Amerikan askerlerinin harekete geçirilmesine gerek yok. Biz kendi işimizi kendimiz çözeriz" derken, eyalette hali hazırda 3 bin kişilik bir kuvvet zaten askeri üslerde hazır bulunuyor. Birçok eyalette, polis şiddetine karşı yapılan gösterilerde polisin orantısız sert müdahalesi, göstericiler tarafından "Tam da bunu protesto ediyoruz" tepkisiyle karşılandı. Onlarca kentte yoğun biber gazı kullanımı ve hedef gözeterek protestocuların yüzlerine plastik mermiyle ateş eden polis görüntüleri tespit edildi. Ayrıca, eylemlerdeki polis şiddetini belgeleyen gazeteciler de şiddetli müdahalenin hedefi oldu. Minneapolis'te bir gazeteci polis tarafından plastik mermiyle gözünden vurulması sonrasında görme yetisini kaybettiğini açıkladı. Gazeteci Linda Tirado, "Ağzımda biz postalla susturulacağıma gözüme mermi yerim daha iyi" paylaşımı yaptı. Paylaşımı Trump destekçileri tarafından "dersini almamışsın" şeklinde polis şiddetini öven yorumlar topladı.

Barclays Center, New YorkNew York'ta dokuz Demokrat Parti seçilmiş temsilcisi, polis-kaynaklı ve suç ile ilgili olarak toplamış oldukları fonları, tutuklanan protestocuların kefalet masraflarını ödemek için kullandı. 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Aaron Fernando, "Polislerin bağışları nereye gidiyor" şeklinde bir açık dosya paylaştı 29 Mayıs'ta; seçilmiş kişilerin toplamış olduğu fonların suçu önlemede kullanılması gerektiğinden, bu kaynakların kefalet masrafları için harcanmasını önerdi ve bu öneri seçilmiş yetkililer tarafından kabul gördü.

New York Belediye Başkanı Bill de Blasio, yağma faaliyetlerinin koordineli ve planlı bir biçimde bir anda başladığını söyledi. Blasio ayrıca, "Protestocularımız barışçıl, haftasonu hiç bir eylemde yağma yoktu, fakat aynı anda birçok noktada birden başladı ve bu nedenle de sokağa çıkma yasağını daha erken saate aldık" açıklamasında bulundu. Blasio ayrıca Ulusal Muhafız birliklerinin kente intikal etmesinin ölümcül sonuçlar doğuracağını da sözlerine ekledi.

New York'ta saat 8 itibariyle sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi nedeniyle, Uber ve Lyft gibi dijital paylaşımlı araç hizmetleri durduruldu; polis-taksi uygulamalarında taksi şoförü kılığına giren polisler eylemcileri lafa tutarak protestodan döndüklerini tespit ettiklerini gözaltına aldı. Öte yandan New York Emniyet Müdürü Terence Monahan da eylemcilere katılarak diz çöktü ve "George Floyd'un maruz kaldığı muamele yanlıştı, şimdi de bu yanlışın bedelini bütün ülkedeki polisler ödüyor" dedi.

New York Polis Şefi Monahan New York'ta aynı zamanda Manhattan Köprüsü üzerinde yüzlerce protestocu köprüden geçerken polisin köprünün iki yanını da kapatması nedeniyle mahsur kalması üzerine kısa süreli gerginlik yaşandı. Bir süre sonra protestoculara müdahale etmeden geçişe izin verilmesi üzerine, Başkan Trump "New York Valisi Cuomo ne zaman Federal hükümetin yardımını isteyecek? Hukuksuzluk ve yıkım New York'u ele geçirdi" paylaşımını yaptı.  New York Manhattan Köprüsü'nde mahsur kalan protestocular[/caption] Kuzey Karolina eyaletinde, Charlotte kentinde polis protestocuların üzerine giden 30 şarjör ve istila silahı donanmış bir kişiyi gözaltına aldı. Ayrıca polis aynı kentte eylemcilerin su şişelerini polise atması sonrasında kimyasal içerikli "olaylara müdahale ekipmanları" kullandığını açıkladı. Emniyet teşkilatı, "kimyasal silahların kamuyu korumak amacıyla kullanıldığı" iddiasında bulundu. Missouri'nin St. Louis kentinde emekli polis komiseri David Dorn, eylemler sırasında vurularak yaşamını yitirdi. Başkan Trump, olayla ilgili bir tweet paylaşarak, "Utanmaz yağmacılar tarafından vurulup öldürülen büyük komiserimizin ailesine en içten saygılarımızı sunuyoruz" dedi. Los AngelesLos Angeles'ta barışçıl sivil itaatsizlik eylemleri gün boyu sürerken, polis belediye başkanlığı önünde toplanan binlerce kişi arasından rastgele tutuklamalar yaptı. Belediye başkanı Eric Garcetti, "Protestocularla gurur duyuyorum, bu hakkımızı canı gönülden kucaklıyorum; barışçıl olduğu için mutluyum" açıklamasını yaptı. Kolorado'nun Denver kenti polis şefi Paul Pazen da, eylemcilerle birlikte kol kola yürüdü ve "Görüldüğü üzere gelişim için bir alana ihtiyacımız var" dedi. Polis şefi ayrıca konuştuğu gazetecilere "konuştuğum diğer protestocuların çoğundan duyduğum üzere yorgunlar, korkuyorlar ve bu şekilde hissetmek istemiyorlar" açıklamasını yaptı. Denver'da protestolar başladığından bu yana tutuklanan 54 kişiyle ilgili olarak da "Barışçıl protestolara destek veriyoruz, yıkımdansa diyalog yanlısıyız; tutuklanan kişiler sokağa çıkma yasağını ihlal edenler" dedi. Ayrıca Pazen, sosyal medya profilinde "Haydi ayaklanma başlatalım" paylaşımı yapan bir polis memurunun da görevden ihraç edildiğini açıkladı. Chicago Belediye Başkanı Lori Lightfoot, protestolar sırasında zarar gören işyerleri için 10 milyon dolarlık bir kurtarma paketi açıkladı ve önümüzdeki dönemde bölgedeki polis teşkilatının işleyişini düzenleyen polis kanununda önümüzdeki 90 gün içinde değişiklikler yapılacağını açıkladı. Yeni planlara göre polis alımı konusunda daha nitelikli eğitim programları uygulanacak, mahalli ve topluluk temsilcileri ile öğretmenler düzenli olarak polis eğitimlerinde konuşmacı olacak; polis memurlarının kendilerini sakin hissetmesi ve stresten uzak kalması için önlemler geliştirilecek; kriz yönetimi ve adalet konusunda zorunlu eğitim tüm polisler için geçerli olacak; kamu destekli polislik için yeni alımlar yapılacak.

 Seattle Öte yandan Seattle'da hafta sonu polisin sert müdahalesine dair 14 bin şikayet kayıt altına alındı. Şikayetler arasından bir kısmı genç bir kız çocuğu ve barışçıl göstericilere biber gazı sıkılması, gözaltına alınmak üzere yere yatırılmış bir eylemcinin polis tarafından yumruklanması, iki kişiyi gözaltına alırken polislerin enseleri üzerine diz çökmesi, polis kimlik numaralarının saklanması, polisin göğsünde bulunan kameraların üzerine kapatıp kaydı engelleme, polis kameralarının kayıtlarını karakola bildirmeme, polislerin mağaza camlarını kırması şeklinde sıralandı.