Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden resmen çekildiği günde, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele programında konuştu. Erdoğan, "İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemizi kadına yönelik şiddetle mücadeleden geriye gidiş olarak yansıtmaya çalışıyor" ifadelerini kullandı.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4. Ulusal Eylem Planı Tanıtım Toplantısı"nda konuştu. Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden resmen çekildiği bu günde Erdoğan, "Son günlerde bazı çevreler 1 Temmuz itibariyle resmen çekildiğimiz İstanbul Sözleşmesi'yle ilgili kadına yönelik şiddetle ilgili bir geriye gidiş olarak yansıtmaya çalışıyor. Bizim kadına yönelik şiddetle mücadelemiz İstanbul Sözleşmesi'yle başlamadığı gibi bitecek de değildir" açıklamasını yaptı.
"BAZI ÇEVRELER, GERİYE GİDİŞ OLARAK YANSITMAYA ÇALIŞIYOR"
Erdoğan, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmenin toplumdaki yansımasını şöyle değerlendirdi: "Şayet ortada bir sorun yaşanıyorsa konunun bir tarafında erkek bir tarafında kadın vardır. Ailede kadın ne kadar sorumluluk sahibiyse erkek de aynı derecede mesuliyet sahibidir. Kadına şiddet meselesinde ortada bir mağdur varsa bir de fail mevcut demektir. İktidara geldiğimiz günden beri, kadına yönelik şiddetle mücadele öncelikli konularımız arasında yer almıştır. Atılan her adımı destekledim. Her sorunla bizzat ilgilendim. Bu hassas konunun çözümü için farklı politikalar geliştirdik ve uyguladık. Son günlerde bazı çevreler bugün, yani 11 Temmuz'a doğru gidiyoruz, öncesinde 1 Temmuz itibarıyla çekildiğimiz İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemizi kadına yönelik şiddetten geriye gidiş olarak yansıtmaya çalışıyor. Bizim kadına yönelik şiddetle mücadelemiz İstanbul Sözleşmesi'yle başlamadığı gibi bitecek de değildir. Sözleşmeden çekilme gerekçemizi zaten paylaştık. Bizim kadına yönelik şiddetle mücadele çerçevesinde yaptığımız düzenlemelerin, uygulamaların kadınların haklarına, onurlarına sahip çıkmamızın tek nedeni insan sıfatıyla kendilerine olan saygımızdır.
"KADINA YÖNELİK ŞİDDET FARKLI DİNAMİKLERE SAHİP BİR OLGU"
Dün kadına yönelik şiddetle, kadınların insan olarak sahip oldukları haklarını kullanabilmesi için nasıl mücadele ediyorsak, bugün de yarın da aynı mücadeleyi sürdüreceğiz. Kadına yönelik şiddetin tamamen ortadan kalkması tüm kesimlerin inancı ve çabasıyla mümkündür. Kadına yönelik şiddet pek çok faktörden etkilenen, genel şiddetten farklı dinamiklere sahip bir olgudur. Kadına yönelik şiddetin ortaya çıkmasına neden olan faktörlerin incelenmesi ve bertaraf edilmesi gerekiyor. Bu durum aile içinde vuku bulmuşsa, çocuklar da travmaya neden olabiliyor. Şiddeti bir davranış şekli olarak öğrenen çocukların yarının mağduru ve faili olarak karşımıza çıkma ihtimali artıyor. Toplumsal sonuçları itibariyle şiddet depresyonun, suç oranlarının artmasına yol açıyor. Kadına yönelik şiddeti, salgınla mücadelede olduğu gibi siyasete malzeme etmeden objektif şekilde ele almamız gerekiyor. Kadına yönelik şiddet tüm ülkelerin sorunudur. Bu küresel sorunu tüm dünya gibi biz de yasal düzenlemeler, önleme, koruma ve kovuşturma alanlarında ihtisaslaşarak aşmaya çalışıyoruz. Sosyal politikalarımızı ilgili tüm kesimlerin desteğiyle kararlılıkla sürdürüyoruz. İlkini 2007 yılında hazırladığımız Ulusal Eylem Planımızı güncelleyerek bugüne kadar getirdik. Toplumsal, kültürel ve teknolojik değişimler çalışmaların geliştirilmesini gerektiriyor. Bugün sizlerle 4'üncüsünü paylaşacağımız eylem planımızda yeni başlıklar bulunuyor. Nedenleri ve sonuçları itibariyle değerlendirdiğimizde kadına yönelik şiddetle mücadelede çok yönlü ve bütüncül bir yaklaşıma ihtiyaç olduğunu görüyoruz. İlk idari ve somut adımı 2006 yılındaki başbakanlık genelgesiyle atmıştık. 3 ulusal eylem planını başarıyla uyguladık. Anayasal değişikliklerle mücadelenin hukuki zeminini güçlendirdik. Türkiye en kapsamlı ve mevzuata sahip ülkeler arasında ilk sıralara çıkmıştır. Kanunun çok önemli mesafeler kat etmemizi sağladığına işaret ediyor. Kanun; ırk, renk, dil, din, statü gibi ayrımlar gözetmeksizin şiddete uğrayan veya uğrama tehlikesi bulunan kadınları, çocukları, erkekleri korumayı amaçlıyor. Geniş yelpazesiyle kanun herkesi koruma kapsamına alıyor. Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra çok sayıda düzenleme yapılmış, kurumsal yapı oluşturulmuştur. Bunlardan birisi de ŞÖNİM'lerin kurulmasıdır. 81 ilimizde kadına yönelik şiddetle mücadelede önleyici katkıları olduğuna inanıyorum. Yeni eylem planımızda mücadeleyi daha da güçlendiriyoruz.
"YENİ EYLEM PLANI 2021-2025 YILLARI KAPSAMAKTADIR"
Yeni eylem planımız 2021-2025 yılları kapsamaktadır. Eylem planımızı kamu kurumlarının, STK'ların, üniversitelerin, medya mensuplarının ve ilgili tüm paydaşlarla hazırladık. Oldukça hacimli bir kitap olarak ortaya çıkan planı 5 ana hedef, 28 strateji olarak yapılandırdık. Bu bütüncül politika dokümanını sizlere sunuyoruz. Kadına yönelik şiddetle mücadele 4'üncü Ulusal Eylem planının ilk hedefi şiddetle mücadele eylem planının gözden geçirilmesi olarak belirledik. Amacımız mağdurun adalete erişiminin kolaylaştırılması ve şiddetin orantılı şekilde cezalandırılmasın sağlamaktır. Kurumlar arası işbirliğinin geliştirilmesi için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın koordinasyonunda protokoller imzalandı. ŞÖNİM yönetmeliği kapsamında il koordinasyon izleme ve değerlendirme komisyonları oluşturuldu. Her ilin kültürel, sosyolojik kadına yönelik şiddetle mücadele il eylem planları 81 ilde yürütülüyor. Kadına yönelik şiddetle mücadele teknik kurulu da oluşturularak faaliyetini sürdürmektedir. TCK'daki suç tipleriyle, ısrarlı takip, siber şiddet, zorla evlendirme gibi şiddet türlerinin yeniden değerlendirilmesini planlıyoruz. Uyuşmazlıklarda haksız tahrik ve takdiri indirim müesseselerinin nasıl uygulandığının analizlerini yaparak, gerekli değişiklikler için harekete geçilecek. İkinci hedef, tüm plan ve programlara yerleştirerek 5 strateji belirledik. Her düzeyde kamu personeline eğitim verilmesi, işbirliği protokoller, işbirliğinin geliştirilmesi, komite ve komisyonlarının hedeflerinin artırılması gibi eylemler yer alıyor. Üçüncü hedef, koruyu hizmetlerin etkili sağlanmasıdır. Vaka bazlı özel müdahale programların hayata geçirilmesi, kolluk programlarını etkisinin artırılması, sağlık erişimine erişimin kolaylaştırılması, önleyici hizmetlerin hazırlanması stratejilerini uygulayacağız. Hayata geçireceğimiz faaliyet sayısı 65'i bulacaktır. Temelini oluşturan mağdurun korunması ve desteklenmesi ile kurumsal hizmetler daha da önem kazanmaktadır. Önlemek, kovuşturmak, ortadan kaldırmak doğru müdahaleyi gerçekleştirmek kurumsal yapılar ve programlarla mümkündür. ŞÖNİM'lerle beraber kadın konuk evlerinde kurumsal hizmetler yürütülüyor. Şiddetle Mücadele İrtibat Noktalarına mağdurların kolay ulaşabilmesini sağlıyoruz. Bu merkezlerde rehberlik ve danışmalık, hukuk, sağlık, istihdam ile çocuklara burslarla destek veriyoruz. Konuk evinden ayrıldıktan sonra psiko-sosyal destek vererek, mesleki eğitimlerden faydalanmalarını temin ediyoruz. Şiddeti gerçekleşmeden durdurmayı biliyoruz. Bu doğrulta faillerin ve uygulama ihtimali olanların öfke kontrollerinin sağlanması için eğitimlere başlıyoruz. Alkol ve madde bağımlılığından kurtulması için çok ciddi faydalar elde edeceğimize inanıyorum. Denetimli serbestlik, tutukluluk, teknik takiple yürütülmesini planlıyoruz. Konuk evlerinde; 682 bini kadın 54 bini erkek, 96 bini çocuk olmak üzere 833 bin kişiye hizmet verildi. Önümüzdeki dönemde 7 ilimizde kadın konuk evi daha açılacaktır. 9 ilimizdeki mevcut konuk evlerini dönüştürüyoruz. Özel güvenlik önlemleri alıyoruz. Barınma amacıyla kuruluşlarımıza müracaat eden kadınlarımıza gereken desteği veriyoruz. Hizmet kalitesini artırmak amacıyla rehber hazırladık. İletişim teknolojilerini de etkin bir şekilde kullanıyoruz. 183 destek hattı tüm kadın ve çocuklar için psikolojik, hukuki ve ekonomik danışma hattı olarak hizmet veriyor."