Geçtiğimiz hafta iktidar cenahı için çeşitli konularda ana muhalefetin ön alma ve karşı hamleleri ile uğraşarak geçti. Kanal İstanbul temel atma töreni ve “Söke Söke Alırlar” polemiği gündemi meşgul etmeye devam ederken bir gece ansızın yine bir Cumhurbaşkanı kararı ile Katar’lı Askeri öğrencilerin Türkiye’de Tıp ve Sağlık Bilimleri alanında yüksek öğretim almaya hak kazandığını öğrendik.

Bir yandan Kanal İstanbul konusunda İstanbul Planlama Ajansı İPA’nın kanal.istanbul kamu bilgilendirme platformu geçtiğimiz günlerde yayına girdi. Aynı sıralarda başta ana muhalefet partisi olmak üzere, tüm muhalefet partileri gerçekleşecek temel atma törenini sert bir şekilde eleştirdiler. İBB tarafından duyurulduğu hali ile meğerse daha önce planlanmış bir köprü inşaatı sembolik olarak Kanal İstanbul törenine malzeme edildiği ortaya çıktı. İBB uzun süredir müsilaj konusu ile dağınık görünüm veren iletişimini planlı programlı hamlelere dönüştürerek toparlamaya başladı.

SÖKE SÖKE ALIRLAR MI?

Muhtemelen alırlar. Daha önce birçok ülkenin yaşadığı uluslararası tahkim süreçlerini hatırladığımızda olası kesinleşmiş tazminat kararı ile mahkum olan ülkelerin o ülkedeki varlıklarına, havalimanlarına inen uçaklarına el konulmasına kadar varacak şekilde uygulandığına şahit olduk. Fakat aslında konu bu değil.

İktidar iletişim sistemi bir süredir ana muhalefet partisinin gündemi belirleme gücünü yok sayıyor ya da farkında değil. İktidar iletişimcileri bu konuda üst üste bir hata daha yaparak yirmi yıldır belki de ilk kez liderine olası mağlubiyeti ve iktidar kaybını ciddi ciddi düşündüklerini açıkça belli eden “Söke söke alırlar..” açıklamasını yaptırmış oldu. Ak Parti siyasal iletişim tarihine bu açıklama ile tekrar not düştü. Bu açıklamanın sonucunda psikolojik üstünlük ana muhalefet tarafında pekişti. Ak Parti, yine ‘cevap veren’ pozisyonuna çekildi.

KATARİSTAN ALGISI BAŞARISI

Cumhurbaşkanı kararı ile Katarlı askeri öğrenciler ile ilgili mesele tam da üniversiteye hazırlanan öğrencilerin sınava girişlerinden önce gündeme oturdu. Son zamanlarda birçok hatalı resmi gazete nüshasına imza atan ilgili bürokratlar bu kez de ucu açık ve yorumlanmaya çok müsait bir karar ile sınava girecek öğrenciler ve ailelerinin moralini bozmayı başardılar.

Ana muhalefet lideri ise “Kataristan” temalı paylaşımları ile konuya dahil oldu ve geniş bir etkileşim yakaladı. Algıda lider olan ana muhalefeti iktidarın iletişim ağı durdurmaya çalışsa da artık nafile. Algı gerçektir ve artık asıl gerçeğin hiçbir önemi yoktur. Katarlı askeri öğrencilerin gelişi ve gidişi yakın takip edilecek ve sürecin kimi haklı çıkaracağı da ancak o zaman belli olacak.

Ülkemizin önde gelen kanaat önderi, akademisyen ve eğitimcilerinin bu kararın sınava girecek olan öğrencileri etkilemediği yönündeki açıklamaları henüz kitleleri yatıştırabilmiş değil. Ana muhalefet lideri ise sözünün arkasında ve kararın içerisindeki ifadeleri sorgulamaya devam ederek algı liderliğini sürdürdü.

Siyasal iletişimin ana başarı unsurlarından birinin davranış ve gündem değiştirme başarısı olduğunu düşünürsek “Kataristan” kavramı bu konuda önemli bir dönüm noktası olacak.